Pazartesi, Ekim 20, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Beliren Yetişkinlerde Duygu Şekillendirme (Emotion Crafting) Süreci: Psikolojik İhtiyaç Doyumunun Önemi

Hepimiz hayatımızda iniş çıkışlar yaşıyoruz. Özellikle 18-25 yaş aralığını kapsayan beliren yetişkinlik dönemi, duyguların en yoğun deneyimlendiği zamanlardan biri. Üniversiteye başlamak, iş hayatına atılmak, ilişkilerde yol almak, aileden bağımsızlaşmak… Bu süreçte gençlerin yaşadığı stres ve kaygılar bazen dayanılmaz görünebiliyor. Peki bu duyguları sağlıklı biçimde yönetebilmek için ne gerekiyor?

Benim de içinde yer aldığım, Assistant Prof. Aylin Koçak, Dilay Aslan ve Tuğçe Çetin ile birlikte yürüttüğümüz bir araştırma, bu soruya Kendini Belirleme Kuramı (Deci & Ryan, 1985) çerçevesinde yanıt aradı. Çalışmada, beliren yetişkinlerin temel psikolojik ihtiyaç doyumları ile duygu şekillendirme becerileri arasındaki ilişkiyi inceledik.

Duygu Şekillendirme Nedir?

Son yıllarda öne çıkan bu kavram, bireyin olumsuz duygularla sadece mücadele etmesi değil, aynı zamanda olumlu duyguları bilinçli olarak artırmaya çalışması anlamına geliyor. Yani kötü bir günün ardından bir arkadaşla buluşmak, müzik dinlemek ya da spora gitmek aslında duygu şekillendirme davranışıdır.

Ölçmek için Duygu Şekillendirme Ölçeği (Van der Kaap-Deeder ve ark., 2023; Türkçeye çeviri: Güldeste ve ark., 2023) kullanıldı. Ölçek iki boyuttan oluşuyor:

  • Farkındalık: Duyguların farkına varma.

  • Eylem: Olumlu duyguları artırmaya yönelik davranışta bulunma.

Temel Psikolojik İhtiyaçlar

Kendini Belirleme Kuramı’na göre, bireyin iyi oluşu üç temel ihtiyacın doyumuna bağlı:

  • Özerklik: Kendi kararlarını verebilme.

  • Yeterlik: Bir işte başarılı olduğunu hissetme.

  • İlişkisellik: Anlamlı bağlar kurma.

Bu ihtiyaçları ölçmek için Temel Psikolojik İhtiyaç Doyumu Ölçeği (Koçak ve ark., 2025) kullanıldı.

Çalışmanın Yöntemi ve Bulgular

Araştırmaya 18-22 yaş aralığında, çoğu üniversite öğrencisi 122 genç katıldı. Katılımcılar çevrimiçi anket yoluyla hem Duygu Şekillendirme Ölçeği’ni hem de Temel Psikolojik İhtiyaç Doyumu Ölçeği’ni doldurdu.

Korelasyon sonuçları şunu gösterdi:

  • Temel ihtiyaç doyumu ile eylem temelli duygu şekillendirme arasında anlamlı ve pozitif ilişki vardı (r = .367, p < .001).

  • Temel ihtiyaç doyumu ile farkındalık arasında da pozitif bir ilişki bulundu, ancak daha zayıftı (r = .284, p = .002).

Regresyon analizine baktığımızda ise:

  • Temel ihtiyaç doyumu, eylem boyutunu anlamlı şekilde yordadı (β = 0.504, p < .001).

  • Farkındalık boyutu ise ihtiyaç doyumundan bağımsızdı (p = .171).

Yani özetle, özerklik, yeterlik ve ilişkisellik ihtiyaçları doyurulduğunda gençler duygu şekillendirme için aktif adımlar atabiliyor, ama sadece duygularını fark etmeleri için yeterli olmuyor.

Sınavdan düşük not alan iki öğrenci düşünelim. İlki, ailesiyle çatışmalı, kendini yetersiz hissediyor, arkadaş çevresinden kopuk. Bu öğrenci başarısızlık karşısında öfkeye kapılabilir ve kendini toparlamakta zorlanabilir. Diğeri ise ailesinden destek gören, kendi kararlarını verebilen ve sosyal bağları güçlü biri. O öğrenci ise aynı başarısızlık karşısında “Moralim bozuldu ama biraz spor yapıp sonra tekrar deneyeceğim” diyebilir. İşte araştırmamızın bulguları bu farkı açıklıyor.

Neden Önemli?

Sonuçlar bize, beliren yetişkinlerin duygularla başa çıkabilmesinde temel psikolojik ihtiyaçların doyumunun kritik olduğunu gösteriyor. Özerk, yeterli ve bağlı hisseden gençler, olumsuz duygular karşısında pasif kalmak yerine olumlu duygularını artıracak stratejiler geliştirebiliyor.

Ama farkındalık boyutunun bağımsız çıkması bize önemli bir mesaj veriyor: Duyguların farkına varabilmek için mindfulness, dikkat odaklı egzersizler ya da psikoeğitim gibi ek araçlara ihtiyaç olabilir. Yani duyguların farkına varmak sadece ihtiyaçların doyumuna bağlı değil, öğrenilmesi gereken bir beceri.

Sonuç

Günlük yaşamda sıkça karşılaştığımız stres, kaygı ve hayal kırıklıklarını yönetmenin yolu sadece güçlü iradeden geçmiyor. Asıl mesele, bireylerin temel psikolojik ihtiyaçlarının karşılanması. Çalışmamız, bu ihtiyaçların özellikle eylem temelli duygu şekillendirmeyi beslediğini gösteriyor. Bu da hem bireylerin kendilerini daha iyi hissetmesine hem de ilişkilerinde ve akademik yaşamlarında daha sağlıklı adımlar atabilmesine katkı sağlıyor.

Beliren yetişkinlik dönemi zorlu ama aynı zamanda fırsatlarla dolu. Eğer gençler bu dönemde özerkliklerini, yeterlik duygularını ve sosyal bağlarını destekleyecek bir çevrede bulunurlarsa, duygularını daha yaratıcı ve sağlıklı biçimde dönüştürebilirler.

Selin Türkmen
Selin Türkmen
Selin Türkmen, İzmir Ekonomi Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunudur. Eğitim sürecinde farklı kurumlarda klinik stajlar yaparak çeşitli yaş gruplarıyla çalışma deneyimi kazanmıştır. Psikodinamik kuramlar, bağımlılık psikolojisi ve nöropsikolojik değerlendirme alanlarına ilgi duyan, Antalya’da kurduğu Psikoloji Topluluğu ile bireyleri psikolojiyle buluşturan atölye ve etkinlikler düzenlemektedir. Amacı, bilimsel bilgiyi herkes için erişilebilir kılmak ve psikolojik farkındalığı artırmaktır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar