Pazartesi, Ekim 20, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Utangaçlığın Fısıltısı

Çiftlerin çoğu için cinsellik, ilişkinin temel taşlarından biridir. Ancak cinsellik hakkında konuşmak, özellikle utangaçlık ile birleştiğinde çoğu zaman büyük bir sessizliğe dönüşür. Arzularını, sınırlarını ya da hayal kırıklıklarını dile getiremeyen bireyler kısa vadede huzuru koruduklarını düşünebilirler. Fakat bu sessizlik zamanla arzu kaybına, doyumsuzluğa ve duygusal uzaklığa yol açar. Yapılan araştırmalar, cinsel iletişim in hem cinsel tatmini hem de genel ilişki memnuniyetini güçlü bir şekilde artırdığını göstermektedir (Øverup, Campbell, & Muise, 2024). Başka bir deyişle, konuşulmayan her kelime, çiftlerin arasında görünmez bir duvar örer.

Sessizlik Neyi Aşılar?

Cinsel iletişim eksikliğinin altında çoğunlukla utangaçlık, mahcubiyet ve kaygı yatar. Bu duygular, özellikle cinsel deneyimlerin konuşulmasının ayıp sayıldığı kültürel ortamlarda daha belirgin hale gelir. Kılıçlı’nın (2022) evli kadınlar üzerinde yaptığı araştırmada, cinsel konularda yaşanan mahcubiyetin hem cinsel özgüveni hem de çiftlerin duygusal uyumunu olumsuz etkilediği tespit edilmiştir.

Utangaçlık, bireyleri arzularını ve ihtiyaçlarını dile getirmekten alıkoyar. Sonuçta çiftler birbirlerinin beklentilerini sezmek zorunda kalır, bu da yanlış anlaşılmalara zemin hazırlar. Utangaçlık yalnızca bireysel bir his değil, ilişkinin bütününü etkileyen bir süreçtir. Partnerlerden biri duygularını paylaşamadığında, diğer taraf kendini dışlanmış veya değersiz hissedebilir. Bu durum bir süre sonra duygusal uzaklık ve güvensizlik yaratır.

Falgares, Russo, Marino ve Esposito’nun (2024) çalışması, duygularını düzenleyebilme becerisi yüksek olan kişilerin hem cinsel işlevlerinde hem de partnerleriyle kurdukları iletişimde daha başarılı olduklarını ortaya koymuştur. Yani duygularını sağlıklı şekilde ifade etmek hem bireyin hem de ilişkinin cinsel yaşamını doğrudan güçlendirir.

Bir Vaka: Sessiz Yatak Odası

Ayşe ve Murat (isimler sembolik olarak seçilmiştir), sekiz yıldır evli, çocuk sahibi bir çift. Terapiye başvurma sebepleri, cinsel hayatlarının giderek donuklaşmasıdır. Ayşe, cinsellik sırasında isteklerini dile getirmekte zorlandığını, “ayıplanırım” korkusuyla içindekileri sakladığını söylüyor. Murat ise sessizlikten dolayı kendini reddedilmiş hissediyor, bu yüzden giderek geri çekiliyor.

İkisi de birbirlerini seviyor ama cinsellik konusunda konuşamadıkları için aralarındaki bağ zayıflıyor. Terapide yapılan ilk çalışmalar, küçük adımlarla da olsa arzularını dile getirmelerini teşvik etmek oldu. Bu süreçte öğrendikleri şey, konuşmanın cinselliği bozmaktan çok zenginleştirdiğiydi.

Bu örnek, sessizliğin nasıl görünmez bir bariyer haline geldiğini gösteriyor. Sessizlik, yüzeyde huzuru koruyor gibi görünse de aslında derinlerde cinsel tatmin ve duygusal bağlılığı aşındırıyor. Araştırmalar da bu noktayı destekliyor: Utangaçlık ve cinsel utanç yaşayan bireylerin, arzularını bastırdıkça ilişki doyumlarının düştüğü görülüyor (Sævik, Kennair, & Bendixen, 2023).

Sessizliğin İlişkilere Etkileri

Cinsel iletişim eksikliği yalnızca fiziksel arzunun azalmasına yol açmaz; aynı zamanda duygusal bağın zayıflamasına da neden olur. Masip ve Romero’nun (2022) meta-analizi, romantik kıskançlık gibi yoğun duyguların bile sağlıklı iletişimle dönüştürülebildiğini, ancak sessizlik halinde bu duyguların yıkıcı hale geldiğini göstermiştir.

Sessizlik, çiftlerin birbirini yanlış yorumlamasına yol açar: Bir taraf geri çekildiğinde, diğeri sevgisinin azaldığını düşünebilir. Bu yanlış algılar zamanla ilişkiyi güven krizine sürükler.

Öte yandan iletişimin yokluğu, bireylerin kendi cinselliklerini de olumsuz etkiler. Duygularını bastırmak, kişinin bedenine yabancılaşmasına, hazdan uzaklaşmasına ve performans kaygısına yol açar. Nitekim Bibby, Gesselman ve Garcia’nın (2024) araştırması, günlük cinsel iletişimin kalitesi ile cinsel tatmin arasında güçlü bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Açık ve samimi iletişim, yalnızca çiftler arası bağın değil, bireysel cinsel özsaygının da temelidir.

Sessizliği Bozmak

Sessizliği aşmanın ilk adımı, duyguların farkına varmaktır. “Bu konuyu açarsam partnerim ne düşünür?” kaygısı yerini “Bunu söylemek ilişkimizi güçlendirecek” düşüncesine bırakmalıdır. Küçük adımlarla başlamak önemlidir: Basit cümlelerle istekleri dile getirmek, fantezileri paylaşmak ya da sevilmek istenilen biçimleri anlatmak.

Araştırmalar, cinsel iletişimde pozitif mizahın kullanımının çiftlerin tatmin düzeyini artırdığını göstermektedir (Bibby et al., 2024). Yani ciddi bir konuşmanın yanında, gülümseme ve espri de erotik bağın yeniden kurulmasında önemli bir rol oynar.

Profesyonel destek de bu süreçte kritik olabilir. Çift terapisi, cinsellik hakkındaki sessizliği kırmak için güvenli bir ortam sunar. Özellikle utangaçlık ve utanç duygularının yoğun olduğu kültürel bağlamlarda, uzman desteği çiftlerin daha özgür ve sağlıklı bir cinsel iletişim kurmasını sağlar.

Dolayısıyla…

Cinsel iletişim eksikliği, çiftlerin aşklarını tehdit eden görünmez bir fısıltıdır. Başta zararsız gibi görünen bu sessizlik, zamanla arzuyu köreltir, güveni zedeler ve duygusal bağları zayıflatır. Oysa araştırmalar açıkça gösteriyor ki, konuşmak hem bireysel hem de ilişkisel doyumun anahtarıdır.

Utangaçlık kader değildir; iletişim, farkındalık ve karşılıklı anlayışla aşılabilir. Sessizliği bozmak, yatak odasında başlayan ama hayatın her alanına yayılan bir yakınlığın kapısını aralar.

Kaynakça

Bibby, E. S., Gesselman, A. N., & Garcia, J. R. (2024). A dyadic assessment of the association between sexual communication quality and daily levels of sexual satisfaction in couples. Journal of Social and Personal Relationships, 41(2), 243–261. https://doi.org/10.1177/02654075231220041

Falgares, G., Russo, A., Marino, A., & Esposito, G. (2024). The role of sexual communication in the relationship between emotion regulation abilities and female sexual functioning. Frontiers in Psychology, 15, 11277745. https://doi.org/10.3389/fpsyg.2024.11277745

Kılıçlı, A. (2022). The level of sexual embarrassment and the affecting factors in married women applying to outpatient clinic. Psikiyatri Hemşireliği Dergisi, 13(4), 259–266. https://doi.org/10.14744/phd.2022.59376

Øverup, C. S., Campbell, L., & Muise, A. (2024). Sociodemographic predictors of sexual communication and associations with sexual, relationship, and life satisfaction. Archives of Sexual Behavior, 53(1), 139–151. https://doi.org/10.1007/s12119-024-10249-5

Sævik, K. W., Kennair, L. E. O., & Bendixen, M. (2023). The effects of sexual shame, emotion regulation and gender on sexual desire. Frontiers in Psychology, 14, 10006235. https://doi.org/10.3389/fpsyg.2023.10006235

Toğrul Salamzade
Toğrul Salamzade
1991 yılında Azerbaycan’da doğan Toğrul Salamzade, psikoterapist, lisanslı cinsel terapist ve aile danışmanı olarak 11 yılı aşkın süredir bireylerin duygusal ve psikolojik iyilik hallerini güçlendirmeye odaklanmaktadır. Amerikan Psikoloji Derneği (APA) üyesi olan Salamzade, ABD'de lisanslı cinsel terapist unvanına sahip olup, insan cinselliği ve ilişkiler alanında uzmanlaşmıştır. Cinsel terapi ve insan cinselliği konusunda çeşitli seminerler ve eğitimler vermiş, ayrıca ilişkiler, aile danışmanlığı ve çift terapisi üzerine kapsamlı çalışmalar yapmıştır. Türkiye'de çeşitli üniversitelerde "Çocuk Cinsel İstismarını Önleme" üzerine seminerler vermiş ve bu alandaki farkındalığı artırmaya yönelik çalışmalarda bulunmuştur. Aynı zamanda çevirmen ve editör olarak İngilizce-Türkçe, İngilizce-Azerice ve Rusça-Türkçe dillerinde akademik ve profesyonel içerikler üretmiş, 15 yılı aşkın süredir çeviri ve içerik geliştirme alanında çalışmalar yapmaktadır. Şu anda Psychology Times dergisinde köşe yazarı olarak yazılarıyla okuyuculara ilişkiler, cinsel sağlık, aile danışmanlığı ve insan psikolojisi üzerine içerikler sunmaktadır. Hem akademik hem de pratik bilgi birikimiyle psikolojiyi herkes için anlaşılır ve uygulanabilir hale getirmeyi amaçlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar