Cumartesi, Kasım 15, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Yengeç Sepeti Sendromu: Türkiye Örneklemi

Toplum içerisinde bir kişinin ilerlemesi ya da öne çıkması her zaman olumlu karşılanmayabilir. İnsanlar bazen yaptıkları işlerle çevrelerinde yükselmeye çalışırken, “sen yükselirsen biz ne oluruz peki?” kaygısıyla karşılaşabilir. Bu durum Yengeç Sepeti Sendromu (Crab In Barrel Syndrome) olarak adlandırılır. Kovadan çıkmaya çalışan bir yengecin diğer yengeçler tarafından aşağı çekilmesi metaforuyla anlatılır. Psikolojik açıdan bu durum, kişinin başarısının çevresi tarafından engellenmesi, rekabetin zarar verici hale gelmesi ve sosyal dayanışma eksikliğinin kurumsallaşması gibi süreçleri kapsar.

Yengeç Sepeti Sendromu Nedir?

Batı Hint Adaları’ndaki balıkçılar, tuttukları yengeçleri varillere koyar ve kapatma ihtiyacı duymazlar. Çünkü biri tırmanmaya çalıştığında diğer yengeçler onu aşağı çeker. Bu nedenle, hiçbir yengeç dışarı çıkamaz. Halbuki birbirlerine engel olmasalar hepsi kurtulabilir. Bu durum, kişinin ilerlemesini engelleyen toplumsal tutumları simgesel şekilde yansıtır (Thompson, 1984). Bu metafor, bir grubun üyelerinden birinin başarısını engelleyen ya da ilerlemesini durdurmaya çalışan sosyal baskı biçimini ifade eder. Bu fenomen, sosyal psikoloji literatüründe açıkça tanımlanmış bir kavram değildir; ancak Sosyal Psikoloji karşılaştırma kuramı (Festinger, 1954) ve sosyal kimlik teorisi gibi çerçeveler aracılığıyla anlaşılabilir.

Sosyal karşılaştırma kuramına göre kişiler, kendilerini diğerleriyle kıyaslayarak benlik değerlendirmesi yapar. Başkalarının başarısı bazı kişilerde güvenlik ve yeterlilik hissini tehdit eden bir unsur hâline gelebilir.

Sosyal kimlik teorisi açısından baktığımızda ise kişiler grup aidiyetleri üzerinden benliklerini tanımlar. Bir grup içerisinde “biz” ve “onlar” ayrımı oluştuğunda, grup normlarına uyum göstermeyen, öne çıkan kişiler grup dışı olarak algılanabilir veya baskı altında kalabilir.

Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde yapılan bir araştırma, akademik ortamda yengeç sepeti sendromunun, akademisyenlerin mesleklerine karşı yabancılaşma hisleriyle bağlantılı olabileceğini ortaya koymuştur (Yeşilkuş, Özbozkurt ve Sezal, 2024).

Türkiye’den Örnekler

Türkiye’de bu kavrama dair yapılmış birkaç çalışma dikkat çekmektedir. Örneğin, Yozgat Bozok Üniversitesi ve İstanbul Gelişim Üniversitesi ortaklığıyla yürütülen nitel bir araştırmada, kamu çalışanlarının yengeç sepeti sendromu hakkındaki görüşleri incelenmiştir. Araştırma bulgularına göre, çalışanlar arasında “başarılı olabilirim ancak çevremde bunu istemeyenler var” düşüncesi yaygındır; ayrıca katılımcı görüşlerine göre, örgütsel bağlamda yaygın olarak gözlemlenen örgütsel dedikodu, meslektaşlar arası rekabetin yol açtığı haset duygusu ve kurumsal düzeyde yetersiz iletişim süreçleri, yengeç sepeti sendromunun ortaya çıkmasında etkili olan sosyal etmenler arasında yer almaktadır (Altıntaş ve Topçu, 2024).

Cumhuriyet Üniversitesi’nde gerçekleştirilen “İş Yaşamında Yengeç Sendromu Ve Kolektif/Bireyci Kültür” başlıklı araştırmada, yengeç sendromu ile kültürel değerler arasındaki ilişki incelenmiştir. Çalışma bulgularına göre, Kolektivist Kültür değerleri yengeç sendromu davranışlarını pozitif yönde etkileyebilmekte; ancak bu ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı düzeyde olmadığı tespit edilmiştir (Ece, 2024). Bu durum, Türkiye’nin kültürel yapısının söz konusu sendromun oluşumunda etkili olabileceğine işaret etmektedir.

Psikolojik Mekanizmalar Ve Sosyal Dinamikler

Yengeç sepeti sendromunu anlamak için bir dizi psikolojik mekanizmaya bakmak gerekebilir:

Kıskançlık Ve Rekabet

Başarılı bir kişinin varlığı, diğerlerinin kendilerini yetersiz hissetmesine neden olabilir. Bu durumda kişi, yükselen kişiye karşı pasif ya da aktif olarak “engelleyici” tutumlar geliştirebilir.

Sorumluluğun Dağılması (Bystander Effect)

Grup içerisindeki “hepimiz yapıyoruz” ya da “birisi zaten halleder” tutumu, başarının desteklenmesi yerine engellenmesine yol açabilir.

Normatif Baskı

Grup normlarına uygun davranma isteği, öne çıkan kişilerin sessizce bastırılmasına sebep olabilir. Özellikle toplulukçu kültürlerde “bizim içimizde biri ayrıcalıklı olmasın” anlayışı güçlü olabilir.

Benlik Değeri Ve Özdeşleşme

Kişinin başarıya ulaşması grup kimliğini tehdit edebileceği için grup üyeleri tarafından “dışsal” bir unsur olarak algılanabilir. Başarılı birey, grubun normlarından uzaklaşmış sayılabilir ve bu da çevresel tepkiyi artırabilir.

Bu mekanizmalar bir arada çalıştığında başarıya yönelik engelleyici sosyal süreçler oluşabilir. Türkiye’de yapılan araştırmalarda bu mekanizmaların özellikle kurum içi ilişkilerde ve akademik çevrelerde etkin olduğu görülmektedir.

Peki Bu Duruma Karşı Neler Yapabiliriz?

Yengeç sepeti sendromunun etkilerini azaltmak hem bireysel hem de sistemik düzeyde mümkündür:

Bireysel Düzey

Kişinin kendi benlik değerini ve başarı algısını güçlendirmesi önemlidir. Başkalarının başarısını tehdit değil, ilham kaynağı olarak görmek için “büyüme odaklı zihniyet” (Dweck, 2006) geliştirmek yararlı olabilir.

Kurumsal Düzey

Açık iletişimi destekleyen, başarıyı kutlayan ve bir kişinin başarısından dolayı altta kalanların daha fazla desteklendiği ortamlar yaratılmalıdır. Türkiye’de yapılan araştırmalarda, kurum içi dayanışma ağlarının güçlendirilmesinin yengeç sepeti davranışlarının azalmasına katkı sağlayabileceği önerilmiştir (Yeşilkuş ve ark., 2024).

Kültürel Müdahaleler

Toplulukçu değerlerin aşırı normatif baskıya dönüşmesini engellemek için kritik olabilir. Kurum kültürleri bireysel başarıyı dışlamayan, aksine kolektif ilerleme için bir kaynak olarak gören bir anlayışla dönüşebilir.

Sonuç olarak yengeç sepeti sendromu, yalnızca kişisel bir sorun değildir; sosyal çevrenin, kurumların ve kültürel normların bir kesişim noktasında ortaya çıkar. Türkiye’ye özgü kültürel kodların ve iş-yaşam ortamlarının bu sendromun biçimlenmesinde önemli rolü vardır. Başarının düşman değil, desteklenmesi gereken bir unsur olarak kabul edildiği bir ortam yaratmak için bilinçli adımlar atılması gereklidir. Bu adımlar, hem kişilerin potansiyellerini gerçekleştirmelerine olanak tanır hem de toplumsal ilerlemeyi destekler.

Kaynaklar

Altıntaş, M., ve Topçu, T. (2024). Kamu çalışanlarının yengeç sepeti sendromu hakkındaki görüşleri: Nitel bir araştırma. Yönetim Bilimleri Dergisi, 22(52), 448-478.
Dweck, C. S. (2006). Mindset: The New Psychology Of Success. Random House.
Ece, S. (2024). İş yaşamında yengeç sendromu ve kolektif/bireyci kültür. Cumhuriyet Yerbilimleri Dergisi, 6(2), 82-89.
Festinger, L. (1954). A Theory Of Social Comparison Processes. Human Relations, 7(2), 117-140.
Thompson, M. (1984). The Cultural Construction Of Nature And The Natural Destruction Of Culture. IIASA Working Paper.
Yeşilkuş, F., Özbozkurt, O. B., ve Sezal, N. (2024). Yengeç sepeti sendromunun akademisyenliğe yabancılaşma üzerindeki rolünün incelenmesi. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 62, 139-160.

Sinem Yakar
Sinem Yakar
Sinem Yakar, psikoloji lisans eğitimini tamamlamış bir psikolog ve öğrenci koçudur. Bilişsel Davranışçı Terapi ve Oyun Terapisi ekollerini benimseyerek bireylere destek sağlamaktadır. Aynı zamanda çeşitli dergilerde yazılar yazmakta, özellikle aile, romantik ilişkiler ve toplumsal dinamikler üzerine odaklanmaktadır. Yazma yeteneğini mesleki bilgisiyle birleştirerek psikolojiyi herkes için anlaşılır hale getirmeyi ve farkındalık yaratmayı hedeflemektedir. Hem bireysel danışmanlık hem de yazılarıyla insanlara dokunmaya devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar