Pazartesi, Ağustos 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Sevgi Maskesinin Altında Güç Mücadelesi: Narsisizm ve Manipülasyon İlişkisi

Bazen ilişkiler en başta büyülü görünür. Partneriniz size hayranlıkla bakar, aşırı ilgi gösterir, sizi göklere çıkarır. Daha önce hiç böylesini yaşamamıştım, diye düşünürsünüz. Fakat zamanla bu görkemli sevgi gösterileri azalır, ilişkide sanki görünmez bir sis varmış gibi olur ve kendini gerçekliğinizi sorgulatacak bir hale bürünür. Bu değişim çoğu zaman manipülasyonun bir sevgi maskesi ile sunulmasından kaynaklanır. Narsisizm örüntülerin yoğun yaşandığı ilişkilerde bu bir güç mücadelesine dönüşür.

Narsist Sevgi: Bir Onay Labirenti

Narsisizmle yaşayan kişiler sürekli bir onay alma ihtiyacı hissederler. Burada partnerleri bir ayna görevi görür. Narsisizmle şekillenen kişi aynadaki yansımayı seviyorsa yani partneri sürekli ilgi gösterir, sorgulamaz, sınır koymaz ise ilişki devam edebilir. Ancak aynada ufak bir çatlak oluştuğunda, partneri değersizleştirme süreci başlar. Eleştiriler çoğalır, suçlamalar artar, kişi partnerini her fırsatta küçümsemeye başlar.

  • Senin böyle düşünmen beni ne kadar üzdü biliyor musun?  
  • Sen zaten beni hiç desteklemedin ki…

Bunu o kadar belirsiz ve algılanması zor biçimde yapar ki partneri bu manipülasyonları her ilişkide olabilecek zorluklar olarak değerlendirebilir.

Manipülasyonun Gözle Görülmeyen Yüzü

“Senin iyiliğin için söyledim, ben seni senden çok düşünüyorum, bu kadar hassas olma, senin için endişeleniyorum.” İlk bakışta sevgi dolu gibi gözüken bu cümleler aslında narsisizmin sevgi maskesi altındaki güç mücadelesinin bir yansımasıdır. Tehditkâr değildir; görünmezdir, çoğu zaman da anlaşılmayacak kadar normal karşılanır. Kişi kendini herhangi bir olayda kötü hissettiğinde bile bunun nedeninin karşı taraf değil, kendi eksikliği olduğuna inandırılır. Sevgi dili kullanılarak yapılan bu duygusal tahakküm mücadelesi zamanla partnerin kendi duygularına ve kararlarına olan algısını zedeler. Kişi zamanla neye inanacağını, neye güveneceğini hatta ne hissedeceğini bile bilemez duruma gelir. Bir yanda idealize ettiği onu göklere çıkaran partneri, bir yandan da tüm bu duygusal dalgalanmalar içinde kaybolmaya başlayan kendisi vardır. Bu yüzden zamanla manipülasyon ilişkiyi ayakta tutan bir güç haline gelir.

Yapılan psikolojik araştırmalar da manipülasyonun düşündüğümüzden çok daha sistematik biçimlerde işlediğini gösteriyor. Buss ve arkadaşlarının yürüttüğü bir çalışmada, kişiler arası ilişkilerde başvurulan manipülasyon taktikleri, altı ana kategoriye ayrılmıştır: çekicilik, sessizlikle cezalandırma, zorlama, mantıklı açıklamalar, regresyon ve kendini küçümseme. Araştırma, bu stratejilerin bireylerin partnerlerini yönlendirmede ve kontrol altında tutmada oldukça işlevsel olduğunu ortaya koymuştur. Özellikle narsisizm eğilimleri taşıyan bireylerin bu taktikleri daha sık ve daha yoğun biçimde kullandıkları görülmüştür (Buss, D. M., Gomes, M., Higgins, D. S., & Lauterbach, K., 1987).

Manipülasyon Türleri ve İlişkiye Yansımaları

Aşırı İdealizasyon

İlişkinin başında narsisizmle şekillenmiş birey, partnerini kutsal bir varlık gibi yüceltir. Sürekli övgüler, büyük vaatler ile karşı tarafın benlik değeri yükseltilir. Amaç, onu hızla bağlamak ve duygusal olarak kendine bağımlı kılmaktır.

  • Ben ömrümde böyle birini hiç tanımadım, senin gibisi yok.  
  • Bana kendimi ilk defa canlı hissettiren sensin.  
  • Sen benim mucizemsin, hayatımdaki en önemli kişisin.

Sessizlikle Cezalandırma

İlişkide bir problem yaşandığında narsisizmle şekillenmiş kişi iletişim kurmak yerine sessiz kalmayı seçer. Konuşmamak, göz göze gelmemek, günlerce yazmamak, ortadan bir anda kaybolmak gibi partnerinin kaygı seviyesini yükseltecek şeyler yaparak duygusal anlamda ders vermeyi amaçlar.

  • Konuşacak bir şey mi var, sen bir düşün bakalım ne yaptın?  
  • Önce bana nasıl hissettirdiğinin farkına var, sonra konuşuruz.

Suçluluk Yükleme

Narsisizmle yaşayan kişiler, kendi hatalarını kabullenmek yerine partnerlerine suç yükleyerek sorumluluktan kaçar. Amaç, partnerin sürekli olarak özür dileyen, kendini sorgulayan ve bir şeyleri telafi etmeye çalışan konuma gelmesidir.

  • Beni böyle biri olmaya sen zorladın.  
  • Seni mutlu edemediğim için üzgünüm, demek ki eksik olan benim!

Regresyon (Çocuklaşma)

Bazı durumlarda narsisizmle şekillenmiş birey, doğrudan saldırgan olmak yerine pasif davranışlarla dikkat çeker. Tartışma sırasında birden ağlamaya başlayabilir. Bu sayede empati uyandırır ve partnerin öfkesini bastırmayı amaçlar. Sınır koymaya çalışan partner suçluluk duyarak geri adım atar.

  • Senden başka kimsem yok, beni terk edersen mahvolurum.

Narsistik Döngüde İlişkinin Evreleri: Lovebombing, Gaslighting, Ghosting

Lovebombing (Sevgi Bombardımanı)

Amaç karşı tarafın hızlıca bağlanmasını sağlamaktır.

  • Seninle tanıştığım an anladım, sen benim ruh eşimsin.  
  • Ben daha önce kimseyi böyle sevmedim.

Gaslighting (Gerçeklik Algısını Bozma)

Kişiyi kendi hafızasından, sezgilerinden ve gerçeklik algısından şüphe ettirmeyi amaçlar. Narsisizm’le şekillenmiş birey, partnerin anlattıklarını çarpıtır, reddeder. Sonuç olarak kişi sürekli karşı tarafın onayına ihtiyaç duyar bir hale gelir.

  • Sen bunları uyduruyorsun, ben asla öyle bir şey demedim.  
  • Çok alıngansın, abartıyorsun, kimse senin gibi düşünmez.

Ghosting (Ani ve Sebepsiz İletişim Kesme)

Amaç, artık ilişkide kontrol sağlayamadığını düşündüğünde iletişimi keserek karşı tarafı cezalandırmaktır. Sessizlikle cezalandırma bir tür pasif agresyonken, ghosting bir kopuştur. İkisi de duygusal tahakküm yaratsa bile ghosting kişinin tüm bağları ani ve açıklamasız biçimde kesmesiyle farklılaşır.

  • Cevapsız aramalar, geri dönülmeyen mesajlar, aniden ortadan kaybolmak.

Toplumsal Mitler

Toplumun sevgiye, sevilmeye dair ürettiği bazı söylemler aslında manipülasyonların üstünü örten bir örtü görevi görebilir. “Kıskanıyorsa seviyordur, seni çok sevdiğinden böyle yapıyor ya da böyle sevgi herkese nasip olmaz, değerini bil” gibi cümleler çoğunlukla ilişki içerisinde manipülasyonları fark etmede zorluk yaşayan partner için durumu daha da olağan bir hale getirir.

Ayrılık Sonrası Yıkım: Kırıklardan Birleşmek

İlişkinin bitişi narsisizmle şekillenmiş kişinin partneri için çoğu zaman özgürlük değil, başka bir sarsıntıya yol açar. Halihazırda yaşadığı değersizlik hissi, yoğun suçluluk ve terk edilmişlik hissi ile birleşerek yeni bir döneme girmesine yol açar fakat bu kolay bir geçiş değildir. Bu dönemde kişi, gerçeklerle yüzleşmekte zorluk yaşayabilir, kendini değersiz hissedebilir ve sosyal çevresinden uzaklaşabilir. Sıklıkla hatalı olan ben miydim, acaba beni gerçekten seviyor muydu gibi düşüncelere kapılabilir. Kendini suçlayabilir, hayata karşı güveni sarsılabilir. Bu dönemde kişinin hâlâ özlem duyması, çoğu zaman farkında olmadan gelişen bir travma bağının etkisi olabilir. Tüm zorluklara rağmen bu dönem, zamanla kişinin kendi özsaygısını yeniden inşa ettiği, kırık parçalarını toparlamaya ve ilişki içerisinde fark edemediklerini anlamaya başladığı döneme evrilir. Burası kişi için kendine yeniden tutunma aşamasının başlangıcıdır. Kendi ile yeniden bağ kurabilmeyi başaran kişi, sınır koymanın gücünü keşfeder, zihinsel olarak güçlenir. Sağlıklı ilişkiler kurmaya başlar, kendisine ve çevresine olan algısı değişir. Kişi zamanla anlar ki en büyük güç, başkasıyla değil, kendisiyle kurduğu bağdadır. Ve iyileşme, tam da bu bağın sessizce yeniden kurulduğu yerde başlar.

Sonuç

Narsisizmle şekillenmiş kişilik örüntülerinin bulunduğu ilişkiler çoğunlukla büyük bir sevgi hikâyesi ile başlar ancak zamanla bu hikâyenin ardına gizlenmiş güç mücadelesine ve psikolojik oyunlara dönüşür. Bu dönüşüm sessiz ve fark edilmesi zor bir şekilde ilerler ancak etkisi bir o kadar derin manipülasyonları barındırır. Bu manipülasyonlar çoğunlukla fark edilmez. Kimi zaman yoğun sevgi gösterileriyle büyüleyen biri, ardından partnerinin gerçekliğini sorgulatabilir ya da ansızın ortadan kaybolarak boşluk yaratabilir. Bu durum kişinin kendilik algısını şekillendirmeye, duygusal tepkilerini yönlendirmeye ve zamanla bağımlılık yaratmaya hizmet eder. Bu nedenle manipülasyonları anlamak sadece karşımızdaki kişiyi anlamak değildir. Aynı zamanda içinde bulunduğumuz ilişkiyi, bu ilişkinin bizim zihinsel ve duygusal dünyamıza yansımalarını anlamamızı da sağlar. Çünkü bazen çok sevdiğimizi sandığımız kişi, bizi en derin şekilde kendimizden uzaklaştıran olabilir.

Çisem Oğuz
Çisem Oğuz
Çisem Oğuz, psikolog ve yazar olarak psikolojik danışmanlık alanında bir deneyime sahiptir. Lisans eğitimini psikoloji üzerine tamamlamıştır. Eğitim sürecinde psikoloji klinikleri ve anaokullarında staj yaparak gözlem yapmıştır. Şu anda özel bir lisede psikolog olarak görev yapmaktadır. Bilişsel davranışçı terapi, çocuk ve ergen psikoterapisi, cinsel terapi, kriz ve yas psikoterapisi alanlarında eğitimler almış, özellikle bu alanlar ile ilgili çalışmalar yapmaktadır. Kişilerin terapi yolculuklarında yanlarında olmaya, terapi sürecini ve ruh sağlığının önemini herkese aktarabilmek için çalışmaya devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar