Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Kadınların Görünmeyen Yükü: Duygusal Emeğin Psikolojik Bedeli

Günümüz toplumunda kadınların sırtında taşıdığı yük, genellikle görünmez ama ruhsal olarak derinden hissedilir. ‘Duygusal iş’ kavramı, sadece başkalarının hislerine karşı duyarlı olmak değil; aynı zamanda kendi duygularını bastırarak, yöneterek ve şekillendirerek başkalarının iyi olma hallerini sürdürme çabasıdır. Birçok kadının hayatında bu durum, adeta sessiz bir görev bilinciyle içselleştirilir.

Seans odasında sıkça karşılaştığım bir durum vardır: Kadınlar, başkalarının duygusal dengesini korumak adına kendi ruhsal alanlarını feda ettiklerinde, bunun bedelini yorgunluk, tükenmişlik ve duygusal boşalma ile öderler. Toplumsal cinsiyet rolleri ise bu görünmeyen emeği ‘kadın olmanın doğal bir parçası’ olarak sunar. Ancak gerçekte bu, bireyin içsel kaynaklarını tüketen ve zamanla öz algısını zedeleyen kronik bir psikolojik yük haline gelir.

Araştırmalar, kadınların erkeklere nazaran daha fazla duygusal iş yaptığını ve bunun özellikle tükenmişlik, kaygı ve depresyon gibi ruhsal sorunlarla bağlantılı olduğunu ortaya koymaktadır (Brotheridge & Grandey, 2002; Erickson & Ritter, 2001). Bu durumun birkaç önemli sebebi vardır:

  1. Toplumsal Cinsiyet Rolleri: Kadınların ‘bakım veren’ ve ‘duygusal dengeyi sağlayan’ rolleri, kültürel olarak içselleştirilmiştir. Bu da kadınların kendi ihtiyaçlarını geri planda tutmasına neden olur.

  2. Duygusal Emek ve İş Hayatı: Özellikle sağlık, eğitim, müşteri hizmetleri gibi insan odaklı alanlarda çalışan kadınlar, sadece işlerini yapmakla kalmaz; aynı zamanda karşı tarafın memnuniyetini sağlamak için duygularını da yönetmek zorundadırlar.

  3. Özel Hayatta Görünmeyen Çaba: Ev içindeki sorumlulukların yanı sıra partnerin, çocukların ve aile üyelerinin duygusal ihtiyaçlarını karşılamak, sürekli ‘ulaşılabilir’ olmayı gerektirir. Bu da kadınların kendilerine ayırdığı zamanı kısıtlar.

Psikolojik açıdan, duygusal iş ‘yüzeysel rol oynamak’ (surface acting) ve ‘derin rol oynamak’ (deep acting) olarak ikiye ayrılmaktadır. Yüzeysel rol yapma, bireyin hissetmediği duyguları göstermesidir; derin rol yapma ise hislerini gerçekten değiştirerek karşıya yansıtmasıdır. Her iki yöntem de uzun vadede zihinsel yorgunluk ve kimlik aşınmasına neden olabilir.

Sonuç

Duygusal emek, kadınların yaşamında genellikle göz ardı edilen ancak derin izler bırakan bir psikolojik yük taşır. Bu durum, yalnızca bireysel ruh sağlığını değil; ilişkileri, iş performansını ve genel yaşam memnuniyetini de etkiler. Bir psikolog olarak gözlemim, kadınların çoğu zaman bu görünmeyen emeği ‘normal’ olarak kabul ettiğidir. Oysa ki bu, hem kişisel sınırların hem de psikolojik iyilik halinin ihmal edilmesine yol açar.

Toplumsal farkındalığın artması, iş yerlerinde duygusal iş yükünü azaltmaya yönelik politikaların geliştirilmesi ve kadınların kendi duygusal sınırlarını koruyabilmesi hayati önemdedir. Kadınlar, başkalarının duygusal dünyasını iyileştirmek için kendi ruh sağlıklarını feda etmek zorunda değildir. Duygusal emeğin görünür kılınması, sadece kadınların değil tüm toplumun psikolojik refahı için bir zorunluluktur.

Kaynakça

  • Hochschild, A. R. (1983). The Managed Heart: Commercialization of Human Feeling. University of California Press.

  • Brotheridge, C. M., & Grandey, A. A. (2002). Emotional labor and burnout: Comparing two perspectives of “people work”. Journal of Vocational Behavior, 60(1), 17–39.

  • Erickson, R. J., & Ritter, C. (2001). Emotional labor, burnout, and inauthenticity: Does gender matter?. Social Psychology Quarterly, 64(2), 146–163.

Berivan Bat
Berivan Bat
Psikolog Berivan, yetişkin bireylerle yürüttüğü çalışmalarında duyguların anlaşılması, ilişkilerin çözümlenmesi ve içsel dengeye ulaşılması üzerine odaklanır. Psikoloji bilgisini hayatın içinden örneklerle buluşturarak, okurun kendine dair farkındalık geliştirmesini önemser. Yazılarında sade ve anlaşılır bir dil tercih eder; karmaşık görünen psikolojik süreçleri herkesin anlayabileceği bir dille ele alır. Amacı, yalnızca bilgi vermek değil; aynı zamanda içsel keşfi teşvik eden bir yolculuk başlatmaktır. Psychologist Times Türk’teki köşesinde, bazen bir terapötik bakışla, bazen de bir iç sesle okura eşlik etmeyi hedeflemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar