Pazartesi, Ağustos 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Kontrol Edemememin Yorgunluğu: Belirsizlik Hissiyle Yaşama Kılavuzu

1. Belirsizliği Tehdit Olarak Algılama Eğilimi

Belirsizliğe tahammül göstermek, cesaretin ta kendisidir” diye bahseder Osho. Öyleyse belirsizlikten bu kadar korkmak neden? Niçin belirsizliğin adı bile ürkütücü gelir ve onu yok etmek için elimizden geleni yaparız? Aslında bu tepkilerin birçoğu beynimizin bizi hayatta tutma çabasının bir sonucudur.

Beynimiz belirsizliği, kontrol kaybı ile eşdeğer görüp onu atmaya çalışır. Öngörülebilir şeyleri önceliklendirip bizi korumak için bazı stratejiler geliştirir. Potansiyel tehdit oluşturabilecek durumları istemez ve bilinmezlik, beynin alarm sistemini harekete geçirir.

2. Eyvah Kontrolü Kaybediyorum! Hangi Duygularım Alarmda

Kontrol edemediğimiz durumlar bazı duyguların açığa çıkmasına neden olur. Bu duygular kaygı, öfke, çaresizlik, suçluluk gibi rahatımızı kaçıran, olumsuz olarak nitelendirdiğimiz duygulardır. Bu duyguların ortak noktası, bize bir şekilde “tehlike” hissi vermesidir.

Bazen de bu duygular, geçmiş deneyimlerin yani gerçekten kontrolün bizde değilmiş gibi hissettirdiği zamanların eseridir. Gerçek bir kontrol kaybı hissi nasıl olur? Küçükken zorlayıcı bir duygu hissettiğimizde ihtiyacımız olan, bir yakınımız tarafından sakinleştirilmek ve “güvendesin” hissini alabilmektir. Ancak bunun yerine görmezden gelindiysek, sorularımıza açıklamalar yapan biri olmadıysa, geçiştirildiysek; kısacası güvende olmanın tam zıddını deneyimlediysek, bugünkü yetişkin haline küçük bir kaygılı kalp miras kalmış olabilir.

O gün orada o küçük çocuk; yalnız, çaresiz ve tüm kontrolü kaybetmiş gibi hissetmiş olabilir. Belki anne babası boşanıyordu, belki aldığı notlar yeterli gelmiyordu, belki de sadece oyun oynamak istiyordu ama sesini duyuramadığını hissetmişti.

Ancak şimdi o küçük çocuk büyüdü ve bugünkü yetişkin sen onu görebilir ve hatta onu sakinleştirebilirsin.
Peki nasıl?

3. Kontrolü Bırakmak Her Zaman Tehlikeli Değildir

Kontrol etme ihtiyacı çoğu zaman geçmişten gelen bir deneyim olabilir. Küçükken baş edemediğimiz durumlar karşısında bizi yeterince sakinleştirememiş bir yetişkin, “Sorunlarını tek başına halletmelisin” mesajını verir. Bunun için sen de kendine bir yöntem bulursun. Bu yöntem, “Her şeyi önceden hesaplamak”tır. Böylelikle sonsuz olasılıklar diyarında uzun bir yolculuğa çıkarsın ve elinde kalansa rahatlamak yerine koca bir yorgunluk olur.

Ama bugünkü halinle geçmişten gelen o tedirgin, ürkmüş yanını fark edebilir ve zihninden gelen “Bip bip tehlike var!” sinyalini “Dur bi saniye” diyerek yavaşlatabilirsin:

“Gerçekten şu anda tehlikede miyim yoksa geçmiş bir yanılsamanın içinde miyim?”

Beynimizin bahsettiğimiz alarm sistemine karşın sakinleştirici bir ses geliştirmesi de mümkündür. İşte bu ses yetişkin yanımızdır. Ve o ses şöyle diyebilir:
“Şu anda kontrol etmek zorunda değilim. Kontrolü bırakmak her zaman tehlikeli değildir. Ne olacağını bilmiyorum ama devam edebilirim.”

Belki de gerçek rahatlama, bilinmeyene rağmen ilerleyebilmektir.

4. Belirsizliği Yok Etme, Belirsizle Devam Et

Her şeyi kontrol etmek istediğinde kendine şunu hatırlatabilirsin: “Bu yıllardır alışagelmiş olduğum sistem. Ama belki şimdi kendime başka yollar bulma zamanıdır.”

Ne yapabilirsin?

  • Kendine “Şu an kontrol etmek istediğim aslında ne?“ diye sor. Bu basit soru, düşüncenin altında yatanı fark etmeni sağlar.

  • Vücudunu fark et: Nefes alışverişini takip et. Omuzların gergin mi? Ellerin terliyor mu? Kontrol etmek isterken vücut da alarmda olur. Bunu fark etmek bile rahatlatır. Vücudunu gergin halinden daha rahat bir pozisyona almak, nefes egzersizi yapmak ve duruşu dikleştirmek gibi şeyler seni “an”a döndürür. Düşünceyi kontrol etmenin en etkili yollarından birisi vücuduna odaklanmaktır.

  • Tahmin oyununu bırak! “Ya hiç tahmin etmediğim kadar kötü bir şey olursa…” diye düşünmeye başladığında kendine, “Bilmiyorum. Olabilir. Bunu olursa düşünürüm. Şu an buradayım ve tehlike yok” demeyi dene.

  • Kendine plansız küçük alanlar yarat. Mesela yarım saat, bir saat ya da daha fazla plan yapmadığın, kontrol etmediğin, akışta kaldığın anları yaşama izni ver. Kendine izin ver.

  • Yorulursan paylaş. Yorulmasan da paylaş. Paylaşmak yardım istemektir bir nevi. Paylaşmak insan olmanın doğası gereğidir. Paylaş, anlat, yaz, çiz. Hangisi iyi geliyorsa. Yeter ki devam et.

Sonuç

Hayatın kendisi belirsiz olması ile meşhurken, sayısız ihtimalli sonuçları hesaplamaya çalışmanın rahatlatmasını beklemek pek gerçekçi değildir. Ve kontrol etme ihtiyacı, güvende hissettirmek yerine, eskiden koruyan ama şu an pek de işlevsel olmayan bir savunma mekanizması olabilir. Kontrol çabası yerine belki de “her şeyi öngöremem ama elimden geleni yapabilirim” diyen o daha gerçekçi sesi duymanın zamanı gelmiştir.

Kaynakça:

Osho. (2007). Cesaret: Tehlikeli Yaşamanın Coşkusu. Ganj Yayınları.

Sena Gürses
Sena Gürses
Sena Gürses, mühendislikten psikolojik danışmanlığa uzanan kariyerinde insan psikolojisine duyduğu ilgiyi merkeze almıştır. Bilişsel Davranışçı Terapi, Çözüm Odaklı Terapi ve Psikodrama eğitimleriyle donanımını geliştirmiş; ergen ve yetişkinlerle duygu yönetimi, öz değer, sınav kaygısı ve ilişkisel problemler gibi alanlarda danışmanlık hizmeti sunmaktadır. Psikodrama eğitim sürecinde bireyin içsel kaynaklarını fark etmesi ve kendilik bilincini güçlendirmesi üzerine çalışmaktadır. Yazılarında öz şefkat, duygusal farkındalık, psikolojik sağlamlık ve bireyin kendine yönelme süreçlerini ele alarak okurla içsel bir temas kurmayı ve aynı zamanda bireylerin psikolojik açıdan desteklenmesini hedeflemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar