EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing) göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işlemleme yöntemidir. EMDR, psikoterapide kullanılan ekollerden biridir. Diğer en yaygın bilinenleri BDT, psikanaliz, Şema Terapi ekolleri gibi bireyin deneyimlediği rahatsızlık seviyesini en aza indirgemek, sorunla baş etme kapasitesini arttırmak ve hayat kalitesini yükseltmektir. Diğer yaklaşımlardan farklı olarak son yıllarda özellikle travma sağaltımında kullanılan, geçmişi, şimdiyi ve geleceği hedef alarak ilerleyen bir yöntemdir demek doğru olabilir. Bunun yanı sıra zihnin ve bedenin bilgiyi dört ana kanalda işlemlediğini varsayarak tüm bilgi işlemleme süreçlerini aynı anda çalışmayı esas alır. Bu dört bilgi işleme kanalı; yaşanılan anının imajı (sahnesi), imajla ilgili gelen düşünce, bunlara bağlı olarak gelişen duygular ve bu anının bedende yarattığı rahatsızlığı temsil eden duyum kanalıdır. Buradan anlaşılacağı gibi bilgi beyinden bedene (yukarıdan aşağıya) veya bedenden beyne (aşağıdan yukarıya) işlemlenmesi amaçlanır. Çünkü bireyin yaşadığı sorunların, travmatik deneyimin beyinde ve bedende işlemlenmeden kalan anı veya anı ağlarıyla ilgili olabileceğini bu nedenle işlemlenmeyi seansta kontrollü şekilde yapmayı vurgular.
Beynimiz ve Bedenimiz Zaten Kendi EMDR’sini Yapamaz mı?
Evet, beynimiz ve bedenimiz kendi işlemlemesini yapabilir ancak özellikle çocukluk döneminde yaşanan ve anki çocuk beyni ve sinir sisteminin işlem yapamadığı anlar bir nevi kayıt altına alınır ve benzer deneyimler, ortamlar, duygu veya bedensel duyumlar kişiyi yetişkinlik hayatında tekrar tetikleyebilir. Bununla ilgili yapılan beyin görüntüleme işlemlerinde, kişilere kendileri için travmatik olan bir anıları anlattırıldığında yaşları kaç olursa olsun beynin sağ yarım küresinde yer alan amigdalada yoğun bir aktivasyon görünür.
Rasyonel düşünmekten, mantıklı kararlar almaktan sorumlu sol beyinde ise aktivasyon ya hiç gözlenmez veya minimal düzeyde görünür. Yani kişi travmatik deneyimi anlattığında veya onu hatırlatan bir uyarıcı olduğunda (bu bazen çok küçük detay bile olabilir) işlemlenmeden kalan duygular tekrar açığa çıkar ve olaya şimdiki gerçeklikle değil o anki şekliyle yanıtlar verir veya donakalır, hiçbir tepki veremez. Bu demek oluyor ki bazı durumlarda zihin kendi EMDR’sini yapamıyor.
EMDR Nasıl Uygulanır?
EMDR çift yönlü uyarımı esas alan göz hareketleriyle yapılan bir işlemlemedir. Ancak bazen seanslarda ritmik sesleri olan kulaklık kullanarak veya dizlere vuruşlar şeklinde kullanımları da mevcuttur. Bu uzmanın gerekli gördüğü durumlara göre değişiklik gösterebilir. Göz hareketleriyle yapılan çift yönlü uyarımda amaç beynin sağ ve sol yarım küresindeki bilginin iki beyin küresi tarafından birlikte işlemlenmesidir.
Örnek vermek gerekirse, sol gözünüzü elinizle kapatarak bir kaleme baktığınızda baktığınız şeyin bir kalem olduğu bilgisine sahip olursunuz. Sağ gözünüzle alınan bilgi sadece sol beyin bölgesine ulaşır (burada çapraz bir bilgi iletme süreci vardır), ancak korpus kollosum adı verilen ve sağ ve sol beyin bölgesi arasında yer alan bağ doku sayesinde bilgi sağ beyninize de iletilir ve gördüğünüzün bir kalem olduğu bilgisine sahip olursunuz. Travmatik deneyimlerde ise yoğun duygusallık içeren bilgiler beynin sağ küresinde bir nevi depolanır ve mantıktan sorumlu olan sol küre bu bilgiye erişemediği için rasyonel bir bakış açısı geliştiremez. EMDR’daki çift yönlü uyarımla işlemlenmeden sağ yarım kürede kalan bilginin, sol küreye de ulaşması ve böylece yaşanan travmatik deneyime sağ ve sol yarım kürenin aynı anda aktivasyonuyla bakılabilmesi sağlanır.
EMDR Kimler Tarafından Uygulanır?
EMDR eğitimlerini tamamlamış, süpervizyonlarına devam eden veya tamamlayan psikoterapist unvanına sahip kişilerce uygulanır.
EMDR Kimlere Uygulanır?
EMDR, duygularını yönetmekte zorlanan, geçmişteki olayları sürekli zihninde taşıyan veya gelecekle ilgili kaygılar taşıyan bu nedenle günlük hayat kalitesi bozulan bireylere uygulanır. Genellikle danışanın getirdiği sorunlar ve hedefler yeterince anlaşıldıktan sonra uzman tarafından bir yol haritası çıkarılır. Danışanın tolerans penceresini arttırmak amaçlı olarak hazırlık ve kaynak çalışmaları yapılarak danışanın hızına göre ilerlenir. Ve danışan ihtiyaç duyduğu an zorlandığını hissederse süreci sonlandırma hakkına sahiptir. Danışan ve uzmanın iş birliğini içeren bir yöntemdir.
EMDR Son Yıllarda Neden Bu Derece Popüler Oldu?
Beyin ve beden üzerine yapılan çalışmaların artması EMDR’nin daha bilimsel dayanaklarla hareket etmesine yardımcı olmuştur. Ayrıca kısmen daha kısa süreli olduğu söylenebilir. Özellikle insani yardım kuruluşlarının afet, göç vb. travmatik deneyimler yaşayan ve uzun yıllar terapiye devam edemeyecek durumda olan bireyler için kurduğu merkezlerde EMDR oldukça mantıklı bir yaklaşım olarak göze çarpmaktadır.
Bunun yanı sıra terapist ve danışanı sorunun çözümünde birlikte çalışan bir ekip arkadaşı olarak görmesi de danışanın kendi probleminde aktif rol oynamasını, böylece yetişkin rolünde sorumluluk alarak seanslarda kalmasını sağlamaktadır. Bu da çoğu danışana daha cazip gelmektedir.
Tüm bunlara ek olarak İngiltere Prensi Harry’nin de EMDR hakkındaki kişisel deneyimlerini paylaşması da bu yaklaşımın duyulmasında aracı rolde olmuştur.


