Yaşarken fark etmediğimiz anlarımız, anılarımız vardır. 5 saniye önce yaşadığımız bir anın hayatımızı değiştirme yetisi olduğunu fark etmeden devam edebiliriz. Peki 5 saniye öncesine dönebilsek neyi değiştirebiliriz?
Aklımıza 5 saniye öncesi hemen gelir ancak 5 gün öncesini hatırlarken, 5 hafta öncesini hatırlarken veya 5 ay öncesini hatırlamaya çalışırken zorlanırız. Ancak o anlar bizi bugünümüze getiren yapı taşlarıdır. Aklınıza gelen en ufak bir düşünce hayatınızın gidişatını tamamen değiştirme özelliğine sahiptir.
Zaman kavramının önemi burada devreye giriyor olmalı. Zaman hakkında olan düşüncelerimiz yaşadığımız olay içerisinde değişir. Nasıl tepki verdiğimiz, nasıl gördüğümüz, nasıl hissettiğimiz hatta dışarıya nasıl göründüğümüz bile zaman içerisinde değişir. Bu değişim, bizim yaşadığımız 5 saniyelerin toplamının bir sonucudur aslında.
Hepimizin yaşadığı farklı saniyeler bizi farklı duygular yaşatır, farklı düşüncelere sevk eder. Bunları nasıl değerlendirdiğimiz de bizim bakış açımızın eseridir. İnsanların zamana olan bakış açıları nesiller boyu farklı olmuştur. Aynı zamanda yaşayan insanlara bile 5 saniyeyi sorduğumuzda çok farklı yanıtlarla karşılaşabiliriz.
Önemli olan aldığımız bu yanıtların bizi ne kadar etkilediğidir. 5 saniye denilince aklımıza çok kısa bir süre gibi gelebilir, ancak yolda yürürken aklımıza bir anda gelen o düşünce hayatımızı değiştiremez mi? Yürüdüğümüz yol yerine başka bir yolu seçmemizi sağlayamaz mı? Konuştuğumuz kelimenin sonuçlarını tartmamıza neden olmaz mı?
Yaşadığımız her anın hayatımıza etkisi bu kadar fazlayken, geçmişte kalan bir anıya sıkı sıkıya bağlı kalmanın doğru olmadığını savunanlardanım. Önemli olan 5 saniye önce karar verdiğimiz anımızın bizi götürdüğü noktada nasıl daha iyi ilerleyebileceğimizi görmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Yaşadığımız her anın yeni bir anıya yol açtığını ve birikerek yeni bir noktaya geldiğimizi unutmamalıyız. Şu an var olan düşüncelere sahip olmamızın sebebi süre fark etmeden daha önce aklımızdan geçen düşüncelerin birleşimidir.
Her düşünce bir diğerini doğurur ve hepsi fark bile etmediğimiz kısa süre içerisinde gerçekleşir. Geleceğimizi planlarken, hayatımıza şekil verirken hatta hayal bile kurarken yaşadığımız 5 saniyelerin içerisinde gelen düşüncelerimizden yola çıkarak bunları gerçekleştiririz.
Belki 5 saniye içerisinde aşık olup 5 saniye içerisinde hayatımızı değiştirebiliriz. Hayatımızı değiştiren o fikir gelebilir. Okuduğumuz bir yazıyla taşınma kararı alabiliriz. Çok fazla şey değişebilir. Bu değişimi yakalayıp daha iyi hale getirmek o farkına varmadığımız 5 saniyelerle ölçülür.
Farkına vardığımızda neyi farklı yapardık peki? O saniyelerin geçmesini bekler miydik veya aklımıza gelen düşüncenin devamını mı beslerdik?
Her saniye aklımızdan binlerce düşünce gelip geçiyor. Bu düşünceleri yakalamak epey zor bir uğraş aslında. Yakalayabildiklerimizden kendimize bir yol yapmaya çalışıyoruz. Bu yolu oluştururken farkına varamadığımız anlarda gelen düşünce ve duyguları da devreye sokuyoruz.
Düşünce yapımız zaman içerisinde pek çok evrime uğrar. Bu evrim sürecine gördüğümüz nesnelerin, konuştuğumuz insanların katkısı son derece büyüktür. Her biri bize en az 5 saniyesini verir ve beraber bir anı oluştururuz. Bu anılar sayesinde zaman ve düşünce kavramı kolektif bir şekilde ilerler.
Zaman kavramı karmaşık bir yapıdır. Yaşadığımız güne, hissettiğimiz duyguya, beraber olduğumuz insanlara göre değişkenlik gösterir. Çok hızlı aktığı zamanlar keyif aldığımız anlardır. Daha fazla hatırlanması gereken anılar biriktirmiş oluruz.
Eğer yavaş akarsa, hatırlamak istemeyeceğimiz anlarla dolu olduğunu düşünürüz. Hatırlanmaması gereken anlar olmadığı müddetçe hatırlanması gereken anıların nasıl farkında varabiliriz?
Hatırlamak istemediğimiz, kendimizden uzaklaştırmak istediğimiz, “keşke olmasaydı” dediğimiz çoğu şey aslında duygusal ve bilişsel dünyamızı zorlayan olaylardan oluşur. Üzülür, sinirlenir, gerginlik yaşarız. Anlık olarak duygularımızla nasıl başa çıkacağımızı bilemeyebiliriz.
Bu duyguları fark edip yaşamak da 5 saniyemizi almaz mı? Bu duygularla nasıl başa çıkacağımızı fark etmemiz, daha önce yaşadığımız 5 saniyelerin toplamıdır aslında.
Yaşadığımız anlarda sonraki ana odaklandığımızdan dolayı şimdiyi yaşamakta zorlanıyoruz. Düşüncelerden, fikirlerden konuşmak yerine geçmişte bize zarar veren olaylar üzerinden yorum yapıyoruz çoğu zaman.
Yaptığınız en son sohbeti hatırlayın. Geçmişten gelen bir örnek bugünümüzü şekillendiriyor. Bizler dünlerimizin toplamından kendimizi yaratıyoruz. Dün yaşadığımız olaylardan bugünümüze getirdiğimiz düşünceler, öğrendiğimiz yapılar bizi değiştirip geliştiriyor.
Hayatımızı düne göre her gün değiştirip şekillendiriyoruz. Zaman kavramımız burada devreye giriyor. Yavaş geçen zamanlardan dolayı üzülüp yarını şekillendirmekten vazgeçmemeliyiz.
Bizim yaşayacağımız 5 saniye fikrimizi değiştirip hayatımızı farklı yöne çevirebilir.
