Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Logoterapiye Göre Hayatın Anlamı Nedir?

İnsanlar sık sık hayatının anlamını ve amacını sorgular. Zaman zaman herkesin zihnini, ‘Neden hayattayım?’, ‘Neden acı çekiyorum?’ gibi sorular meşgul eder. Ben de hayatımın birçok evresinde bu sorularla karşılaştım. Katlanamayacağımı düşündüğüm bir acının içindeyken ya da hiçbir şeyin beni oyalamadığı, can sıkıntısı yaşadığım anlarda varlığımın nedenini sorguladım. Bazen hiçbir yanıt bulamadım ve hayatın anlamsız olduğuna karar verdim. İşte ünlü psikiyatrist Viktor Frankl tarafından geliştirilen logoterapi, tam da bu sorulara yönelmeyi ve psikoterapötik bir çerçeve sunmayı amaçlar.

Logoterapi Nedir?

Peki, nedir logoterapi? Frankl’ın geliştirdiği ve eserlerinde temellendirdiği bir terapi yaklaşımıdır. Logoterapiye göre insanın temel motivasyonu, yaşamında anlam bulma arayışıdır. Frankl, insanların onları yönlendiren bir içgüdü veya gelenek bulamadıkları için hayatı anlamsız görüp varoluşsal boşluğa düştüklerini gözlemlemiştir. Araştırmalarında insanların en çok önem verdiği şeylerden birinin hayatlarına anlam kazandırmak olduğunu görmüştür. Logoterapi yaklaşımında danışan, hayatının anlamıyla yüzleşmeye yönlendirilir ve yaşamına bir amaç katması için desteklenir.

Viktor Frankl’a Göre Hayatın Anlamı

Frankl, hayatın anlamının insanın kendi içinde kapalı bir halde bulunmadığını; aksine dünyada keşfedilmesi gerektiğini söyler. Bu duruma “insan varoluşunun kendini aşması” adını verir. Kendini aşması derken kastettiği şudur: İnsan, kendi dışında bir şeye yönelmelidir. Kendine uğraşacak bir dava veya sevecek bir insan bulmalıdır. Kendini bir işe veya bir ilişkiye yönelerek deneyimlemelidir.

Hayatın Anlamını Keşfetmenin Üç Yolu

1. Üretmek ve Bir İş ile Uğraşmak

Logoterapiye göre hayatın anlamını üç farklı şekilde keşfedebiliriz. Birincisi, bir iş ile uğraşmak ya da bir şeyler üretmektir. İnsan bir iş ortaya koyarak veya üretim yaparak dünyada kalıcı bir iz bırakabilir. Bu bir kitap yazmak, bir iş kurmak, topluma faydalı bir proje yürütmek olabilir. Bu üretimin sanatsal değeri olmasına gerek yoktur. Birine yardım etmek veya bir çocuk büyütmek de dünyaya bir eser bırakıp varoluşunu anlamlı hale getirmenin yollarındandır.

2. Sevgi ve Deneyim Yoluyla

İkincisi, başka bir insanı tüm biricikliğiyle deneyimlemek ve sevmektir. Frankl’a göre birini tüm gerçekliğiyle tanımak ve sevmek; hatta o kişide gerçekleşebilecek potansiyelleri görmek ve ona farkındalık kazandırarak potansiyellerini gerçekleştirmesine yardımcı olmak, son derece kutsal ve anlamlıdır. Bunun yanı sıra doğayı sevmek, sanatla ilgilenmek veya küçük anların bile ne kadar değerli olduğunu fark etmek de anlamlı deneyimler arasında yer alır. Kısacası, yaşamın güzelliklerini keşfetmek ve sevmek, hayatı anlamlandırmak için çoğu zaman yeterlidir.

3. Istıraba Karşı Tutumumuz

Üçüncü yol ise kaçınılmaz ıstıraplara karşı takındığımız tutumdur. İnsan, değiştiremediği bir durum nedeniyle ıstırap yaşadığında (örneğin bir kaza sonucu bacaklarını kullanamaz hâle gelmesi) kendini değiştirmek zorunda kalır. Hayatta elimizden bir çözüm gelmeyen çok fazla ıstırap deneyimleriz. Logoterapiye göre yapabileceğimiz en iyi şey, durumu değiştiremiyorsak tutumumuzu ve bakış açımızı değiştirmektir. Kitapta anlatılan bir örnek, konuyu somutlaştırır: Karısını kaybettiği için büyük bir acı içinde olan bir adam, ne yapsa acısını dindiremez ve Frankl’a gelir. Frankl, ona karısı yerine kendisi ölseydi karısının ne kadar acı çekeceğini ve onun acı çekmemesi pahasına kendisinin hayatta kalmış olabileceğini söyler. Bu konuşma bir terapi niteliğinde olmasa da adamın ıstırabına bir anlam bulmasını sağlar. Çünkü anlamlı bir acı, gururla taşınmaya değerdir.

Hayatın Anlamı Günlük Deneyimlerde Gizlidir

Frankl, hayatın mutlak bir amacının olmadığını vurgular; her durum kendi özelinde farklı bir anlam taşır ve yaşamın anlamı, bu farklı anlamların birleşiminden oluşur. Bu yaklaşım, bize her anın değerini fark etme ve karşılaştığımız zorluklarda bile bir anlam bulma imkânı verir.

Kısacası, hayatın anlamı sabit bir hedefte değil, günlük deneyimlerimizde, ilişkilerimizde ve aldığımız sorumluluklarda ortaya çıkar. Geriye dönüp baktığımızda anlamlı bir hayat hatırlayabilmek dileğiyle.

Pınar Yıldırım
Pınar Yıldırım
Pınar Yıldırım, psikoloji lisans öğrencisi olarak insan davranışları, kişilik kuramları ve psikoterapi alanlarına büyük ilgi duymaktadır. Özellikle varoluşçu psikoloji ve kişilik bozuklukları üzerine hem kişisel hem akademik araştırmalar yapmaktadır. Öğrenim süreci boyunca edindiği bilgileri geniş kitlelerle paylaşmayı ve toplumda psikolojik farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır. Yıldırım, çeşitli platformlarda psikolojik bilgiyi anlaşılır, erişilebilir ve günlük yaşamda uygulanabilir hâle getirmeyi hedefleyen yazılar kaleme almaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar