Salı, Eylül 30, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

PSİKEDELİK VE PSİKOLİTİK TERAPİNİN BİREYE KATKISININ İNCELENMESİ

Toplumu oluşturan kişilerin sosyal hayat içinde gelişimi ve bütünleşmelerini doğru bir şekilde gerçekleştirebilmeleri için temel psikolojik ihtiyaçların belirlenmesi, bu ihtiyaçların doyurulması ve bütün bunlar olurken sosyal çevrenin bu eğilimleri ve davranışları desteklemesi gerektiği bilinmektedir. Araştırmanın amacı temel olarak insan psikolojisinde gelişimsel veya kalıtımsal kaynaklı oluşan psikolojik rahatsızlıkların tedavi sürecinde farklı metodların uygulanması ve geliştirilmesi hususunda farklı kaynak ve analizlerin aktarılması ve terapi alanında psikedelik terapinin uygulanmasının avantaj ve dezavantajlarının aktarımıdır.

Psikolojik rahatsızlıklar veya bozukluklar, insanların gündelik yaşamlarını etkileyen duygu, düşünce ve davranış işlevlerinde olumsuz etkiler doğuran hastalıkların tümüdür. Bu rahatsızlıkların birden çok etkeni olabilir. Çevresel faktörler, genetik yatkınlık, travma ve stres gibi faktörlerden kaynaklı rahatsızlıklar olabilir. Ayrıca psikiyatrik rahatsızlıkların şiddeti kişiden kişiye değişebilir ve gerekli tedaviler sağlanmazsa kişilerin hayat kalitesini çok ciddi şekilde etkileyebilir.

Psikolojik Hastalık Çeşitleri Nelerdir?

1. Depresyon
Psikolojik rahatsızlıklar arasında sık rastlanan hastalıklardan biri olup, tam olarak nedenleri bilinmese de genel olarak çevresel faktörler, stres ve travmalarla ilişkilendirilir.
Depresyon tanısında rastlanan belirtiler:

  • Uzun süren düşük ruh hali

  • Umutsuzluk

  • İştah değişiklikleri

  • İlgi alanlarından zevk alamama

  • Unutkanlık

  • Ölüm ya da intihar düşünceleri

2. Sosyal Fobi
Sosyal fobi, sosyal ortamlarda aşırı endişeli, stresli ve utangaç olan bireylerin yaşadığı bir kaygı bozukluğudur. Sosyal fobi, toplum önünde konuşma yapma, performans sergileme gibi durumlarda kendisini gösterebilir.
Sosyal fobi tanısında rastlanan belirtiler:

  • Kalp atışının hızlanması

  • Aşırı terleme

  • Zihnin boş olduğunu hissetme

  • Kızarma

  • Nefes almada zorlanma

3. Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)
Obsesif Kompulsif Bozukluk, obsesyon ve kompulsiyon olarak adlandırılan, kısıtlayıcı dürtüler veya davranışların yaşandığı bir bozukluktur.

  • Obsesyonlar: Kişiyi sürekli rahatsız eden ve engellenemeyen düşüncelerdir.

  • Kompulsiyonlar: Obsesyonların yol açtığı dürtüleri ve kaygıları azaltmak için tekrarlı yapılan eylemlerdir.

4. Panik ve Yaygın Anksiyete Bozukluğu

  • Beklenmedik panik ataklar

  • Kalp atışının hızlanması

  • Baş dönmesi

  • Nefes almada zorlanmak

  • Terleme

Anksiyete bozukluğu olan hastada görülen belirtiler:

  • Halsiz, bitkin hissetme

  • Günlük yaşamda sürekli devam eden kaygı

  • Uykusuzluk

  • Kalp atışının hızlanması

  • Konsantrasyon ve odaklanma sorunu

  • Ellerin veya vücudun titremesi

  • Mide problemleri veya hazımsızlık

Bu psikiyatrik rahatsızlıklar, yaşayan kişiler açısından hayatlarına devam konusunda bazı zorlanmalar oluştururken; kişilerin hastalığı ile başa çıkma sürecinde ağır ilaç kullanımı ve tedavi sürecinin uzaması, kişilerin hayatlarına devam edememesine yol açmaktadır.

TSSB (Travma Sonrası Stres Bozukluğu)

Ölüm, ağır hastalık, istismar veya tecavüz gibi durumlar sonucu meydana gelir.
Belirtileri:

  • Öfke

  • Korku

  • Anksiyete

  • Konsantrasyon sorunları

  • Uykusuzluk

  • Kişinin yaşadığı olayları hatırlayıp tekrar tekrar yaşaması

  • Kişinin travma ile ilgili düşüncelerden kaçınması

  • Olumsuz ruh hali

  • Değişen gerçeklik algısı

  • Beklenmedik katarsis durumları

Psikedelik Terapi ve Psikolitik Terapi

Psikedelik terapinin Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), anksiyete, depresyon ve bağımlılık gibi rahatsızlıklar için gelecek vadeden bir tedavi olarak nasıl çalıştığını ve gereksinimlerini belirli literatür kıstaslarına göre açıklamak istiyorum. Psikedelik maddelerin batı toplumlarında psikoterapi amaçlı kullanımı zengin bir geçmişe sahiptir ve yıllar içinde birçok farklı stil ve yaklaşım geliştirilmiştir.

Psikedelik terapide genelde kullanılan maddenin dönüşümsel gücüne psikoterapistler kılavuzluk eder.
Psikolitik terapi ise devam eden psikoterapi seanslarının gücünü derinleştirmek için düzenli aralıklarla hafif dozlarda psikedelik maddelerin kullanıldığı terapi türüdür.

Psikedelik terapide güçlü psikedelik dozlarla tetiklenen fikir ve hislerin, yaşam boyu süren davranış ve düşünce kalıplarını değiştirebildiği gibi travmayı hafiflettiği, madde bağımlılığını ortadan kaldırdığı iddia edilmektedir. (19mg/kg Ibogaine HCL’in opioid yoksunluğu semptomlarını bir günde yok etmesi ve sağlıklı alışkanlıklara yol açabilecek kadar kuvvetli bir güç taşıdığı ileri sürülmektedir – Watts & Luoma, 2020). Bu deneyimlerden en iyi verimi almak için psikoterapistler, psikedelik maddenin kişide güvenli ve destekleyici bir ortamda çalışmasına odaklanır ve “yolculuktan” alınan dersler günlük hayatla ilişkilendirilip bakım sonrası desteği sağlar.

Psikolitik terapiyi farklı kılan ise psikoterapistin rolüne daha fazla önem verilmesi ve psikedelik maddeyi daha etkili terapi seanslarının kilidini açmak için bir katalizör olarak konumlandırmasıdır. Danışan, mistik bir psikedelik yolculuğa çıkmak yerine, terapi esnasında maddenin eşik etkilerini hisseder. Terapistleri ile daha genişletilmiş ancak yine de yönetilebilir bir diyalog sağlayarak düşünceler gözden geçirilir (Madsen, Øyslebø, & Hoffart, 1996).

Psikolitik terapinin, kullanılan dozun hafifliğinden dolayı pek risk içermediği iddia edilir.
Psikedelik terapide ise risk, kişiyi derinlemesine inceleyen diğer terapi türleri ile aynıdır: Bastırılan bir konunun ne tamamen kabul edilip ne de tamamen bırakılamaması, rahatsızlığın belirtilerini kötüleştirebilir, hatta nadir yüksek riskli vakalarda psikoz veya intiharın mümkün olduğu da söylenir.

Bilimsel literatürde psikedelik terapinin en büyük tehlikesi, terapi esnasında başa çıkılamayan konulardan dolayı danışanın intihar girişiminde bulunmasıdır (Grinspoon & Bakalar, 1981). Bu durumu belgeleyen birkaç rapor olsa da 1970’li yılların başında dağıtılan bir ankette Clarke ve Funkhouser (1970), psikedelik terapi sağlayan Amerikan Psikiyatri Birliği’nden gelen 302 katılımcıya ve Amerikan Tabipler Birliği’nden rastgele seçilmiş 2.230 üyeye psikedelik terapiyi değerlendirdi. Birinci gruptaki 127 yanıttan hiçbiri psikedelik maddelerin intiharlara neden olduğunu bildirmemiştir. Hatta 18 katılımcı bir veya daha fazla danışanda intiharı önlediklerini düşündüğünü belirtmiştir; diğer gruplarda yanıt veren 490 kişiden sadece bir kişinin danışanının intihar ettiği ve yedi diğer katılımcının ise intihar eğilimi gösterdiği bildirilmiştir.

Mevcut tüm araştırmalar, psikedelik maddelerin terapötik kullanımının özellikle ‘tehlikeli’ olmadığını kabul etmektedir. 1960 yılında Sidney Cohen, 62 psikiyatristle yaptığı çalışmada LSD veya meskalin ile yapılan toplam 25 bin tedavi seansı görmüş 5 bin hasta ve konuyu kapsayan 44 yanıt aldı. Uzamış psikoz oranı (48 saat veya daha fazla) hastalarda binde 1.8 ve deneysel deneklerde binde 0.8 idi; intihar oranı tedavi sırasında ve sonrasında her 1000 hasta için 0.4 ve deneysel denekler için ise sıfır olmuştur (Cohen, 1960).

Günümüzün uyuşturucu yasaları ve düzenlemeleri, psikedelik maddelerle araştırma yapmayı sıkıntılı bir hâle getirdiği için bulabileceğimiz çoğu insan denekli çalışma 1960–1979 yılları arasında terapi sunan kişilerden gelmektedir. Günümüzde psikedelik maddelerin bilimsel olarak değerlendirilmesi, hiç görmediği ilgiyi görmektedir.

Psikedelik ilaçlar, tedavisi zor depresyon için terapi yöntemi olarak umut vaat ediyor. Şimdi, bilim insanlarının bunun nedeni için potansiyel bir açıklaması var: İlaçlar beyin hücrelerinin dış zarlarından kayabilir ve esas olarak hücrelerin içindeki diğer depresyon tedavilerinin yapamadığı anahtarları çevirebilir. Science dergisinde 16 Şubat’ta yayınlanan bu yeni çalışmanın bulguları, bazı durumlarda psikedelik ilaçların, konuşma terapisi ile birlikte neden geleneksel antidepresanlardan daha iyi ve daha hızlı çalıştığını açıklamaya yardımcı olabilir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar