Romantik ilişkilerde yaşanan tartışmaların birçoğu, tartışmanın kendisinden ziyade kimin haklı olduğuna yönelik bir güç savaşına dönüşür. Çiftler, birbirini dinlemek, anlamak yerine kendi bakış açılarını kabul ettirmeye yönelik söylemlerde bulunduğundan tartışma zamanla çözümden uzaklaşır ve anlamını yitirir. Kişinin kendini savunması her ne kadar anlaşılabilir bir durum olsa da araştırmalar incelendiğinde bu tutumun beklenen sonucu vermediği görülmektedir.
Peki haklı çıkma ihtiyacı ilişkilerde neden bu kadar baskın? Bunun altında yatan psikolojik dinamikler neler? Bu tartışmayı kazandınız. Peki ya partnerinizi? Bütün bu sorulara cevap bulmaya çalışalım.
Haklı Olma Arzusu Altında Neler Yatıyor Olabilir?
Benliği Koruma İhtiyacı
Çiftler zaman zaman yaşadıkları tartışmaları benliklerine bir saldırı olarak algılayabilmektedirler. Bunun sonucunda da tartışmaya karşı savunmacı bir şekilde direnç gösterme eğiliminde olurlar. Benliklerini korumaya o kadar odaklanırlar ki partnerlerinin dediklerini çoğu zaman duymazlar. Benliklerine karşı hissettikleri tehdit ne kadar yüksek olursa savunmacılık oranı da o denli yüksek olacaktır.
Öğrenilmiş Davranış Kalıpları
Birey çocukluk döneminde çevresinde benzer davranış kalıplarını sergileyen ebeveynler ile büyümüş ve haklı olmayı sevilmek, saygı görmek gibi kavramlarla bağlantılandırmış olabilmektedir. Bireyde ‘haklı değilsem bu benim için kayıp demektir’ gibi bilinçdışı inançların varlığı söz konusu olabilir. Bunun yanında çocukluk döneminde sık sık eleştirilere maruz kalmış bireyler için haklı çıkmak bir nevi kendini kanıtlamak, görünür olmak olarak görülebilmektedir.
Bağlanma Stilleri
Bağlanma stillerimiz ilişkilerimizde sergilediğimiz davranış kalıplarımızı etkilemektedir. Örneğin kaygılı bağlanan bireyler için haksız olmak partnerinin sevgisini kaybetmekle eşdeğer risk olarak görülüyor olabilir. Bu sebeple kişi haklı olmayı sevilmek ve terk edilmemek için bir çözüm olarak algılayabilir. Aslında kişinin tartışmada haklı olma çabası ilişkisini kurtarma çabası ile eşdeğer önem taşıyor olabilir. Dolayısıyla tartışma içerisindeki davranışları da bu doğrultuda gelişecektir.
Empati Eksikliği
Rogers empatiyi kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak ne düşündüğünü doğru olarak anlayabilme, duygularını hissedebilme ve durumu karşısındakine anlatabilme süreci olarak ifade etmiştir (Kaya, 2018). Çiftlerde bu becerinin yeterince gelişmemesi durumunda tartışmalarda birbirlerini sabırla, etkin bir biçimde dinlememektedirler. Dinlemedikleri gibi kendi seslerini duyurabilmek için daha fazla bağırmaya başlarlar. Böylece çiftler birbirini anlamanın yerini haklılık mücadelesine bırakırlar.
Tartışma Skoru Tutmak
Çiftler zaman zaman tartışma skoru tutabilirler. Bir başka deyişle kimin ne kadar haklı olduğu veya tartışmada kimin daha fazla taviz verdiği gibi durumları bir liste tutar gibi zihinlerinde sayarlar. Dolayısıyla bu tutum ilişki içinde bir nevi rekabete sebep olmaktadır. Tartışma esnasında çiftler geçmiş tartışmalardaki durumları hatırlamakta ve ‘son tartışmada ben alttan almıştım. Sürekli ben anlayışlı davranıyorum’ gibi düşüncelerde haklılık mücadelesini körükleyebilirler. Bu durumun sonucunda ise çiftler anlayış ve çözümden uzaklaşırlar.
Güç ve Kontrol Arzusu
Bazı çiftlerde haklı olmak ilişki içerisinde kontrolü elinde tutmakla eşdeğer olabilir. Bu sebeple çiftler tartışmanın çözümündense kimin haklı olduğuna daha fazla odaklanmakta ve haklılık onlar için güç ve kontrol anlamı taşımaktadır.
Aynı zamanda cinsiyet boyutunda bakacak olursak erkeklik rollerinde haksız olmak ‘zayıflık, kontrolü kaybetmek’ olarak algılandığından dolayı haklı olmak = güçlü erkek anlamına gelebilmektedir. Kadınlarda ise haklı olmak ‘kendini ezdirmemek, kimsenin buyruğu altında olmamak’ gibi düşüncelerle eşdeğer olabilmektedir.
Tartışma Kazanılmaz, Yönetilir
John Gottman’a göre ilişkilerdeki sorunların %69’u çözülemez niteliktedir. Önemli olan ise tartışmayı yönetebilmektir. Bunun temeline ise ‘partnerinin kişiliğini olduğu gibi kabul ettiğini hissettirmeyi’ koymaktadır. Çünkü insanların ancak gerçekten sevildiklerini ve oldukları gibi kabul gördüklerini hissederlerse değişebileceklerini belirtir.
Bunun aksi olduğunda kişi kendini saldırı altında hissedecek ve savunmaya geçecektir. Aynı zamanda Gottman tartışma ne olursa olsun kimsenin haklı olmadığını vurgular. Tartışmalarda mutlak bir gerçeklikten değil sadece iki öznel gerçekliğin varlığından söz eder. Çiftlerin bakış açıları birbirinden tamamen farklı olabilir. Bunun haklı olmak veya haksız olmakla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.
Gerçeklik bir bakıma özneldir. Çiftler bunu kabul edip birbirlerinin bakış açılarına saygı gösterdiklerinde temelde sorun ne olursa olsun çok daha kolay üstesinden gelinebildiğini göreceklerdir.
Sonuç: Haklılık Mücadelesi Yerine Anlayış
İlişkilerde temelinde yatan sebep ne olursa olsun tartışma esnasında haklılık mücadelesi uğruna verilen mücadele anlamayı, anlaşılmayı geri planda bırakır. Oysa tartışmaların sonrasında en çok hatırlanan kişinin ne kadar haklı olduğu değil karşısındakine ne kadar anlayışlı davrandığı olacaktır.
Bazen çiftler kendilerine ‘Bu haklı olma durumu bana gerçekten huzur mu veriyor yoksa beni partnerimden mi uzaklaştırıyor?’ sorusunu sorarak ilerlemelidir. John Gottman’ın da önemle vurguladığı gibi, ilişkilerde önemli olan tartışmaları kazanmak değil, onu sağlıklı biçimde yönetebilme becerisidir.
İlişki içerisinde bir haklılık mücadelesindense birbirini kırmadan, birlikte kalabilmenin de oldukça kıymetli bir kazanım olduğunu unutmamak gerekir.
Kaynakça
-
Gülpak, D., & Babayiğit, A. (2024). Self-Change and Self-Efficacy in the Romantic Relationships: Self and self efficacy in relationships. European Archives of Social Sciences, 1(1), 39–45.
-
Gottman, J., & Silver, N. (2006). Evliliği sürdürmenin yedi ilkesi (E. Deniz, Çev.). İstanbul: Varlık Yayınları. ISBN 978-9754342383
-
Sherman, D. K., & Hartson, K. A. (2011). Reconciling self-protection with self-improvement: Self-affirmation theory. In M. Alicke & C. Sedikides (Eds.), Handbook of self-enhancement and self-protection (pp. 128–151). Guilford Press.
Tebrik ederim. Tartışmaların temelinde yatan ego savaşları ve bu sürecin nasıl yönetilmesi gerektiğini konusunda aydınlatıcı bir içerik olmuş. Okuyan herkesin kendinden bir parça bulacağına eminim. Emeğine sağlık
tazegulzehra7@gmail.com hakli olma çabasının verdiği zorluğun aslında nelerin sebep olduğu öğrendikten sonra taşlar iyice oturdu. Guzel yazın için teşekkürler, tüm kariyer ve hayatında başarılar dilerim. 🙂
Hakli olma çabasının verdiği zorluğun aslında nelerin sebep olduğu öğrendikten sonra taşlar iyice oturdu. Guzel yazın için teşekkürler, tüm kariyer ve hayatında başarılar dilerim. 🙂