Çarşamba, Ekim 15, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Çocukların Evrensel Ana Dili Edebiyatı: Oyun Terapisi Sanatı

Dünyadaki tüm çocukların, dünyaya geldikleri andan itibaren aslında bizimle iletişim kurabildiğini ve aynı dili kullandığını söylesem ne derdiniz? Kulağa gizli bir deneyin sonuçları gibi geliyor fakat oyun terapisinden söz ediyorum. Gelin o dile kulak verelim ve çocuklarla gerçekten iletişime geçelim.

Oyun, çocukların dilidir ve bu dili biz en net biçimde oyun terapisinde duyarız. Kullanılan veya kullanılmayan her oyuncak, o gizemli ve derin dilin bir sözcüğüdür. Tek başlarına anlamlı olan oyuncaklar, bir araya geldiklerinde çocukların hislerini ve fikirlerini tercüme eden cümlelere dönüşür.

Yetişkinler, çocukluklarını hatırlamıyormuşçasına çocukların dünyasına yabancı kalabilir. Onların dünyasını ayrı bir evren olarak değil, sadece bir uydu olarak görebilirler. Oysa oyun terapisi, bu iki dünyanın kesiştiği noktada doğmuştur.

Bugün çocukların duygusal, sosyal ve davranışsal gelişimlerini destekleyen en etkili yöntemlerden biri olan oyun terapisi, aslında yüzyıllık bir psikoterapötik yolculuğun ürünüdür.

Freud’un Koltuğundan Oyuncak Sepetine

Oyun terapisinin kökeni, 20. yüzyılın başlarına, psikanalizin kurucusu Sigmund Freud’a kadar uzanır. Freud, çocukların iç dünyasını anlamak için klasik psikanalitik yöntemleri kullanmaya çalıştı; ancak çocuklar, yetişkinler gibi bir koltukta oturup duygularını sözel olarak ifade edemiyor ve rüyalarını hatırlayamıyordu.

Bu fark, terapötik yaklaşımda köklü bir dönüşüm ihtiyacını doğurdu. Anna Freud ve Melanie Klein, bu dönüşümün öncüleriydi. Klein, çocukların oyun yoluyla bilinçdışı çatışmalarını ifade edebileceğini savundu.

Oyuncaklar, çocukların iç dünyasını sembolik olarak yansıttıkları araçlar — yani o evrensel dilin sözcükleri — haline geldi. Bu dönem, oyun terapisinin psikanalitik temellerinin atıldığı bir dönüm noktasıydı.

Carl Rogers ve Virginia Axline: İnsancıl Bir Dönüşüm

1950’li yıllarda Carl Rogers’ın geliştirdiği kişi merkezli terapi yaklaşımı, çocuklara daha empatik ve kabul edici bir ortam sunmayı hedefledi. Bu yaklaşımı çocuklara uyarlayan Virginia Axline, yönlendirilmemiş oyun terapisinin temellerini attı.

Axline’a göre çocuk, terapötik ortamda kendi oyununu kurmalı ve terapist bu oyuna eşlik etmeliydi. Bu, çocuğun kendini ifade etmesi için gereken gerçek güvenli alanı yaratıyordu.

Axline’ın “Dibs: Arayışta Bir Çocuk” adlı kitabı, oyun terapisinin hem akademik hem de duygusal yönünü dünyaya tanıttı. Dibs’in sessizliğini oyunla aşması, bu yöntemin gücünü gözler önüne serdi.

Ekollerin Çoğalması: Kumdan Kalelerden Kuklalara

1970’li yıllardan itibaren oyun terapisi, farklı kuramsal temellere dayanan ekollere ayrılmaya başladı.

  • Jungian Kum Terapisi: Yas sürecinde sıklıkla kullanılan bu yaklaşım, çocukların içsel imgelerini kum tepsisi aracılığıyla ifade etmelerine olanak tanıdı. Böylece çocuk, kayıplarını sembolik biçimde işleyerek duygusal dönüşüm yaşadı.

  • Theraplay (Ann Jernberg): Bağlanma kuramına dayalı bu teknik, ebeveyn-çocuk ilişkisini güçlendiren bir yönelim geliştirdi. Ebeveynler hem kendi içlerindeki çocukla barıştı hem de çocuklarının sadece sevgiye değil, saygı ve sınıra da ihtiyaç duyduğunu fark etti.

  • Gelişimsel Oyun Terapisi (Viola Brody): Çocuğun bulunduğu gelişim evresine uygun, doğal ihtiyaçlarına göre yapılandırılmış oyunlar önerdi. Psikoeğitim temelli bir çerçeve çizerek ebeveynleri sürece dahil etti.

  • Adlerian Oyun Terapisi: Alfred Adler’in bireysel psikoloji kuramına dayanır. Çocuğun sosyal bağlarını, ihtiyaçlarını, sınırlarını ve mizacını merkeze alarak terapötik hedefleri belirler.

  • Bilişsel Davranışçı Oyun Terapisi:Düşünce–duygu–davranış” üçgenini merkeze alır. Duygu düzenleme becerilerinin oyun aracılığıyla öğretilmesini sağlar.

  • Deneyimsel Oyun Terapisi (Byron Norton): Çocuğun yaşantısal deneyimlerini merkeze alan, ona ihtiyaç duyduğu zamanı tanıyan ve travma sonrası süreçlerde etkili olan bir yaklaşımdır.

Küresel Yayılım ve Türkiye’deki Gelişim

Oyun terapisi, Avrupa ve Amerika’da çocuk psikolojisinin vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Okullarda, hastanelerde ve özel kliniklerde yaygın biçimde uygulanmaya başlandı.

Türkiye’de ise bu yöntemin önemi son yıllarda daha fazla anlaşılmaya başladı.
Üniversitelerde oyun terapisi dersleri açıldı, uluslararası sertifikalı eğitim programları düzenlendi.
Ancak hâlâ oyun terapisti sayısı sınırlı ve uzmanlaşma süreci zorluklar içeriyor.

Bu durum, çocukların ruhsal ihtiyaçlarına daha fazla duyarlılık gösterilmesi gerektiğini açıkça ortaya koyuyor.

Oyun Terapisinin Felsefesi: “Kuşlar uçar, çocuklar oyun oynar.”

Oyun terapisti Garry Landreth’in bu sözü, oyun terapisinin özünü özetler:

“Kuşlar nasıl uçarsa, çocuklar da oyun oynar.”

Oyun, çocuklar için yalnızca eğlence değil; bir ifade biçimi, bir iyileşme yolu, bir direniş şeklidir.
Oyun terapisi ise bu dili anlayan, duyan ve dönüştüren bir köprüdür.

Gelecek: Dijital Oyun Terapisi ve Nörobilim

Günümüzde dijital oyun terapisi uygulamaları gelişmeye başladı. Sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik ve dijital oyunlar, yeni terapötik araçlar olarak kullanılmaya başlanıyor.

Ayrıca nörobilim alanındaki ilerlemeler, oyunun beyindeki etkilerini daha net biçimde ortaya koyuyor. Bu da oyun terapisinin bilimsel temellerini güçlendiriyor.

Oyun terapisi, sadece bir teknik değil; çocuğun dünyasına saygı duyan bir yaklaşım, bir felsefe ve bir dildir.
Tarihçesi, bu dilin lehçelerini, diğer dillerle etkileşimini ve nasıl korunması gerektiğini gösterir.

Oyuncaklar değişse de çocuğun kendini ifade etme ihtiyacı sabittir.
Oyun terapisi, bu ihtiyaca verilen en insani yanıttır.

Oyun, çocuğun en derin duygularını en sade biçimde anlattığı sahnedir;
terapist ise bu sahnede sessiz bir tanık, duyarlı bir eşlikçidir.

Sena Bohem
Sena Bohem
Ben psikolog ve özel eğitim uzmanı Sena Bohem. Nişantaşı Üniversitesi Psikoloji mezunuyum. Zorunlu stajımı Mersin Toros Devlet Hastanesi'nde ve AMATEM'de, gönüllü stajımı Mersin Amerikan Kültür Koleji Kreşi'nde tamamladım. MEB onaylı özel eğitim uzmanı olarak gölge öğretmenliği görevimi Özel Mersin Orman Anaokulu'nda yerine getirdim. BDT, Şema Terapi, Oyun Terapisi, Filial Terapi, KSÇOT ve Aile Danışmanlığı ekollerinden yararlanıyorum. Filiz Aile Danışmanlık Merkezi'nin Silifke ve Yenişehir şubeleriyle Düşük Ücretli Terapi Platformu'nda kariyerimi sürdürüyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar