“Diğer hepsi ahmak, alık, yüzeysel, dogmatik ve cahil tiplerdi. Cehaletleri Martin’i hayretler içinde bırakıyordu.” (London, 2013) Jack London’un yarattığı kahramanı Martin Eden’in içsel düşünceleri, sadece öfkesinin içsel gösterimi değil, aynı zamanda kendi gerçekliğinin dışavurumudur. Martin Eden, sınıfsal ayrımcılığı ve beraberinde gelen entellektüel birikimin artmasıyla yalnızlaşmayı ön plana çıkartan sembolik bir karakterdir. Eden’in tanınma ve para kazanma hırsı ve entellektüel öfkesi, savunma mekanizmalarıyla bilinçdışı savunması haline gelmiştir.
Bu yazıda, Martin Eden’in başarısızlık ve başardıkça gelen yalnızlık hissiyatı arasındaki yolculuğunu, savunma mekanizmaları ile psikolojik analizini yapacağım. Kitaba bakacak olursak, Martin Eden sadece iç sesindeki öfke ile değil, bilinçdışının kurduğu savunma mekanizmalarını da gösterir. “Savunma mekanizmaları, bireyin yaşadığı kaygı, suçluluk, utanç, üzüntü, aşağılanma, vicdan azabı gibi acı veren duyguları yumuşatma amacına hizmet eder” (Clark, 1991/1997, s. 581). Egonun çekirdeğini koruması için geliştirdiği bilinçdışı olan savunma mekanizmalarımızdır. Bu noktadan itibaren Martin Eden’in savunma mekanizmalarını incelemek, karakterin psikolojik yapısını anlamamızı sağlayacaktır.
Ruth ve İdealizasyon Mekanizması
Martin Eden, Ruth’u ulaşılamaz, nadide bir parça olarak görür. Kitapta Eden’in iç sesi Ruth’dan şu şekilde bahseder: “Eğer kızla aynı havayı solumayı hak edecekse öyle biri olmalıydı.” (London, 2013) Bu cümle, Martin Eden’in Ruth’a olan duygusunu sadece aşk olarak tanımlamaz, bir idealizasyon olarak bize gösterir. “Kendi sınıfının kızları üzerinde çok başarılıydı ama hiçbirisine aşık olmamıştı. Oysa Ruth’a aşıktı ve mesele, kızın onun sınıfından olmaması değildi.” (London, 2013) Ruth, kendi sınıfının kızları gibi değildir. Ruth’u kusursuz görerek onu toplumsal sınıf atlaması gereken bir sembol olarak kafasına yerleştirmesi, bu idealizasyon mekanizmasının örneklerindendir.
Kernberg’e göre idealizasyona dayalı mekanizma, nesnenin hoş karşılanmayan karakteristik özelliklerini yadsıyarak, bireyin libidosunu ve tüm gücün kendisinde olduğu inancını yansıtabileceği bir nesne haline getirmesi şeklinde kavramsallaştırılır (1999, akt. West, 2018). Martin’in kendi aşağılık duygusunu bastırmasını sağlayan bu durumda, Ruth’u içten içe sınıf yükselmenin sembolü, entelektüel gelişiminin aracı olarak görür. Martin Eden, Ruth’un kişisel kusurlarını ve yanlışlarını yok sayarak onu libidosunu ve güç arzusunu yansıtabileceği bir nesneye dönüştürür. Bahsedilen güç arzusu fiziksel güç değildir; aksine daha çok prestij ile ifade edilebilir.
Fakat bu idealizasyon, aşk duygusu ile romanda bütünleşmiştir. Ruth, Martin Eden için kitabın başında hem imkânsız bir aşkı hem de bambaşka bir sosyal sınıfı temsil eder. Martin’in Ruth’a layık olabilmek için kütüphaneye gidip kitaplar okuması, kişisel bakımına önem vermeye başlaması ve kendini entelektüel anlamda da geliştirmeye çalışarak hikayeler yazması, bu durumun göstergesidir. Böylelikle Ruth, hem Martin’in bastırdığı alt sınıf olma hissini telafi etmesine hem de ulaşmak istediği entellektüel birikimin ve prestijin simgesiyle duygusal bir bağ kurmasına yardım etmiştir.
Yüceltme Mekanizması ve Yazma Eylemi
Sonuç olarak, Martin Eden’in Ruth’u idealize etmesinin sadece ona olan aşkından dolayı değil, aynı zamanda içsel savunma mekanizmasının yansıması olduğunu söylemek mümkündür. Bu idealizasyon, onun içsel çatışmalarını çözmeye yardımcı olmakla birlikte, toplumda bir statüye ulaşma arzusunu da şekillendirmiştir. Aynı zamanda Martin Eden’in içinde bastırdığı kötü duygularını gizleyerek, hırsını yüceltme yoluyla entelektüel çabalara dönüştürmesini sağlamıştır.
Yazar olmaya uğraşıp günün her anında hikayeler yazması, bu duruma çok güzel bir örnek teşkil eder. Bir savunma mekanizması olarak yüceltme, Geçtan’ın da bahsettiği üzere engellenen ve doyurulamayan isteklerin, davranışların yarattığı tedirginliği, bu tedirginlerin yerine geçebilecek başka istek ve davranışlarla giderme şeklinde işleyen mekanizmadır.
Bu tanımı Martin Eden’in içsel konuşmasından örneklendirmek isterim: “Patlayacak kadar aşkla dolmuş bir yürek, aşkın kadar büyük ve cehaletin kadar yararsız bir tutku. Yine de yazmak istedin!” (London, 2013) Bu satırlarda Martin’in kendi içsel dünyasını, duygularını fark etmesi görülür. Duygularının ne kadar uçta olduğunu fark eder ve doğrudan dışa vurmak yerine yazıya aktarır.
Roman boyunca da hep bu bakış açısı ile devam etmektedir: eksikliklerini görür, sosyal sınıf farklılıklarını fark eder. Bu fark ediş ile çabalamaya ve öğrenmeye devam eder ve bunu kendine hatırlatır. Ruth’a olan aşkından ve sosyal sınıf farklarından doğan yetersizlik duygusu gibi onu dibe çeken hislerini, yazı sayesinde dışavurur. Martin Eden hayal dünyasını değerli bir üretim merkezine dönüştürmüştür. Eden’in yazma eylemi, sadece kişisel bir uğraş değildir; bilgi edinme ve kendini geliştirme, sınıf atlama, para kazanma yolunun yapı taşıdır.
Aşkını yazdıkları sayesinde yeniden şekillendirmiştir. Böylece Martin Eden, duyguları hem kontrol altına almış hem de entelektüel birikimini geliştirmiştir. Bu durum bize gösterir ki, Martin yazı yazma ile içsel ve sınıfsal çatışmalarını farklı bir tarafa yönlendirmiştir.
Sonuç
Martin Eden’in Ruth’u kafasında idealize etmesi ve yazı yazmayı yüceltme aracı olarak kullanması, savunma mekanizmalarının iki örneğini bize gösterir. Ruth aracılığıyla entelektüelleşme ve sınıf atlama arzusunu sembolleştirmiş, yazı yazma sayesinde aşkını, içsel ve toplumsal sınıf farklılığından kaynaklı öfkesini daha entel ve yaratıcı bir alana yönlendirmiştir. Böylece Martin, hem yetersizlik hissini ortadan kaldırmaya hem de entelektüel bir birikim kazanarak toplumda yer edinmeye çabalamıştır.
Ancak bu durum, savunma mekanizmalarını görünür kılarken, sınıfsal farklılıkların yarattığı uçurumları ortadan kaldırmanın aksine daha da görünür hale getirir. Bu nedenle Martin Eden’in hayatı, savunma mekanizmalarının bireyi koruması kadar, toplumsal çatışmalar durumunda bir o kadar yetersizliğini ortaya koymuştur.
Kaynakça
-
Clark, A. J. (1997). Psikolojik danışmada savunma mekanizmalarının tanınması ve şekillendirilmesi (Ö. H. Ersever, Çev.). Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 30(1), 223–236. (Orijinal çalışma 1991’de yayımlandı).
-
Geçtan, E. (2017). Psikanaliz ve sonrası. Metis Yayınları.
-
London, J. (2013). Martin Eden (Y. Yavuz, Çev.). İletişim Yayıncılık. (Orijinal eser 1909’da yayımlandı)
-
West, A. E. (2018). Yetişkin bağlanma stillerinin savunma mekanizmaları ve yaşam doyumuyla ilişkilerinin incelenmesi [Yüksek lisans tezi, Işık Üniversitesi]. YÖK Tez Merkezi.