Cinsellik, yaşam boyu devam eden önemli bir yere sahip olan, yaşanan topluma, toplumun kültürüne ve o toplumun yaşadığı döneme göre farklılık gösteren önemli bir kavramdır (Yüce, 2017).
Bizim toplumumuzdaki cinsellikten bahsedecek olursak; çok merak edilen buna rağmen çok az konuşulan, utanılan bir kavram olduğunu söyleyebiliriz. Aynı zamanda cinselliği tabu olarak görmekte ve cinsellikle ilgili konuların aile içinde, okullarda ya da toplumda açıkça konuşulamaması ve yeterli bilimsel araştırma ve yayından yararlanılamaması olduğu bilinmektedir.
Farklı eğitim ve kültür düzeyine sahip olmalarına rağmen birçok birey bu konuda aynı geleneksel tutumlarını devam ettirmektedir. İnsanları yakından ilgilendiren ve yaşamın en doğal parçası olmasına rağmen, gizliliğin bu kadar ön planda olması ile bu durum karmaşık bir hale dönüşmüştür.
Beraber tiyatroya giden iki insan düşünün, birbirinden beklentisi olmadan oyunu izleyeceklerdir; fakat cinsel ilişki yaşayan iki kişi bazı sorumluluklar üstlenirler. Peki bu cinsel ilişki sırasında partnerimize neler oluyor? “Cinsel ilişki sırasında hiçbir şey düşünmüyorum.” diyen bir birey aslında yanılıyor; çünkü o sırada zihnimizden hem rahatsız edici hem de heyecanlandıran düşünceler geçmektedir.
Hadi bunlara yakından göz atalım.
Parazit Düşünceler
The Journal of Sexual Medicine’in bir araştırmasına göre kadınlar çoğunlukla fiziksel görünüme ve vücuduna odaklanırken, erkekler cinsel performansına odaklanıyorlar (The Journal of Sexual Medicine).
Bu durumda kadınlar aslında; cinsel ilişki sırasında kendi beden algısına, nasıl göründüğüne, duygusal olarak partnerinin ona nasıl davrandığına kadar hızlı düşüncelere dalarken; erkek ise o sırada partnerine haz verme düşüncesi, daha önce olumsuz bir deneyim yaşadıysa ya da partnerinin daha az zevk aldığını hissettiği durumlarda performans kaygısı yaşamaya başlayabilir.
Bu durumda da erken boşalma, geç boşalma, erekte olamama problemleri gibi performans kaygılarına hızla kapılacağı için bunların gerçekleşme senaryoları ilişki öncesinde ya da sırasında ona eşlik edebilir.
Cinsel terapist Alain Héril, “Cinsel ilişki sırasında karşı tarafla olan ilişkimize odaklanırken, aynı zamanda benliğimize, ahlaki düşüncelerimize, günlük hayatımıza yani kendimize de odaklanıyoruz.” diyor (Héril, t.y.). Dolayısıyla bu tür düşüncelerin yüzeye çıkması normaldir.
Devamlı kafamızı kurcalayan can sıkıcı düşüncelerden kaçmamız zordur. Bu yüzden cinsel ilişki sırasında yapılacak işler, ödenecek kira, maaşın geç yatması ya da alışveriş gibi hiç yeri ve zamanı olmayan dünyevi düşünceler aklınıza gelebilir.
Bu durumu biraz daha örneklendirecek olursak; çocukların servisten inmelerine 10 dakika vardır ve sadece 10 dakikanız vardır ya da banyo gününe göre ayarlanan sevişme günleri hatta saatleri belirlenmesi gibi günlük hayattan birçok durumda cinselliği yaşarken bu düşünceleri beraberinde getirebilir.
Bir araştırmaya göre eğer çift aşkla birleşmeyi sağladıysa ve aşk, sevgi, güven gibi kavramlar devam ediyorsa fanteziye ihtiyaç duymuyor; eğer ilişkide yıpranma varsa buna başvurabiliyorlar.
Crepault, “Kimseyle ilişkiyi kaliteli hale getiren, ona eşlik eden romantik, pornografik ve tinsel düşüncelerdir.” diyor. Bir ruhun kendine has erotik bilinçdışı vardır. Kadın ve erkeklere göre de erotiklik farklılık gösterebilir.
Bireyin bazı erotik senaryoları anlatmak o kadar zordur ki kişi kendisine saklamayı, partneriyle paylaşmamayı tercih edebilir.
Anti-Erotik Düşünceler
Cinsellik, kontrol ve kendini bırakma arasındaki denge ile alakalıdır. Kişiler cinsellik sırasında ne kadar uyum yakalasa da aynı oranda haz duygusu yaşayamazlar. Bu yüzden bazen cinsel ilişki sırasında performans olarak kişiler çok hızlı uyarılmamak için anti-erotik düşüncelere başvuruyorlar.
İlişki sırasında erotik düşüncelerden, görüntülerden uzaklaşmak cinsel ilişkinin sürme süresinden ve partnerle uyum sağlama sürecine kadar etki edebilir.
Cinsellik sırasında aklınızdan geçen düşünceler aslında insan olmanın ve deneyiminizin birer parçasıdır. Bu gelen düşünceleri yok saymak ya da bastırmaya çalışmak sizi “şimdi ve burada” durumundan koparacağı için daha fazla ilişkiden uzaklaşmanıza neden olabilir.
Bunun yerine; bu düşünceleri fark etmek, kendinizi daha iyi tanımanıza, ihtiyaçlarınıza şefkatle yaklaşmanıza ve durumla ilgili çözüm sürecine geçmenize yardımcı olabilir.
Cinsellik yalnızca bedenin değil, zihnin ve duyguların da bir buluşma alanıdır. Bu alanı keşfetmek, hem bireysel hem de ilişkilerimizi daha doyumlu hale getirir.
