Cuma, Ekim 31, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Kaçan Hep Kovalanır mı? Kaygılı Kaçıngan Kapanı

“Ben ayrılmak istiyorum ada!”
Issız adamın Alper’i hiç nedensiz yere Ada’dan ayrılmasına rağmen birbirlerini gördükleri ilk anda neden sarıldılar. How I Met Your Mother’da Robin Ted’i defalarca reddetmesine karşın Ted neden ondan hiç vazgeçmedi?

Bir gün bir tencere dolusu sarma yerken ansızın gelen ayrılık, bir restoranda sergilenen tüm enstrümanları çalmanıza rağmen bir türlü kavuşamadığınız ruh eşiniz, her şey yolunda ve güzel giderken ansızın kapınızı çalan ayrılık çanlarının sebebi partnerlerinizin ya da sizin bağlanma stilleri olabilir mi?
Ve neden bu hem hayata hem de aşka bakış açıları farklı olan insanlar birbirlerine bu kadar büyük bir çekim hissederler?
Hadi gelin daha yakından bakalım.

Bağlanma Kuramı

İlişkileri yakından incelemek için psikolojide ilk başvurduğumuz kuram bağlanma kavramı ve kuramıdır.
Bağlanma kavramı psikolojide bireyin, başka bir kişiden yakınlık bekleme eğilimi ve bu kişi yanında olduğunda bireyin kendisini güvende hissetmesi olarak tanımlanabilir.
Daha bebeklik yıllarında oluşmaya başlayan bu bağ, bizlerin yaşamının çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerine pek fazla değişime uğramadan aktarılır.

Bağlanma kavramının kuramlaştırılması ise ilk olarak John Bowlby tarafından gerçekleştirilmiştir. John Bowlby hayvan gözlemleri ve deneyleri sonucunda oluşturduğu bu kuram, birçok yeni deney ve gözlemle pekiştirilerek geliştirilmiştir.
Bağlanma kuramı; bakım verenle bebek arasındaki bağı iki ana başlıkta inceler: güvenli bağlanma ve güvensiz bağlanma.

Güvenli Bağlanma

Bebeklik dönemlerinde bakım verenleri tarafından ihtiyaçları optimal seviyede sağlanmış, onlarla olumlu ve güven dolu bir bağ kurma fırsatı elde etmiş kişiler güvenli bağlanma stiline sahiptirler.
Güvenli bağlanma şekline sahip bireylerde; kendi benliklerine ve diğerlerine dair olumlu benlik imajına sahiptirler.
Bu noktada özgüvenleri son derece yüksek, kendilerini değerli bir birey olarak tanımlamaktadırlar.
Ek olarak partnerlerine, eşlerine ve arkadaşlarına karşı son derece anlayışlı ve duyarlı olup, sosyal etkileşim kurmaya karşı herhangi bir rahatsızlık duymazlar (Yıkıcı, 2023).

Güvensiz Bağlanma

İşte bizi ilgilendiren asıl kısım burası ve kendi içinde birçok alt dala ayrılıyor: kaygılı, kaçıngan ve dağınık bağlanma stilleri.
Bunların her biri birbirlerinden farklı tutum ve davranışlar yaratıyor olsalar da temelde tutarsız, ihmalci ya da kontrolcü ebeveynler tarafından büyütülmüş kişilerdir.

Mesela kaçıngan bağlanma stiline sahip bireylerde; kendilerine dair olumlu bir imaja sahip olmalarına rağmen diğerleri hakkında olumsuz bir imaja sahiptirler.
Kendilerini değerli, sevilmeye layık bir birey olarak görmekteyken çevresindeki kişilere dair birçok negatif anlamda değerlendirmeleri mevcuttur.
Karşılaştıkları problemlere karşı çözüm üretmek yerine kaçınmacı hal ve hareketler içerisinde bulunurlar, diğerleriyle yakın ilişkiler içerisinde bulunmayı gereksiz olarak nitelendirirler.
Ancak bu şekilde bağımsız olacaklarına ilişkin inançları sebebiyle kendilerine karşı olan olumlu benlik imajını sürdürmeye devam ederler (Yıkıcı, 2023).

Bunların tam karşılarında ise kaygılı bağlananlar vardır.
Kaygılı bağlanma şekline sahip bireyler; kendi benliklerine ilişkin olumsuz, diğerlerine yönelik olumlu inançlara sahip kişilerdir.
Bu stile sahip bireylerin çocukluk dönemleri, bakım veren kişiler tarafından karşılıksız sevgi ve onay davranışlarının eksik veya yetersiz sağlandığı dönemlerdir.
Bu kişiler romantik ilişkilerinde partnerleriyle duygusal bir yakınlık kurmayı arzulamaktadırlar.
Partnerlerine, eşlerine sürekli olarak kendilerinden bahsederler, aniden bir ilişkiye başlayabildikleri gibi birdenbire içinde bulundukları ilişkiyi sonlandırma davranışları da gösterebilmektedirler (Yıkıcı, 2023).

“Kaçan Kovalanır”ın Psikolojik Temeli: Kaygılı-Kaçıngan Kapanı

Kaygılı-kaçıngan kapanı ifadesi, ilk kez Levine ve Heller’ın (2018) “Bağlanma: Aşkı Bulmanın ve Korumanın Bilimsel Yolları” adlı kitabında kullanılmıştır.
Kitapta belirtildiği üzere kaygılı-kaçıngan kapanı, bir çiftin yakınlık ihtiyaçlarının birbirinin zıttı olması ile ortaya çıkan; kaygılı bağlanma ve kaçıngan bağlanma stiline sahip kişilerin yaşadığı ilişki biçimini ifade eden bir kavramdır.
Ve bu kavram yine aynı kitapta çok güzel bir biçimde ifade edilir (Bilgiç, 2022; Amir Levine, 2010).

Bağlanma üzerine yapılan araştırmalar tekrar tekrar gösteriyor ki, yakınlık ihtiyacınız partnerinizde karşılık bulduğunda ve onun tarafından giderildiğinde tatmin seviyeniz yükselir.
Birbirine uymayan yakınlık istekleri zamanla giderek azalan tatmin halini alır.
Çiftler yakınlık seviyesi hakkında anlaşmazlık yaşadığında, bu mesele diyaloglarının tamamına hâkim olur.
Biz buna “kaygılı-kaçıngan kapanı” diyoruz. Çünkü tıpkı bir kapan gibi fark etmeden düşersiniz ve yine bir kapan gibi düştükten sonra çıkmak çok zordur.

Kaygılı-kaçıngan ilişkideki insanların güvenli olana ilerlemekte zorlanmasının sebebi, birbirlerinin güvensizliklerini tetikledikleri bir döngüye düşmüş olmalarıdır.
Kaygılı bağlanma stiline sahip kişiler ilişkideki tehlikelerle kendi bağlanma sistemlerini harekete geçirerek baş eder, yani partnerine daha yakın olmaya çalışarak.
Kaçıngan bağlanma stiline sahip kişiler ise tam tersi tepki verir; tehlikelerle devre dışı bırakarak başa çıkar, partnerleriyle arasına mesafe koyar ve bağlanma sistemlerini kapatır.

Kaygılı daha çok yaklaşmak istedikçe kaçıngan onu daha fazla ittirmeye çalışır.
Dahası kaçıngan tarafından mesafe koyulması, kaygılı partnerce tehdit olarak algılanır ve yakınlaşma çabası artar.
Bu yakınlaşma gayreti de kaçıngan partner tarafından tehdit olarak algılanır ve uzaklaşma eğilimi artar.
İki partnerin de bu karşılıklı tepkileri, birbirlerinin güvensizliğini tetikleyen bir kısır döngüye dönüşür ve her iki taraf da daimî bir memnuniyetsizlik hâline rağmen “tehlike alanı” sayılacak ilişkide kalmaya devam eder (Levine & Heller, 2010, s. 141–142).

Sonuç: Döngüyü Fark Etmek Özgürleştirir

Aslında çoğu zaman ilişkilerde isimler değişse de yaşananlar aynı kalır.
Suretler değişse bile aynı kapana tekrar ve tekrar düşülebilir.
Psikolojide insan davranışlarını anlamak için birçok değişkeni göz önünde bulundurmak gerekir; çünkü insan tek bir kurama ya da teoriye bağlı kalınamayacak kadar karmaşık ve dinamiktir.
Bir insanın kişiliğini oluşturan genetik, biyolojik, çevresel birçok etken vardır.
Ve tüm bunların içerisinde insan hangi yaşta olursa olsun değişmeye ve dönüşmeye devam eder.

Alper eğer kendisini pençesi altına alan bu davranış örüntüsünü fark eder ve bundan çıkmak için bir adım atarsa, kendisi için yeni bir hayat yaratma fırsatı daima olacaktır.
Bu hepimiz için geçerlidir.

Kaynakça

Amir Levine, R. H. (2010). Bağlanma: Aşkı Bulmanın ve Korumanın Bilimsel Yolları.
Bilgiç, Ö. (2022, Şubat). Kaygılı-Kaçıngan Kapanı: Bağlanma Stilleri Kapsamında Romantik İlişkilerin. Üsküdar Üniversitesi, İstanbul, Türkiye.
Kemal Sayar, O. T. (2006). Bağlanma Kuramı ve Psikopatoloji. Düşünen Adam, 24–39.
Yıkıcı, N. B. (2023, 12 26). Bağlanma Kuramı Perspektifinden Yetişkinlik Döneminde Eş Seçiminin İncelenmesi. Premium e-Journal of Social Sciences, 1815–1828.

Sinem Yetim
Sinem Yetim
Sinem, psikolojik danışman olarak bireysel danışmanlık alanında deneyim sahibidir. Lisans eğitimini Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünde tamamlamış, aynı zamanda Psikoloji bölümünde yan dal yapmıştır. Özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve psikolojik testler üzerine aldığı eğitimlerle uzmanlığını derinleştirmiştir. Yazılarında, psikolojinin yanı sıra antropoloji, tarih ve sosyoloji gibi farklı disiplinlerin bakış açılarından yararlanarak; bunları kişisel gözlem ve deneyimleriyle harmanlamakta ve okuyuculara hem bilimsel hem de yaşamın içinden bir perspektif sunmayı amaçlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar