Pazartesi, Ağustos 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Hapishane Psikolojisi: Bireyin Ruhsal Yapısına Etkileri ve Uyum Süreci

Hapishaneler, yalnızca suçun cezalandırıldığı mekânlar değil; aynı zamanda bireylerin psikolojik, sosyal ve davranışsal yönlerden yeniden şekillendiği kapalı sistemlerdir. Bu sistem içerisinde tutuklular, hem bireysel hem de kolektif bir dönüşüm sürecinden geçer.
Hapishane psikolojisi, bireyin özgürlüğünden mahrum bırakıldığı bu ortamda yaşadığı psikolojik değişimleri ve psikolojik uyum süreçlerini inceleyen özel bir alandır.
Bu makalede, mahkûmiyetin bireysel ruhsal yapıya etkisi, uyum stratejileri ve kurumsal ortamın ruh sağlığı üzerindeki rolü psikolojik perspektiften ele alınacaktır.

1. Hapishane Ortamının Ruhsal Yapıya Etkisi

Hapishaneler, bireyin dış dünyayla bağının koparıldığı, rutinlerin ve otoritenin hâkim olduğu mekânlardır. Bu durum, özellikle ilk kez hapsedilen bireylerde travmatik bir deneyime yol açabilir. Amerikan Psikoloji Derneği’ne göre (Haney, 2001), mahkûmiyet süreci bireyin benlik algısında bozulmalara, depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik sorunlara neden olabilir.

Haney (2006), hapishanelerde uzun süre kalan bireylerin duygusal duyarsızlaşma, sosyal geri çekilme ve öfke kontrolünde zorluklar yaşadığını vurgulamaktadır.

Özellikle tecrit koşulları, bireyin zamanla duyusal yoksunluk yaşamasına ve zihinsel işlevlerinde gerilemelere yol açar. Craig Haney’in yaptığı çalışmalarda (2003), izolasyona maruz kalan bireylerde halüsinasyon, panik atak ve gerçeklik algısında bozulma gibi ciddi semptomların gözlemlendiği belirtilmiştir. Bu tür deneyimler, bireyin uzun vadede ruhsal dengesini kalıcı biçimde etkileyebilir.

2. Psikolojik Uyum Süreci ve Savunmalar

Tutuklu bireyler, ilk aşamada şok ve inkâr tepkileriyle başlarlar. Ardından, ortamın kurallarına göre uyum sağlama süreci gelişir. Bu süreçte bireyler, psikolojik uyum sağlamak için savunma mekanizmaları geliştirir.

En sık görülenlerden bazıları; bastırma, yalıtma, mizah ve hatta “hapishaneleşme” olarak bilinen durumsal adaptasyondur. Goffman (1961), total kurumlar kavramında, mahkûmların benliklerinin sistematik olarak kırıldığını ve yerine kurumun benliğinin yerleştirildiğini belirtmiştir.

Bazı mahkûmlar bu ortama aktif uyum sağlayarak sistem içinde yer edinmeye çalışırken, bazıları pasifleşerek depresif çökkünlük içine girer. Amerikan Ulusal Cezaevi Sağlığı Araştırmaları Enstitüsü’nün 2014 tarihli raporunda, mahkûmların %56’sında en az bir ruhsal bozukluk olduğu, en yaygınlarının ise majör depresyon ve antisosyal kişilik bozukluğu olduğu belirtilmiştir (James & Glaze, 2006).

3. Grup Dinamikleri ve Alt Kültürün Psikolojisi

Hapishaneler, aynı zamanda kendine özgü bir alt kültür barındırır. Bu alt kültür, bireylerin davranışlarını şekillendirir ve genellikle dış dünyadan farklı kurallara sahiptir.

Clemmer (1940), bu durumu “hapishaneleşme” (prisonization) kavramıyla açıklamıştır. Mahkûmlar, hayatta kalmak için bu alt kültürün normlarını öğrenmek ve uygulamak zorunda kalırlar. Bu kültürel yapının içinde şiddet, baskı ve güç ilişkileri ön plandadır.

Ayrıca, mahkûmlar arasındaki hiyerarşi, bireyin statüsünü belirler. Şiddet eğilimli bireyler daha çok saygı görürken, zayıf veya farklı olan bireyler dışlanabilir. Bu durum, özellikle cinsel yönelimi farklı olan ya da zihinsel sağlık sorunları yaşayan bireylerin travmatize olmasına neden olur (Kupers, 2010).

4. Psikolojik Müdahale ve Rehabilitasyon

Hapishanelerde psikolojik destek hizmetleri, bireyin ruh sağlığını korumada kritik bir rol oynar. Psikoterapi, grup terapisi, sanat terapisi gibi yöntemlerle bireylerin duygusal boşalım sağlamaları ve travmalarını işlemleri desteklenebilir.

Bununla birlikte, psikolojik hizmetlere erişim çoğu hapishanede sınırlıdır. Araştırmalar, psikolojik destek alan mahkûmların tahliye sonrası yeniden suç işleme oranlarının anlamlı düzeyde düştüğünü göstermektedir (Morgan et al., 2012).

Ayrıca, mahkûmların tahliye öncesi psikososyal destekle toplumla yeniden uyum sağlamalarına yardımcı olunması önemlidir. Rehabilitasyonun temel amacı, bireyi yalnızca ceza sisteminden çıkarmak değil; aynı zamanda tekrar suça yönelmemesini sağlayacak duygusal ve sosyal yeterlilikleri kazandırmaktır.

Sonuç ve Öneriler

Hapishane psikolojisi, sadece bireyin ceza sürecini değil, toplumla ilişkisini de etkileyen çok katmanlı bir alandır. Mahkûmların psikolojik ihtiyaçlarını göz ardı etmek, yalnızca bireysel acıları derinleştirmekle kalmaz; aynı zamanda toplumsal güvenlik açısından da risk oluşturur.

Ceza sisteminin yalnızca cezalandırıcı değil, aynı zamanda onarıcı ve iyileştirici olması gerekmektedir. Bu bağlamda:

  • Hapishane psikologlarının sayısının artırılması,
  • Psikolojik değerlendirme süreçlerinin standartlaştırılması,
  • Ruh sağlığı hizmetlerine erişimin artırılması önerilmektedir.

Kaynakça

  • Clemmer, D. (1940). The prison community. Boston: Christopher Publishing House.
  • Goffman, E. (1961). Asylums: Essays on the social situation of mental patients and other inmates. Anchor Books.
  • Haney, C. (2001). The psychological impact of incarceration: Implications for post-prison adjustment. National Policy Conference.
  • Haney, C. (2003). Mental health issues in long-term solitary and “supermax” confinement. Crime & Delinquency, 49(1), 124–156. https://doi.org/10.1177/0011128702239239
  • Haney, C. (2006). Reforming punishment: Psychological limits to the pains of imprisonment. American Psychological Association.
  • James, D. J., & Glaze, L. E. (2006). Mental health problems of prison and jail inmates. Bureau of Justice Statistics Special Report.
  • Kupers, T. A. (2010). Prison madness: The mental health crisis behind bars and what we must do about it. Jossey-Bass.
  • Morgan, R. D., Kroner, D. G., Mills, J. F., Batastini, A. B., & Fernandez, Y. (2012). Treating offenders with mental illness: A research synthesis. Law and Human Behavior, 36(1), 37–50. https://doi.org/10.1037/h0093964

İstersen bu metinden sosyal medya için akademik bir paylaşım serisi, görsel önerisi ya da video anlatımı da türetebiliriz. Hazırlamamı ister misin?

Zeynep Ecem Tosun
Zeynep Ecem Tosun
Zeynep Ecem Tosun, psikoloji lisans eğitimini Lefke Avrupa Üniversitesinde başarıyla tamamladıktan sonra Marmara Üniversitesinde Aile Danışmanlığı eğitimi aldı ve klinik psikoloji yüksek lisansına Uluslararası Dublin Üniversitesinde devam etmektedir. Gelişim Üniversitesinde klinik staj yaparak önemli deneyimler kazanan Tosun, gönüllü olarak Türk Psikologlar Derneğinde Hatay'da travma ve yas terapileri üzerine danışanlarla çalışmıştır. Şu anda Özel Palmiye Hastanesinde psikolog olarak görev yapan Tosun, çocuk, ergen ve yetişkin terapileri ile aile danışmanlığı alanlarında uzmanlaşmıştır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar