Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Ailenizi Kolayca (!) Affedin

‘’Ailenizi hemen affedip bu öfkeyi geride bırakın. Hatta sadece ailenizi değil, sizi üzen eski arkadaşlarınızı, eski romantik ilişkilerinizi, kalp kırıklıklarınızı… Hepsini derhal geçmişte bırakıp uzaklaşın.’’ Bu cümleler size tanıdık geldi mi? Günümüz sosyal medyasında benzerlerini birçok yerde görebileceğimiz bu ‘kolaylıkla affetme’ tavsiyeleri bana bir psikolog ve psikolojik danışman olarak ‘’Peki bu kadar kolay olsa bireyler bunu zaten neden yapmasın?’’ diye düşündürüyor.

Aslında bu yazılarda bahsedilen affetmek, psikolojik boyutta zihinsel olarak serbest kalmak için yaranın yerini bulmayı, duygusal yaraları güvenli bir ortamda hissetmeyi, yaranın yarattığı duyguları anlamayı ve sonrasında bütün bu etkilerin farkındalıklarıyla yeni sınırlar, yeni değerler oluşturarak yaranın etkisini minimuma indirmiş yeni bir birey yaratmaktan geçiyor. Bu yaralanmanın etkisiyle hayatını şekillendirmiş kişi, bütün bu aşamalardan geçtikten sonra ‘affediş’ sürecini tamamlamaya yaklaşabiliyor. Bu bahsedilen kadar kolaylıkla ve hızlıca yaşanan bir süreç mi? Bence tartışmaya açık.

Affetme Süreci ve Zaman

Öncelikle bu sürecin tek bir seans ya da tek bir güne sığacak kadar kısa sürmediğini biliyoruz. Halihazırda yıllarca yaşananların iziyle oluşmuş yaraları tek bir pansumanla geçirebilmek pek mümkün olmazdı. Bu farkındalık ve affediş bir süreçtir. Sürecin içerisinde dalgalanmaların olması da çok şaşılacak bir durum değil. Zaman zaman öfkesini ve kırgınlığını geride bıraktığını zanneden kişinin bir söz, bir cümle ya da bulunduğu bir ortamla tekrar tetiklenmesi ve geride bıraktığı duyguların tekrar önüne çıkması da sürecin bir parçasıdır. Burada dalgalanma kelimesi bize bir denizin dalgalarını anımsattığında örnek daha doğru olur. Tıpkı dalgalı bir denizde bazen suların durulması, bazen yeniden coşması gibi bu sürecin getirdiği duygular da bazen dingin, bazen bunaltıcı derecede yoğun şekillerde karşımıza çıkabiliyor. Burada hatırlanması gereken şey, iyileşmenin doğrusal gerçekleşmediğidir. Bu süreçte iki adım ileri, bir adım geri atıldığında, hâlâ başlanan yere göre bir adım ilerde olunması bir ilerleme katetmek demektir. Kişinin kendi hızında ilerlemesi, ilerlemelerin tartışmasız en sağlıklısıdır.

Terapi ve Affetme Süreci

Gelelim bu süreçte terapinin eşliğine. Terapi, ‘affetme’ sürecini güvenli ve yapılandırılmış bir ortamda yaşamanızı sağlar. Kişinin kendi kendine sürekli yeniden düşündüğü, düşünmekten kaçmak için hayatının her anını doldurduğu, benzer duyguların yanından dahi geçmemek adına birçok yerde kendine bilinç dışı limitler koyduğu o ‘yük’ paylaşılmaya başlanınca değişimi görmek neredeyse kaçınılmaz olur. Terapiyi iyi özetlediğine inandığım görsellerin birinde, karşılıklı oturan iki kişiden birinin zihninden çıkan karışık ipler diğer kişinin zihninde düzgünce bir makaraya sarılır. İşte bu anlatım, aslında bu sürecin başlangıcını çok güzel özetliyor.

Paylaşımla başlayan bu ilerleyiş, olumsuz düşünce kalıplarını fark etmek ve yeniden yapılandırmak gibi yöntemlerle ilerleyebilir. Bilişsel davranışçı terapi ışığında tamamen hayali bir örnek üzerinden konuşacak olursak: ‘’Babam bana hiç değer vermedi. Demek ki ben değersiz biriyim.’’ şeklinde zihne yerleşmiş düşünce ve kişinin değersizlik inancı fark edilip incelenmeye başlandığında, bu düşünceyi ‘’O kendi sınırları olan biriydi ama bu benim değerimi belirlemez.’’ şeklinde yeniden çerçevelemek ve danışanın bunu hayatına uyarlayabilmesi, psikolojik iyileşme sürecini olumlu etkileyebilecek bir adımdır.

Şema terapi özelinde yine hayali başka bir örneği değerlendirelim. Hayatının erken dönemlerinde ve takibinde ailesinden sevgi alamadığını hisseden bir bireyin yetişkinlikte ilişkilerinde sürekli onay arayışına girmesi fark edilebilecek şemalardan yalnızca bir tanesidir. Uzman ve danışan bu şemayı fark edip çalıştıklarında, kişinin farkındalıklarıyla hayatında değiştirebilecekleri oldukça uzun bir listedir.

Yine aynı ‘affediş’ için duygu odaklı terapiler, uzun zamandır bastırılmış bu duyguları önce güvenli bir şekilde hissetmeye, sonrasında onları kabul etmeye odaklanabilir. Seans sırasında yalnızca öfkeli olduğunu düşünüp bundan bahseden danışan, terapisi yolculuğunda bu öfkenin altında yatan kırgınlığı, özlemi ya da daha birçok potansiyel duyguyu keşfedebilir. Kendini suçlamadan bunları hissetmek için alan bulabilir.

Sonuç

Konunun başına da dönecek olursak, bütün bu bahsettiklerimi göz önünde bulundurarak bir kez daha onaylayabiliriz ki sağlıklı bir şekilde affetmek, bir anda alınacak bir karar ya da ‘’Artık bıraktım. Düşünmüyorum. Özgürleşmek için vazgeçtim.’’ ifadelerinin biraz daha ötesinde yer alıyor. Sağlıklı affediş, bu yazıda bahsedilenler de dahil olmak üzere — örnekler oldukça fazla çoğaltılabilir — çeşitli yöntemlerle yavaş yavaş inşa edilen bir süreçtir. Sonuç olarak, sağlıklı bir affediş süreci annenizi, babanızı, eski sevgilinizi, eski dostlarınızı ve yaşanılanları affetmekten ziyade, kendi psikolojik iyileşme sürecinizi ve bu yaşantıların kişisel izlerini onarmak yolculuğudur. Bu yolculuğa bir rehberle çıkmak ise adımları daha güvenli ve şefkatli atmayı sağlayabilecek kıymetli bir destek olacaktır.

Ceren Ecem Kılıç
Ceren Ecem Kılıç
Psikolojik Danışman ve Psikolog Ceren Kılıç, ergen, genç yetişkin ve yetişkinlerle bireysel terapi süreçleri yürütmektedir. Psikoloji ve PDR alanlarındaki çift lisans eğitimiyle, bilişsel davranışçı terapi temelli olmak üzere eklektik bir yaklaşımı benimser. Çalıştığı gruplarla uyumlu içerikler üretmeye ve psikolojik bilgiyi dijital mecralarda ulaşılabilir kılmaya özen göstermektedir. Yazılarında sıklıkla çalıştığı yaş gruplarında gözlemlediği ihtiyaçlara öncelik verme hedefindedir. Dezavantajlı grupları odağına alan gönüllü projelerde aktif rol alarak, sosyal sorumluluğu mesleki yolculuğunun temel taşlarından biri olarak konumlandırır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar