Perşembe, Ekim 30, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Gölgenin Gücü: Yin-Yang ve Zıtlıklarda Kaybolan Uyum

Yaşamımızda zaman zaman bizi “ya hep ya hiç” ikilemine düşüren anlar olmuştur. Bir iş, ödev veya bizim için önemli olan bir sınavda başarı sergileyemediğimizde kendimizi başarısız ilan eder ve o konuyla ilgili her zaman başarısız olacağımızı varsayarak bir daha denemek isteyemeyebiliriz. Uzun zamanlı bir çalışmanın arkasından gelen dinlenme ihtiyacını bizi tembelleştireceğini düşünerek bu ihtiyacımızı geri plana atarak çalışmalarımıza devam edebiliriz. Zamanla yakalayamadığımız denge hep iyi ve aydınlık olmanın yaratacağı tükenmişlik hissini beraberinde getirir. Yin – Yang, bu durumu birinin diğerinin varlığına bağlı olduğunu vurgulayarak aslında zıtlık olmadığını, birbirini tamamlayan, bağımlı ve ayrılmaz iki gücü dengede tutmayı anlatır.

Tao ve Yin-Yang

Tao bir ana güçtür; bu güç ikiyi yaratmıştır (yin-yang). Üç ise yin ve yang’ın ana güç ile birleşmesinden ortaya çıkmıştır. Bu yaratılış kendiliğindendir (Gül, 2006). Yin – Yang, zıt güçlerin evreni nasıl şekillendirdiğini açıklayan felsefi bir ikilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Gece – gündüz, eril – dişil, iç – dış gibi örnekler yin ve yang için en betimleyici örneklerdir.

Zıtlık mı Tamamlayıcılık mı?

Yin ve Yang, iyiyi ve kötüyü temsil etmezler. İkisi de iyi ve kötüyü içinde barındırmadan ve çatışma halinde olmadan, uyum içerisinde olurlarsa daima iyilik ortaya çıkmaktadır (Gül, 2006). Yin ve Yang, tıpkı ışık olmadan gölgenin anlamı olmadığı gibi karşılıklı varlık içerisinde birbirine bağlıdır.

Bu bağlılık hiçbir şeyin mutlak Yin veya mutlak Yang olmadığını, her şeyin sürekli diğerine dönüştüğünü açıklamaktadır. Yin – Yang, iyi ve kötü gibi yargıları içerisinde barındırmamaktadır. Yang aşırılığı da Yin aşırılığı da dengesizlik yaratmaktadır. Yin ve Yang birbirine karşı savaşan zıtlıklar değil, birbirini tamamlayan, bağımlı ve sürekli dönüşen iki kutuptur. Her Yin’in içinde bir Yang tohumu, her Yang’ın içinde bir Yin tohumu vardır.

Günlük Yaşamda Dengeyi Bulmak

Modern yaşamda popüler olan “her zaman aktif ol” kültürünü benimseyen birçok insan karşımıza çıkmaktadır. Başarı elde etmek yalnızca çalışmak (Yang) değil aynı zamanda dinlenerek (Yin) yaratıcılığı beslemeyi de içinde barındırmaktadır. Dinlenmeden sürekli çalışmak zaman içerisinde tükenmişliğe, sonunda ise hastalık veya depresyona dönüşmektedir. Aşırılığa kaçan Yang, zaman içerisinde Yin’e dönüşecektir.

Hayatımızda karar alırken yalnızca mantık (Yang) veya yalnızca sezgilere (Yin) dayanarak alınan kararlarla hareket etmek risk faktörlerini beraberinde getirmektedir. Gerçek dengeyi bulabilmek, tek kutuplu ilerlemek yerine bu iki gücü birleştirerek mümkün olmaktadır.

İlişkilerde ise sadece konuşmak (Yang) ya da sadece dinlemek (Yin) yetmemekle beraber; verme (Yang) ve alma (Yin) arasında denge kurmak ilişkiyi ayakta tutmaktadır.

İyiyi ve kötüyü mutlak kategoriler olarak görmekten vazgeçmek, karşılaşılan her olumsuz olayın (Yin) içerisinde bizi geliştirecek bir dersi (Yang) barındırdığını göstermektedir.

Akışta Olmak

Yin – Yang her şeyin bir zıttı olduğunu ancak bu karşıtlığın birbirlerini yok etmek için değil birbirini tanımlamak için var olduğunu vurgulamaktadır. Birinin var olmasının diğerinin varlığına bağlı ve bir denge arayışı içerisinde olması, Yin – Yang’ın aşırılığa karşı çıktığını göstermektedir. Bu karşılıklı dönüşüm, Yin’in belli bir noktaya ulaştığında Yang’a, Yang’ın da Yin’e dönüştüğünü göstermektedir.

Günlük hayatta yoğun bir çalışmanın (Yang) sonucu yorgunluktur. Bu yorgunluk ise doğal olarak kişiyi zorla dinlenmeye (Yin’e) itmektedir. Bu durum, Yang’ın gerekli olgunluğa eriştiğinde Yin’e dönüşmesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kaliteli bir dinlenme (Yin) enerji depolarken, bu depolanan enerji kişide hareket etme, üretme ve başarma (Yang) yani yaratıcılık isteği uyandırmaktadır. Bu durum ise Yin’in gerekli olgunluğa eriştiğinde Yang’a dönüşümü olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kısaca özetlemek gerekirse çalışma dinlenmeyi getirirken, dinlenme de çalışmayı yaratmaktadır.

Yaşamda dengeyi kaybetmek yani dinlenmeyi reddederek sürekli çalışmak vücudun kaynaklarını tüketerek sonucunda ise uyku bozuklukları, sinir, yüksek tansiyon (Yin) gibi sorunlar yaratmaktadır. Sürekli dinlenmeyi ve tembelliği seçmek ise vücuttaki enerjinin (Yang) durgunlaşmasına neden olur; sonucunda ise motivasyon kaybı, depresyon gibi durumlar ortaya çıkmaktadır.

Dengenin durağan bir noktada değil, sürekli bir akışta olması, hayatın sürekli bir denge arayışı içerisinde ilerlediğini göstermektedir. Hayatın içinde var olan kaçınılmaz Yin ve Yang kutuplarını kabul etmek, bizlere mükemmel olmayı değil bütün olmayı hedefleyerek dengede tutmayı sağlamaktadır.

Kaynakça

Gül, A. (2006). Bir din olarak Taoizm / Taoism as a religion [Yüksek lisans tezi, Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü]. Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi.

Şevval Başak Tosun
Şevval Başak Tosun
Şevval Başak Tosun, Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü ile başladığı üniversite hayatına, çift anadal programı kazanarak aynı zamanda Psikoloji bölümünde eğitim alarak devam etmektedir. Hayatına kamu yöneticisi olarak devam etmeyi hedefleyen yazar, aynı zamanda psikolojik olarak insan davranışını anlamlandırmayı amaçlamaktadır. İnsan davranışını anlamlandırmayı amaçlayan yazar, suç psikolojisi, savaş ve terörizm, psikotravmotoloji gibi alanlara özel ilgi duymaktadır. Bu bağlamda yazılarında bilimsel doğrulukla beraber sade ve anlaşılır bir dil kullanmayı hedeflemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar