Limerence kavramı literatüre Dorothy Tennov tarafından dahil edilmiş bir kavramdır. En yalın hali ile bu kavramı bir kişiye karşı olan yoğun duygusal bağlılık, romantik düşünceler ve o kişi tarafından ilgi görme duygusu şeklinde tanımlamak mümkündür.
LİMERENCE’İN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Bir kişiyi takıntılı biçimde düşünme ve ona dair büyük hayaller kurma, karşı tarafından en ufak ve gerçekte herhangi bir anlam ifade etmeyen hareketlerden büyük anlamlar çıkarma ve bunun yanında mide ağrısı, mide krampları, kalp çarpıntısı, iştahta azalma veya artma gibi fiziksel belirtiler Limerence belirtileri arasında yer almaktadır. Limerence ismi halk arasında pek bilinmese bile birçok kişi bu durumu bizzat yaşamış ya da çok yakınında bunu yaşayan birilerine tanıklık etmiştir.
Yukarıda konuştuklarımızın zihinlerde daha kalıcı hale gelmesi için bir vaka örneği paylaşmak istiyorum. Gelin, birlikte Can’ın hikâyesine bakalım;
Can, bir arkadaş grubu vesilesi ile tanıştığı Elif’i ilk gördüğü andan itibaren oldukça etkileyici ve hoş bulmuştu. İkisi arasında geçen diyaloglar oldukça kısa ve yüzeyseldi fakat Can’ın aklına Elif adeta kazınmıştı, Can onu gördüğü ilk andan itibaren Elif dışında bir şey düşünemez olmuştu. Elif ile ilgili her detayı hatırlıyor, arkadaş ortamında Elif’in başkaları ile konuştuğu her şeyi gizli gizli dinliyor ve hepsini aklına not ediyordu. Elif’i sosyal medyadan ekleyerek arkadaş olmuş ve oradan da Elif hakkında bilgi edinmeye çalışıyordu. Sürekli çevrimiçi olup olmadığını, takipçi sayısını, paylaşımlarını takip ediyordu. Elif bir story paylaştığında, oradaki şarkının sözlerinden kendisine gizli mesajlar çıkarıyordu.
Elif ise Can’a karşı nazikti ama özel bir ilgi göstermemişti. Buna rağmen Can, her küçük etkileşmeden bir “ilişki ihtimali” yaratıyor, onunla ilgili hayaller kuruyordu. Bazen Elif’e mesaj atıyor ve Elif’in geç cevap verdiği bir mesaj yüzünden günlerce moral bozukluğu yaşıyordu. “Bir şey başlamak üzere” hissiyle yaşıyor ama hiçbir şey başlamıyordu. Aylar geçmesine rağmen bu yoğun duygu durumu devam etti. Can, kendi duygularını “âşık oldum” diye tanımlasa da, aslında yaşadığı şey karşılıksız, takıntılı bir bağlılıktı. Can’ın içerisinde olduğu bu duygu durumu gündelik yaşamda kişilerin sık sık karşılaştığı ve aşk ile karıştırılan bir durumdur.
Hadi birlikte Aşk ve Limerence arasındaki farklara bakalım:
AŞK MI, LİMERENCE Mİ?
Gerçek Aşk ve Limerence duyguları arasında basit ama spesifik farklar vardır. Örneğin;
-
Limerence’de kişi partnerini idealize ederek onun kusurlarını görmezden gelir fakat gerçek aşk, kusurlara rağmen partnerini olduğu gibi kabul eder.
-
Aşk, sevgi almak üzerine kurulmamıştır, karşılıklı sevgi alışverişini temsil eder fakat Limerence’de durum tam tersidir. Burada kişi tamamen partnerinin sevgisini almak için çabalar.
-
Aşk kavramında karşılıklı, güçlü ve dengeli bağlar vardır fakat Limerence’de kontrol edilemeyen, takıntılı ve müdahaleci düşünceler vardır.
-
Aşk’ta kişiler birbirlerine, ilişkilerine ve bireysel ihtiyaçlarına zaman tanırlar fakat Limerence’de durum tam tersidir.
Görüldüğü gibi bu iki duygu durumu arasındaki benzerlikler ve farklılıklar vardır. Dolayısıyla birbirleri sık sık karıştırılma ihtimalleri vardır. Çoğu zaman aşk sanılan bu yoğun duygular, aslında Limerence olabilir; oysa Limerence, sağlıklı bir aşk değil, takıntılı bir bağlılık halidir.
LİMERENCE NEDEN OLUŞUR?
Kişilerin romantik ilişkileri ve gündelik yaşamdaki tüm ikili ilişkilerinin şekillenmesinde birçok farklı faktör rol oynayabilmektedir. Romantik ilişkilerde, ilişki dinamiğini belirleyen en önemli faktörlerden biri bireylerin bağlanma biçimleridir. Bilhassa kaygılı bağlanma biçimine sahip bireylerde Limerence sık görülmektedir. Bu kişiler duygusal gelgit yaşamaya daha açık, terk edilme, yalnız kalma korkusu içindedirler. Bununla beraber onaylanma ve kabul görme ihtiyaçları vardır. Bu da, Limerence’in karakteristik özelliği olan “beni seviyor mu, sevmiyor mu?” ikilemini sürekli kişilere yaşatır.
Bununla beraber geçmişte yaşanan karşılıksız, toksik ve yarım kalmış ilişkiler Limerence oluşumuna zemin hazırlayabilir. Kişi farkında olmadan geçmişte alamadığı sevgiyi, ulaşılması zor bir figürde bulmaya çalışabilir.
LİMERENCE İLE NASIL BAŞ EDİLİR?
Limerence, zorlayıcı ve yoğun yaşanan duygusal bir süreçtir fakat bu durumun üstesinden gelmek mümkündür. Burada atılacak ilk adım yaşanılan duygu durumunun aşk olmadığını, bu duygunun zihinde gerçekleşen bir saplantı olduğunu fark etmektir. Bununla beraber kişinin tetiklendiği durumları (örneğin karşı tarafın çevrim içi olup olmadığını kontrol etme dürtüsü) iyi analiz edebilmesi gerekir.
Bu anlamda kişinin iç görüsünün gelişmesinde, bilinç ve farkındalık düzeylerinin artmasında bir ruh sağlığı profesyoneli eşliğinde Bilişsel Davranışçı Terapiler, Şema Terapi ve Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) gibi çeşitli terapi ekollerinden faydalanmak sürecin daha sağlıklı ilerlemesine yardımcı olacaktır.
Duygularımızı bastırmadan anlamak ve dönüştürmek, ruhsal iyileşme için atılacak ilk ve en etkili adımdır.