Bizler arada gülen, sevinen, arada üzülen, mutsuz olan insanlarız. Oysa günümüzde insanlar sıkça mutsuzluk ve huzursuzluk hissiyle karşı karşıya kalıyor. Peki, neden birçok insan içten içe mutlu olamıyor? Bu sorunun birkaç temel nedeni bulunmaktadır ve bunları anlamak, daha sağlıklı ve tatmin edici bir yaşam sürmek için önemli bir adım olabilir.
Toplumsal ve Medya Baskısı
Bu nedenlere sırayla baktığımızda ilk olarak toplumsal ve medya baskısı gelmektedir. Modern toplum (çevremizdeki insanlar ve çevreden duyduklarımız) insanların mutluluk beklentilerini sürekli olarak artırmaktadır. Medya ve sosyal medya platformları, mükemmel hayatların ve başarıların resimlerini sürekli göstermektedir. İnsanlar bu görmüş oldukları hayatlara ulaşmaya çalışırken kendilerini yetersiz hissetmekteler. “Başarısız” olmak veya “yetersiz” kalmak korkusu, mutsuzluğun temel nedenlerinden biri haline geliyor. Ayrıca, sosyal medya üzerinde geçirilen zaman, kıyaslama ve rekabet duygusunu güçlendirerek bizi gerçek hayattan soyutlayarak gerçek mutluluğu engelliyor.
Gerçekçi Olmayan Hedefler ve Beklentiler
İkinci bir neden ise hedeflerimiz ve beklentilerimizdir. Herkesin mutluluk için belirlediği hedefleri vardır. Kimi mutlu bir aile ortamı ister, kimi iyi bir iş ister, kimi mutlu olmak ister ve daha neleri istemekteler. Hepimizin bu hedefleri, beklentileri çoğu zaman gerçekleşemez. Ve bu hedefler ve beklentiler gerçekçi olmayan hayallerle dolu da olabilmektedir. İnsanlar, kendilerine ulaşamayacakları idealler koymakta ve bu nedenle sürekli hayal kırıklığı yaşamaktalar. Kendini sürekli daha iyiye, daha güzele doğru geliştirmeye çalışırken, anın tadını çıkaramamak ve mevcut durumdan memnun olmamakta mutsuzluk kaynağı olmaktadır.
Kendini Tanımamak ve İçsel Doyumsuzluk
Üçüncü bir nedenimiz kendimizi tanımamamız ve içsel doyumsuzluklarımızdır. Hepimize sorsak iç dünyamız ne anlatıyor diye çoğumuz bu soruya cevap veremeyiz. Kendi iç dünyamızı tanıyamıyoruz, keşfedemiyoruz ve anlamak için de kendi iç dünyamıza zaman ayıramıyoruz. Kendimizi tanımadan, içsel ihtiyaçlarımızı ve arzularımızı bilmeden yaşamak, tatmin duygumuzu azaltmaktadır. Ayrıca, sürekli başarı hedefimiz olması ve dış görünüş gibi yüzeysel faktörlere odaklanmak, içsel huzuru engellemektedir. Kendimizi kabul etmek, tanımak ve içsel doyumu yakalamak, mutluluğun temel taşlarından biri.
Ekonomik Zorluklar ve Sosyal Güvensizlik
Dördüncü bir neden ise ekonomik sıkıntılar yaşamamız ve sosyal açıdan güvensizlik yaşamamızdır. Ekonomik sıkıntılar, insanların yaşam kalitesini doğrudan etkilemektedir. Günümüzün problemlerinden işsizlik sorunu, kazandığımız gelirin yetmemesi, belirsiz olan süreçler ve olaylar gibi sorunlar, güvende olmadığını hisseden insanların mutsuz olmasına neden olmaktadır. Ayrıca, sosyal bağların zayıflaması ve insanlarımızın izole hayata çekilmesi, yalnızlaşmamız mutluluğumuzu olumsuz yönde etkilemektedir.
Sağlık ve Psikolojik Rahatsızlıklar
Bir başka nedenimiz olan sağlık ve psikolojik rahatsızlıklarımız insanları mutsuzluğa itebilmektedir. Fiziksel sağlık sorunları ve psikolojik rahatsızlıklarımız insanların yaşam kalitesini azaltmaktadır. Depresyon, anksiyete gibi psikolojik rahatsızlıklar, kişinin kendini mutsuz ve umutsuz hissetmesine neden olmaktadır. Sağlıklı bir beden ve zihin, mutluluğun temel unsurlarındandır.
Geçmişe Takılı Kalmak ve Anı Yaşayamamak
Altıncı bir nedenimiz ise anı yaşayamamamız ve geçmişe takılı kalmamızdır. Hepimiz ara ara geçmişe takılı kalabiliriz ama bu geçmişte çok takılı kalmamamız ve anı yaşamamız gerekmektedir. Önümüzde kocaman bir geleceğimiz var. Geleceğe dair kaygılarımız ve geçmişteki pişmanlıklarımız, insanların şu anki hayatını yaşamalarını engellemektedir. Sürekli “şu zaman olsaydı” veya “keşke şöyle olsaydı” düşünceleri, mutsuzluğu beslemektedir. Anı yaşamayı öğrenmek ve şükretmek, mutluluğun önemli anahtarlarındandır.
Sonuç
İnsanların neden mutlu olamadığı konusunda birçok farklı faktör vardır. Toplumun baskısı, yüksek beklentilerimiz, kendimizi tanıyamamamız, ekonomik sıkıntılar ve sosyal sorunlar yaşamamız, sağlık problemleri ve psikolojik rahatsızlıklarımız bunların başında gelmektedir. Ancak, unutulmaması gereken önemli bir nokta var: Mutluluk, dış faktörlerden çok, iç dünyamızla ilgilidir. Mutsuz olmak için elbet nedenlerimiz vardır. Ama bardağın dolu tarafına bakmamız gerekebilmektedir. Kendimizi tanımak, farklılarımızı kabul etmek, her halimiz için şükretmek ve anı yaşamayı öğrenmek, geçmişe hep takılı kalmamak mutlu olmanın ilk adımlarıdır. Hayat elbet önümüze aşamayacağımızı düşüneceğimiz zorluklar çıkaracaktır. Hayatın kendisi zorluklar, kolaylıklar barındırmaktadır. Hayat bazen zorluklarla dolu olsa da, iç huzuru bulmak ve mutluluğu yakalamak zor olsa da mümkündür. Kendimize zaman ayırmak, gerçek değerlerimizi keşfetmek ve yaşamın küçük güzelliklerine odaklanmak, bizi daha mutlu ve huzurlu yapabilir.
O yüzden kendimizi mutlu etmek için uğraşalım, kendimizi bir de biz üzmeyelim. Hayat içinde zorlukları barındıran gizem dolu bir hayat ve bu hayatta mutlu olabilmek bizim elimizde.
Unutmayalım ki, mutluluk içten gelen bir duygu ve ona ulaşmak bizim elimizde.