Bir asansöre bindiniz ve herkes kapıya sırtını dönmüş şekilde duruyor, ne yapardınız?
Muhtemelen siz de diğerleri gibi sırtınızı dönerdiniz. Bu sahne, 1962’de Candid Camera adlı bir programda çekilmişti. Bu şaka, sosyal psikolojide conformity (uyum davranışı / sosyal uyum) fenomenine dair güçlü bir örnek haline geldi. Peki nedir bu deney?
Candid Camera ekibindeki kişiler bir asansöre binip kapıya sırtları dönük bir şekilde duruyorlardı. Habersiz katılımcılar bu durumdan rahatsızlık duymaya başladılar ve kendi doğru bildikleri davranıştan tereddüt etmeye başladılar. Kısa süre sonra, çoğunluğun davranışına uyum sağlayıp kendileri de kapıya ters olacak şekilde döndüler. İçinde bulundukları çoğunluğa uyma dürtüsü, bu hareketi yapmalarına sebep oldu. İşte bu dürtü, sosyal psikolojide “conformity” olarak adlandırılır. Bireyin, ait olduğu bir gruba uyum sağlamak amacıyla inanç veya davranışlarında değişiklik yapmasına sebep olan sosyal etkiye denir.
Asansör deneyindeki bu durum, günlük hayatta sosyal uyumun nasıl ortaya çıkabileceğine dair eğlenceli bir örnektir. Ancak bu olgunun bilimsel olarak incelendiği çalışmaların başında, sosyal psikolog Solomon Asch’in 1951’de gerçekleştirdiği ünlü “çizgi deneyi” gelir.
Solomon Asch’in Çizgi Deneyi
Çoğunluk grubun bir bireyin kararını ne ölçüde etkileyeceğini incelemek için tasarlanan bu deney, sosyal psikoloji literatürünün en çarpıcı bulgularından birini ortaya koymuştur. Deneyde katılımcılara, biri hedef çizgi olmak üzere farklı uzunluklarda üç çizgi gösterilmiştir. Katılımcının görevi, hedef çizgiyle aynı uzunlukta olan çizgiyi seçmekti.
Normal şartlarda bu oldukça basit bir görevdi; fakat katılımcı, yanıt vermeden önce odadaki diğer kişilerin (Asch’in işbirlikçileri) görüşlerini dinliyordu. İşbirlikçiler, deneyin belirli aşamalarında kasıtlı olarak yanlış çizgiyi seçerek grup içinde yapay bir çoğunluk oluşturuyorlardı.
Sonuçlar oldukça çarpıcıydı: Katılımcıların yaklaşık üçte biri, kendi doğru bildikleri cevap yerine çoğunluğun yanlış cevabına uyum sağladı. Tüm oturumlar boyunca bakıldığında, katılımcıların yaklaşık %75’i en az bir kez çoğunluğun etkisine kapılıp yanlış cevabı verdi. Yani, bireyler açıkça yanlış olduğunu bildikleri durumlarda bile grup baskısı altında kendi yargılarından vazgeçebiliyorlardı (Asch, 1956).
Bu deney, grup baskısının sadece gözle görülür hareketler değil, zihinsel süreçler üzerinde de etkili olduğunu ortaya koyuyor. Katılımcılar, çoğunluğun etkisi altında kendi algılarını bile sorgulamışlardır. Asch bu bulgularla, insanların yalnızca bilgiye dayalı nedenlerle değil, aynı zamanda gruba aykırı düşme korkusu ya da dışlanma endişesiyle de sosyal uyum davranışı gösterebildiğini ortaya koymuştur.
Bu tür uyum davranışı, sosyal psikolojide Deutsch ve Gerard (1955) tarafından tanımlanan normatif sosyal etki (gruptan dışlanmamak için uyma) ve bilgiye dayalı sosyal etki (grubun doğru bildiğine inanarak uyma) çerçevesinde açıklanabilir.
Asansör deneyine dönecek olursak; basit bir sosyal şaka olan bu durum ile Asch’in laboratuvar ortamındaki çalışması, sosyal uyumun hem gündelik hem teorik örneklerini net bir şekilde göstermektedir.
Sosyal Medyanın Uyum Davranışına Etkisi
Günümüzde sosyal uyum davranışı, sadece laboratuvar ortamında veya yüz yüze sosyal durumlarda değil, dijital dünyada da kendini gösteriyor. Örneğin, sosyal medyada viral olan akımlara katılmak çoğu zaman mantıksal bir zorunluluk olmadan gerçekleşiyor. İnsanlar, arkadaş gruplarının veya takip ettikleri kişilerin davranışlarını gözlemleyerek, “ben de yapmalıyım” düşüncesiyle bu akımlara uyum sağlıyor.
Bu durum, Asch’in çizgi deneyinde gözlenen ve Candid Camera asansör şakasında da görülen normatif sosyal etkiden pek de farklı değil aslında. Sadece platform değişmiş oluyor. İnsanlar hâlâ çoğunluğa uyum sağlamak, gruptan dışlanmamak ya da kabul görmek amacıyla belki de hiç istemedikleri davranışları gerçekleştiriyorlar. Beğeni, yorum ve paylaşım gibi sosyal geri bildirimler de grup baskısını pekiştiriyor.
Uyumun Gücünün Farkında Olmak
Görünmez sosyal baskı, düşündüğümüzden çok daha güçlüdür. Asansörde ters dönen insanlardan, sosyal medyada bir akıma katılanlara kadar, çoğu zaman farkında olmadan grubun yönlendirmesine uyuyoruz. Bu aslında çok doğal, insan olmanın bir parçası.
Ama bazen durup “Acaba gerçekten ben mi istiyorum, yoksa sadece çoğunluk yapıyor diye mi katılıyorum?” diye kendimize sormamız lazım. Farkındalık, bu sosyal uyum ve grup baskısı etkisini kırmak ve kendi kararlarımızı almak için atabileceğimiz ilk adımdır.
Kaynakça
Asch, S. E. (1956). Studies of independence and conformity: I. A minority of one against a unanimous majority. Psychological Monographs: General and Applied, 70(9), 1.
Deutsch, M., & Gerard, H. B. (1955). A study of normative and informational social influences upon individual judgment. Journal of Abnormal and Social Psychology, 51(3), 629–636. https://doi.org/10.1037/h0046408
MSEd, K. C. (2023, November 13). The ASCH Conformity Experiments. Verywell Mind. https://www.verywellmind.com/the-asch-conformity-experiments-2794996#citation-2


