Pazartesi, Ekim 20, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Zor Zamanların Yöneticileri: Liderlik ve Psikoloji Üzerine

Bir karar alırken kaç ihtimali düşünürsünüz? Kaç kişinin etkileneceğini, hangi sonuçların ortaya çıkabileceğini hesaplar mısınız? Günlük hayatta çoğumuz kararlarımızı kendi ihtiyaçlarımıza ve yakın çevremize göre şekillendiririz. Ancak bir yönetici için durum biraz daha farklıdır. Toplumun beklentileri, kurumun hedefleri, yasaların sınırları ve kriz anlarının baskısı, aynı anda zihninde döner durur. Zor zamanlarda alınan her karar, yalnızca olayın gidişatını değil, insanların güvenini ve geleceğe dair umutlarını da etkiler. Bu nedenle liderlik, yalnızca yönetsel bir beceri değil, aynı zamanda bir psikolojik süreçtir.

Beynimizde Karar Alma Süreci

Yapılan nörobilim ve psikoloji araştırmaları, karar alma süreçlerinin beynin belirli bölgelerinde gerçekleştiğini göstermektedir. Bu kapsamda özellikle prefrontal korteks, akıl yürütme, planlama ve olasılık hesaplama gibi işlevlerde kritik rol oynar. Bunun yanında duygusal tepkilerin merkezi olarak bilinen, limbik sistemde bulunan amigdala, risk algısını analiz etmede etkili olur. Yani bir lider karar verirken hem akılcı analizler yapar hem de duygusal süreçlerden etkilenir. Bu iki sistem arasındaki denge, alınacak kararın kalitesini ve sürdürülebilirliğini belirleyecektir (Zararsız & Sarsızmaz, 2005).

Örneğin bir kriz anında hızlı karar vermek gerekir. Bu durumda beynin “otomatik pilot” gibi çalışan sistemleri devreye girecektir. Burada geçmiş deneyimler, sezgiler, toplumsal normlar ve tabii öğrenilmiş davranışlar ön plana çıkar. Ancak uzun vadeli, stratejik kararlar için daha çok prefrontal korteksin yavaş ama ayrıntılı işlem yapma kapasitesine ihtiyaç duyulur. Liderin başarısı, bu iki sistemi hangi durumda ne kadar uyumlu kullanabildiğine bağlıdır diyebiliriz.

Kriz Dönemlerinde Liderlik ve Psikolojik Dayanıklılık

Zor zamanlar, liderlik sürecinin en çok sınandığı dönemlerdir. Doğal afetler, salgınlar, ekonomik krizler ya da savaş gibi durumlarda yöneticiler hem belirsizlikle mücadele eder hem de toplumun duygusal ihtiyaçlarına yanıt vermek zorunda kalır. Adeta insan mekanizmasında sürekli yanan bir alarm niteliğindedir. Burada devreye “psikolojik dayanıklılık” kavramı girmektedir. Dayanıklı liderler, stres altında sakin kalabilir, moral verir ve ekiplerini toparlayabilir. Nitekim bu tür liderlerin kriz sonrası toparlanmayı daha hızlı sağladığı görülmüştür (Aksoy, 2023).

Literatürdeki dünya çapındaki araştırmalar ise, yüksek psikolojik dayanıklılığa sahip liderlerin stres altında daha sağlıklı kararlar verebildiğini ortaya koymaktadır.

Ayrıca liderlerin empati becerisi, kriz yönetiminde kritik bir rol oynar. Çünkü toplum yalnızca teknik çözümler değil, yöneticiden aynı zamanda güven ve umut da bekler. Bir liderin, insanların kaygılarını anlaması ve onları dikkate alması, yönetsel anlamda işleri kolaylaştırır. Psikolojide buna “duygusal zekâ (EQ)” denir (Goleman, 1995). İsmine çokça rastladığımız IQ’nun (Intelligence Quotient) yanı sıra EQ (Emotional Quotient) bize duygusal becerilerin ölçümünü verir. Yüksek duygusal zekâya sahip yöneticiler, yalnızca rakamlara değil, insanların duygularına da odaklanarak daha kapsayıcı bir yönetim sergileyebilecektir (Aslan, 2009).

Kamu Yararı ve Etik Perspektif

Her kararın psikolojik boyutunun yanı sıra etik bir yönü de vardır. Bazı araştırmalar insanların çoğu zaman kısa vadeli ödüllere odaklandığını göstermektedir (Kahneman, 2011). Liderin görevi, bu eğilimi dengelemek ve toplumun uzun vadeli faydasını gözeten politikalar geliştirmektir.

Mesela bir ekonomik kriz döneminde, popüler ama kısa vadeli çözümler sunmak kolaydır. Ancak uzun vadede toplum için en doğru olan, belki de daha zor ve sabır gerektiren adımları atmaktır. Bu noktada liderin hem etik değerlere bağlı kalması hem de psikolojik olarak oluşabilecek baskıyı bilinçli yönetebilmesi gerekmektedir.

Elbette tüm insanlar gibi liderlerin kendi psikolojik süreçlerinin farkında olmaları büyük bir avantajdır. Öz-farkındalık, kişinin duygu ve düşüncelerinin bilincinde olma hali olarak tanımlanır. Medial prefrontal korteks gibi beyin bölgeleri bu yeteneğin sinirsel temellerine katkı sağlar. Gaye Onan ve arkadaşlarının (2021) çalışması, bireysel psikolojik dayanıklılığın çalışan dayanıklılığını, bunun da örgütsel dayanıklılığı ve iş tatminini artırdığını göstermektedir.

Bireysel olarak öz-farkındalığı yüksek yöneticiler, hem kendi sınırlılıklarını görecek hem de ekiplerinden gelen farklı bakış açılarını risk algılamadan dikkate alabilecektir.

Sonuç

Zor zamanların yöneticileri, sadece politik ve stratejik akıl değil, aynı zamanda psikolojik dayanıklılık ve içsel farkındalık sahibi olmalıdır. Karar alma süreci, beynin karmaşık mekanizmaları, duygusal taşıyıcılığı ve etik sorumluluğun birleşimiyle şekillenir. Bu nedenle liderlerin bilimsel bilgiyi, psikolojik dayanıklılığı, empatiyi ve etik bakışı harmanlamaları gerekir.

Toplumların geleceği, yalnızca iyi yönetilen değil, aynı zamanda sağlıklı karar alma süreçleriyle gelişen liderlik anlayışına sahip yöneticilerle inşa edilir.

Kaynakça

  • Aksoy, C. (2023). Dayanıklı liderlik: Çalkantılı zamanlarda zorluklarla başa çıkma sanatı. Uluslararası Liderlik Çalışmaları Dergisi: Kuram ve Uygulama, 6(3), 203-213. doi:10.52848/ijls.1359962

  • Gaye Onan, M. Turhan & İ. Helvacı (2021). Psikolojik Dayanıklılık, Çalışan Dayanıklılığı, Örgütsel Dayanıklılık ile İş Tatmini Arasındaki İlişkiler: Hizmet Sektörü Üzerine Bir Araştırma. İşletme Araştırmaları Dergisi, 13(4), 3278–3292.

  • Goleman, D. (1995). Emotional intelligence. Bantam Books, New York.

  • Kahneman, D. (2011). Thinking, fast and slow. Farrar, Straus and Giroux.

  • Miller, E. K., & Cuttler, C. (2020). The prefrontal cortex and executive function: Neuropsychological perspectives. Annual Review of Psychology, 71(1), 157–179.

  • Southwick, S. M., & Charney, D. S. (2018). Resilience: The science of mastering life’s greatest challenges. Cambridge: Cambridge University Press.

  • Zararsız, A., & Sarsızmaz, M. (2005). Beynin nöroanatomik ve nörokimyasal yapısının kişilik ve davranış üzerindeki etkisi. https://www.researchgate.net/publication/331135839_Beynin_Noroanatomik_ve_Norokimsayal_Yapisinin_Kisilik_ve_Davranis_Uzerindeki_Etkisi

Rabianur Şahin
Rabianur Şahin
Rabianur Şahin, Psikoloji lisans öğrencisi ve Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünden fakülte ve bölüm birincisi olarak mezun olmuş, Psikoloji bölümünde ise yüksek onur öğrencisi olarak eğitimine devam eden bir yazardır. İnsan davranışlarını anlamaya yönelik içerikler üretmekte; özellikle sosyal psikoloji, toplumsal cinsiyet rolleri, kamu politikaları ve birey-toplum etkileşimi konularına odaklanmaktadır. Akademik araştırmalarını saha çalışmalarıyla desteklemekte, yazılarında toplumsal farkındalık, katılım ve dönüşüm temalarını işlemektedir. Uzun vadede kamu yöneticisi olarak toplumsal faydayı yönetsel düzlemde artırmayı hedefleyen yazar, psikolojik bilgiyi herkes için erişilebilir ve anlamlı kılmayı amaçlayan disiplinlerarası bir yazı dili benimsemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar