Salı, Eylül 30, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Mükemmeliyetin Gölgesinde Gelişen Kaygı: Çocuk ve Ergenlerde Başarı Odaklı Baskının Psikolojik Etkileri

Başarı kavramı, bugünün dünyasında çoğunlukla akademik derece, kariyer basamakları ve maddi kazanımlar üzerinden ölçülmektedir. Yetişkinler dünyasında hâkim olan bu rekabetçi sistem, artık yalnızca yetişkinlere ait kalmayarak, çocukluk döneminin de bir parçası haline gelmiştir. Bu durum, çocukların ve ergenlerin üzerindeki başarı baskısını arttırmakta; onların doğal gelişim süreçlerinde karşılaşmaları gereken deneme-yanılma, hata yapma ve öğrenme deneyimlerini zorlaştırmaktadır. Sonuç olarak, bu baskılar çocukların psikolojik iyi oluşlarını tehdit eden önemli bir risk faktörü haline gelmiştir.

Başarı Odaklı Baskının Kökenleri

Başarı odaklı baskının temelinde, ailelerin çocuklarından beklentileri, okul sisteminin rekabetçi yapısı ve sosyal medyanın “kusursuz hayat” imgeleri bulunmaktadır. Özellikle aileler, çocuklarının akademik ve sosyal alanlarda üstün olmalarını sağlamak için yoğun çaba harcarlar. Ancak bu beklentiler çoğunlukla çocukların bireysel ilgi ve yeteneklerinden bağımsızdır. Bazı ailelerde başarı, sevgi ve kabulün ön koşulu haline gelir; bu durum çocuğun zihninde ‘yeterince başarılı değilsem sevilmem’ inanç şemasını oluşturur ve zamanla çocukta ‘yeterince iyi değilim’ temel inancına dönüşebilir. Aile içindeki eleştirel tutumlar ve yüksek standartlar, çocukların hata yapmaktan korkmasına, kendilerini sürekli eleştirmesine ve özgüvenlerinin zedelenmesine neden olur. Bu baskılar, çocukların doğal öğrenme süreçlerini zorlaştırırken, kaygı ve stres düzeylerini artırır.

Okul sistemi de bu baskıyı pekiştirir; sınav odaklı, rekabetçi eğitim modelleri öğrenciler arasında kıyaslamayı artırarak başarı kaygısını derinleştirir. Ayrıca, sosyal medya platformlarındaki mükemmel yaşam imgeleri, çocuk ve ergenlerin başarı algılarını gerçek dışı standartlara taşır. Tüm bu faktörler, çocukların üzerindeki başarı baskısını ve buna bağlı psikolojik riskleri çoğaltır.

Psikolojik Etkiler: Kaygı, Özgüven Kaybı ve Sosyal İzolasyon

Başarı baskısı, çocuk ve ergenlerde özellikle kaygı biçiminde kendini gösterir. Sınavlar ve performans değerlendirmeleri öncesinde yoğun stres yaşayan bireyler, sürekli bir başarısızlık korkusuyla mücadele ederler. Bu durum, akademik performansın düşmesinin yanı sıra özgüvenin azalmasına yol açar. Kaygı bazen kronikleşir ve obsesif düşünceler, uyku problemleri, dikkat dağınıklığı gibi sorunları beraberinde getirir.

Mükemmeliyetçilik, çocuklarda ve ergenlerde kendine aşırı yüksek standartlar koyma, hata yapmaktan kaçınma ve sürekli öz eleştiri eğilimi olarak ortaya çıkar. Ergenlik döneminde kimlik gelişimi ve sosyal kabul arayışları ile birleştiğinde, bu tutum kaygı bozuklukları ve depresyonun temel nedenlerinden biri haline gelir. Özgüven eksikliği, çocukların sosyal ilişkilerinde zorlanmasına ve geri çekilmeye neden olurken, sosyal izolasyon da depresyon riskini artırır.

Ayrıca, aşırı başarı baskısı ve mükemmeliyetçilik, yeme bozuklukları, obsesif-kompulsif davranışlar ve duygusal tükenmişlik gibi psikolojik rahatsızlıkların da habercisi olabilir. Çocuklar kendilerini sürekli yüksek standartlara zorladıklarında hem fiziksel hem de ruhsal sağlıkları olumsuz etkilenir.

Başarı Baskısıyla Başa Çıkma ve Önleme Yöntemleri

Başarı odaklı baskıyla başa çıkmanın ilk ve en önemli adımı, çocukların ve ergenlerin duygu dünyalarının doğru anlaşılması ve onlara koşulsuz sevgiyle yaklaşılmasıdır. Ebeveynlerin, çocuklarının sadece akademik veya sosyal başarılarına değil, birey olarak değerlerine odaklanmaları, çocukların özgüven gelişiminde belirleyici rol oynar. Başarısızlığın öğrenme ve gelişimin doğal bir parçası olduğu bilinci çocuklara etkin şekilde aktarılmalıdır.

Okul ortamında ise rekabetçi ve sınav odaklı yaklaşımlar yerine, bireysel gelişimi destekleyen, iş birliğine dayalı ve kapsayıcı eğitim modelleri benimsenmelidir. Okullardaki rehberlik servisleri, kaygı yaşayan çocuklara erken müdahale olanağı sağlayarak sorunların kronikleşmesini önler.

Stresle başa çıkma becerilerinin geliştirilmesi için nefes egzersizleri, mindfulness ve diğer gevşeme teknikleri çocuklara öğretilmeli, böylece onların duygusal dayanıklılıkları artırılmalıdır.

Bu süreçte psikologların rolü son derece kritiktir. Psikologlar, çocuk ve ergenlerin yaşadığı kaygı, stres ve mükemmeliyetçilikle ilgili sorunları tespit eder; bilişsel davranışçı terapi, duygu düzenleme teknikleri ve bireysel destek programları gibi etkili müdahalelerde bulunurlar. Ailelere yönelik danışmanlık da, ebeveynlerin çocuklarıyla sağlıklı iletişim kurmalarını ve baskıyı azaltmalarını sağlar. Böylece psikolojik destek, hem çocukların ruhsal sağlığının korunmasına hem de başarı baskısının yol açtığı olumsuz etkilerin önlenmesine katkıda bulunur.

Sonuç

Sonuç olarak, başarı odaklı baskı ve mükemmeliyetçilik, çocuk ve ergenlerin ruh sağlığını derinden etkileyen önemli bir faktördür. Bu baskı, kaygı, özgüven eksikliği, sosyal izolasyon ve diğer psikolojik sorunların temelini oluşturabilir. Ancak ailelerin, eğitimcilerin ve ruh sağlığı uzmanlarının iş birliğiyle bu olumsuz etkiler önlenebilir. Çocukların sevildiğini hissettikleri, hata yapmanın kabul gördüğü ve bireysel farklılıkların desteklendiği ortamlar yaratmak, onların sağlıklı, dengeli ve mutlu bireyler olarak yetişmelerini sağlar.

KAYNAKÇA

Çamurcu, Ş., & Kaynak Ekici, K. B. (2024). Ergenlerde Algılanan Ebeveyn Akademik Başarı Baskısı ile Psikolojik İstismar Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, 22(1), 511-535.
https://doi.org/10.37217/tebd.1384957
Ergenlik Döneminde Bireysel Başarısızlık Kaygısı: Kariyer Hedeflerine Etkisi (t.b.). Akademik Başarı ve Kariyer Koçluğu.
https://ergenigelisimenstitusu.com/basarisizlik-kaygisi/
Kapıkıran, Ş. (2020). Ergenlerde Ebeveyn Akademik Başarı Baskısı ve Desteği ile Sınav Kaygısı Arasındaki İlişkide Akademik Dayanıklılığın Aracı Rolü. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 48, 409-430.
https://doi.org/10.9779/pauefd.521230

Beyza Demir
Beyza Demir
2021 yılında başladığı Düzce Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü 2025 yılında başarıyla tamamlayan yazar, lisans eğitimi süresince çeşitli rehabilitasyon merkezleri ve kliniklerde çocuk, ergen ve yetişkinlerle çalışarak geniş bir saha deneyimi kazanmıştır. Özellikle çocuk ve ergen psikolojisi alanına yoğunlaşmış; çocukların gelişimsel ve duygusal ihtiyaçlarına uygun oyun temelli terapötik yaklaşımlar üzerinde uzmanlaşmıştır. Bu doğrultuda Uygulamalı Çocuk Merkezli & Bilişsel Davranışçı Oyun Terapisi ve Masal Terapisi gibi özel eğitimleri tamamlamış; çocukların iç dünyalarını anlamaya yönelik empatik ve bütüncül bir tutumla bireysel çalışmalarda bulunmaktadır. Bunun yanı sıra, yetişkinlerle ilgili Bilişsel Davranışçı Terapi ekolü temelinde eğitimler almakta ve bu alanda kendini geliştirmektedir. Psychology Times’ta yayımladığı yazılar aracılığıyla psikolojik bilgi ve bakış açısını daha geniş kitlelere ulaştırmayı ve özellikle çocuk gelişimi, yetişkin ruh sağlığı ile bireylerarası ilişkiler konularında farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar