Pazartesi, Ekim 20, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Söyle Bana, Canın Ne İstiyor?

Bu soru DEHB kişisinin hayatı boyunca duymak istediği en şenlikli sorudur. Dünya bir yana, canımızın istedikleri, canımızın çektikleri bir yana. Dopamin takviyesi bir soru; yeter ki bir soran bulunsun.

DEHB ülkesinin geniş topraklarında DEHB kişisi canının geçtiğini yaparak mutlu mesut yaşar. Yeter ki canı istesin, her yaptığını çok iyi yapar. DEHB ülkesinde her şey hiperfokus ile yoğruludur! Her şey şiddetlidir, heyecan ve macera dolu bir deneyimdir. Duyarlılıklarımız da dahildir bu alana. Hiperfokus çiçeği mi desem, hiperfokus canavarı mı desem bilemiyorum.

DEHB Kişisi Gerçekten Canının İstediğini mi Yapıyor?

Canının ne istediği nasıl belirleniyor? Neleri canı istiyor?

Hiperfokus! Sevdiğin ve ilginin olduğu bir noktada oradan kendini çekip alamama hâli. Deneyimsel bir noktadan ele alırsak bir duygudan, bir kişiden, bir durumdan, bir tasarıdan kendimizi çekip alamama hâli. Neden çekip alamıyoruz? Kendimizi o çerçevenin içinde olmaktan alıkoyamıyoruz.

Hiperfokusun Aydınlığı ve Gölgesi

Kaçınılmaz biçimde bu durumun aydınlık ve gölge yanları var. Bir şeye yoğun biçimde odaklandığımızda başarı kaçınılmaz oluyor. Bu hiperfokusun aydınlık yanı. İlk bakışta insanın içine bir pamuk şekeri neşesi katıyor; hiperfokusun beni başarıya taşır düşüncesi rengi ve tadıyla zihne, hafifliğiyle kalbe ferahlık veriyor.

Hiperfokusun gölgesi nerede?
Gölgeyi hemen fark edemememiz işin doğasında var. Gölge şu ki, neye hiperfokus olduğumuzu veya olacağımızı yönetemiyoruz. Gölge ne zaman ve nerede ortaya çıkacak bilemiyoruz, o nedenle gölgeyi hemen fark edemiyoruz.

Hiperfokus ve Günlük Hayat

Hiperfokus, davetsiz misafirdir; zamansız ve çat kapı gelebilir. Uygun zaman, uygun neden, uygun koşul gözetmez. Bir bakarsınız canınızın çektiği herhangi bir şeye odaklanmışsınızdır. Günlük rutinleriniz alt üst olmuş, yerine getirilmeyen sorumluluklar birikmiş olabilir. Çevrenizdekiler sizi bencil ve umursamaz olarak tanımlayabilir.

Bunu bir duygu olarak da deneyimlemek mümkün. Hayatın akışı içinde gelip geçen birçok duygu, kalbinizin manzaralarına içinden geçmiş, o manzaraları çeşitli renklere boyamıştır. Duyguların rengi değişmiş, siz değişmemişsinizdir. Size onca üzüntü veren durumun nedenleri ortadan kalkmış; üzüntü sizde kalmıştır. Siz o duyguya hiperfokus olmuşsunuzdur. Sevinç ya da neşe de aynı şekilde. Şartlar değişmiştir fakat duygu sizdeki yoğunluğunu korumaya devam eder.

Hiperfokustan Gölge Tarafına Çekilmek

“Çekmeyelim, böyle iyi,” dediğinizi duyar gibiyim. Anlıyorum ama şunları da aklımızda tutalım: Biz hiperfokusun eğlenceli evreninde neşe ve heyecanla koşarken bir yandan da günlük rutinlerimizi koruyacağız, hayatın akışı içinde dengemizi sürdüreceğiz, normal olanın sınırlarını zorlamadan, olası çatışmalardan uzak duracağız, aidiyetlerimizi koruyacağız.

Kendimize yardım edelim ki, kendi kendimizi hiperfokusun içinden en uygun biçimde çekip alabilelim.

Kendi Hiperfokus Alanını Tanımak

Hiperfokusun içinden çıkma yolları her birimiz için farklıdır. Üzerinde çalıştıkça kas geliştireceğimiz bir antrenman alanı burasıdır. Hazır bulunuşluk koşullarımızı ve kendi bünyemizi göz önüne almakta fayda var. Hiperfokusun bize ne yaptığını ve bizde nasıl çatıştığını anlamak için önce kendimizi tanımalıyız.

Hiperfokus, bizi kollarına alıp uçan halının üzerine attığında kendi diyarlarımızda diyar diyar dolaşabiliyoruz. Onun rüzgârına kapılmadan önce durup düşünelim. Kendimize kendi faydamızı gözeterek sorular yöneltelim.

Hiperfokusun Gölgesinden Çıkmak İçin Sorular

Aşağıdaki sorular hiperfokusun gölgesinden çıkmak için başlangıçta uygun olabilir. Cevaplayarak işe koyulabilirsiniz. Ardından kendi gözlemleriniz gelecektir. İsterseniz bunları defterinize not edebilir veya yakın ve güvendiğiniz bir arkadaşınızla paylaşabilirsiniz:

  • Sizi heyecanlandıran neler var?

  • Dikkatinizi neler çekiyor?

Buradaki ‘heyecan’ı siz tanıyorsunuz: Büyük bir işin içinde olma isteği, ani dalgalanmalarla baş etme deneyimine duyulan dayanılmaz çekim. Hafifleme arzusu, belki de varolmanın dayanılmaz hafifliğini yaşamanın verdiği lezzete olan tatlı bağımlılığımız. Bu heyecanı kendinize göre tanımlayabilirsiniz ve tanımladığınızda onları daha kolay tanıyabilirsiniz.

Işık ve Gölge Dengesi

Aklımızda tutalım ki sadece bize özel tanımlanmış varoluşsal dikkatimizi, bize özel hiperfokus alanları, nesneleri, becerileri ve duygulanımları arıyoruz. Öyleyse bütün bunlar tarafımızdan iyi bilinmeyi hak ediyor.

Işığın olduğu kadar gölgenin de gücü vardır. Işığımızın ve gölgemizin dengeli barıştığı ve bütün renklerimizin parladığı günlerde buluşalım.

Bir sonraki yazımda bu satırlarda görüşmek üzere, keyifli hiperfokuslara…

Aslı Aydın
Aslı Aydın
Aslı AYDIN Klinik Psikolog ve yazar olarak psikoterapi ve aktif saha çalışmaları alanında uluslararası geniş bir deneyime sahiptir. Lisans ve yüksek lisans eğitimini psikoloji ve klinik psikoloji üzerine tamamlayan Aydın, özellikle Bilişsel Davranışçı ve Varoluşçu Terapi alanlarında uzmanlaşmıştır. Ulusal platformlarda akademik çalışmaları bulunan Aydın çeşitli dergilerde ve dijital mecralarda düzenli olarak Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, erişkin kadınlarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, Öz şefkat ve Kabul konularında yazılar kaleme almaktadır. Psikolojiyi ve terapiyi herkes için ulaşılabilir hale getirmeyi benimseyen yazar, bireylerin ve toplumun ruh sağlığına etik ve bilimsel bilgi ile katkıda bulunan içerikler üretmeye devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar