Bağlanma stilleri ilk olarak Mary Ainsworth tarafından anne-bebek etkileşimlerini gözlemlemek için kullanıldı. Bunun sonucunda, güvenli, kaygılı ve kaçıngan olmak üzere, 3 farklı bağlanma şekli ortaya çıktı. Güvenli bağlanma kuran bebeklerde dünyayı keşfetme, öğrenme ve gelişme açıktır. Yorgun veya kızgın olduklarında anneyi güvenli bir sığınak olarak kullanabiliyorlar. Güvensiz (kaygılı, kaçıngan) bebeklerde ise sakinleşmek için annesinin nerede olduğunu bilmeye ihtiyacı olurken (kaygılı), güvenli bir dayanak olması için annesinden uzak da durabiliyor (kaçıngan).
Peki bahsedilen bağlanma şekilleri, sadece bebeklerde mi görülür? Cevabımız hayır. Yapılan araştırmalar, çocukların ebeveynlerine bağlanma biçimiyle yetişkinlerin partnerlerine bağlanma modelinin benzerlik taşıdığına dikkat çekiyor. Bu üç model birbirinden:
- Yakınlığa ve birlikteliğe bakışları
- Çatışmayla başa çıkma yöntemleri
- Cinselliğe karşı tutumları
- İstek ve ihtiyaçlarını ifade etme becerileri
- Partnerlerinden ve ilişkilerinden beklentileri
Bu teorinin ana mesajı, romantik ilişkilerde, önceden belirlenmiş şekilde davranmaya programlı olduğumuzdur. Çocuğunuzu yetiştirme tarzınız aslında sizin de yetiştirilme tarzınız hakkında bilgi sahibidir. Tabii ki tek etken yetiştirilme tarzı değil. Genetik, çevre (bulunulan sosyal ortam, büyütülen çevre) gibi faktörlerin de bağlanma şekillerimiz üzerinde çok büyük etkisi var. Kaygılı ve kaçıngan bağlanma stillerine sahip olan çocukların, bireylerin iletişim tarzı tartışmaya veya yok saymaya yöneliktir. Kaygılı bireyler iletişimin kopmaması için karşısındaki insanı kırabilecek, incitebilecek veya kızdırabilecek davranışlarda bulunurken, kaçıngan bireyler bu durumu iletişimi azaltarak ve kendisini geri çekerek gösterilir.
Bağlanma stilimiz ne olursa olsun, güvenli bir iletişim şekline sahip olmak için gereken çalışmaları yaptığımızda, çocukluktan getirilen bağlanma tarzımızı değiştirebiliriz. İletişim kurarken, çocuğumuzun, partnerimizin veya kendimizin ne tarzda cevap verdiğini değerlendirerek yolunda gitmeyen etkileşim şekillerini göz önünde bulundurarak bir uzmanla paylaşmakta fayda var.
Örneğin, çoğu kaygılı bağlanan birey, onlara hiçbir zaman yeterli yakınlık ve güven vermiyor gibi görünen kaçıngan bağlanan kişilerle ilişki kurar veya evlenir. Bu durum kaygılı bağlanan bireylerin terk edilme korkularını ve kusurlu ya da sevilmeyen biri oldukları inancını doğrulamaktadır.
Bağlanma stilinizi anlamak, sadece size ebeveynlerinizle olan ilişkiniz ve çocukken hissettikleriniz hakkında içgörü sağladığı için değil, yetişkin ilişkilerinizdeki problemlerinizi anlamanıza yardımcı olduğu için de faydalıdır. Sonuç olarak, bağlanma stilinizi anlamak, daha tatmin edici ilişkiler yaşamanız için hangi yönde değişebileceğinizi anlamanıza yardımcı olur. Başka bir deyişle bağlanma stilinizi anlamak, sağlıklı bir ilişkiye sahip olmak, “doğru” partneri tercih etmek, sağlıklı ve güvenli bir bağ, bir ilişki biçimi geliştirmekle ilgilidir.