Anne-çocuk ilişkisinde psikolojik ayrışmanın sağlıklı kurulamaması durumunda, birey yetişkinlikte benlik sorunları, duygusal ifade güçlükleri ve ilişki problemleri yaşayabilir. Bu yazı, bu süreci psikodinamik bakışla ele alır.
Bir çocuk, ilk yıllarında annesiyle kurduğu bağ sayesinde temel güven duygusunu geliştirir. Bu bağ aynı zamanda çocuğun benliğini oluşturmasında da belirleyici rol oynar. Ancak bu bağ, zamanla gevşeyip çocuğa kendi bireyliğini inşa etme alanı tanımıyorsa; sevgiyle karışmış bir kontrol ilişkiye sızar.
“Ben kimim?” sorusu yerini “Annem ne isterdi?”ye bırakabilir.
Psikodinamik kuramlar, bu ayrışamama sürecinin bireyin ruhsal yapılanmasında nasıl yankılandığını anlamak için güçlü bir yol sunar.
Mahler’in ayrışma-bireyleşme kuramına göre, çocuk anneden fiziksel ve duygusal olarak ayrıldıkça bir özne olarak var olmayı öğrenir. Ancak bazı anneler bu sürece direnç gösterir.
Kendi duygusal ihtiyaçlarını farkında olmadan çocuğa yükleyen “yutan anne” figürü, çocuğun kendilik sınırlarını bozar.
Winnicott’un “yeterince iyi anne” tanımı burada devreye girer: Çocuğa hem yeterince yakın hem de ayrışmasına izin veren bir anne, sağlıklı benliğin temelini oluşturur.
Ayrışmanın engellendiği anne tutumları arasında şunlar öne çıkar:
-
Aşırı kontrolcülük: Çocuğun kararlarını yönetmek
-
Duygusal manipülasyon: Ayrışmaya karşı suçluluk uyandırmak
-
Psikolojik birleşme: “Onsuz yapamam” algısı
Bu ortamda büyüyen bireyler yetişkin olduklarında şu duygusal ve sosyal zorluklarla karşılaşabilirler:
-
Duygularını tanımakta ve ifade etmekte zorlanma
-
Kimlik karmaşası ve onay arayışı
-
Yakın ilişkilerde yapışma ya da tamamen kaçma
-
Hayır diyememe, sınır çizememe
-
Performans baskısı ve yetersizlik hissi
Çoğu zaman dışarıdan “uyumlu” görünen bu kişiler, iç dünyalarında bastırılmış öfke, görünmeme korkusu ve özgür olamama hissiyle yaşarlar.
Ayrışamayan çocuk, yetişkinlikte hâlâ içten içe annenin dünyasında yaşar.
Sonuç
Psikolojik ayrışma, sadece birey olmanın değil, sağlıklı ilişkiler kurmanın da temelidir.
Çocuğun annesinden duygusal olarak kopabilmesi, suçluluk duymadan kendisi olabilmesi, iyileştirici bir içsel kırılmadır.
Psikoterapi süreci, bu bağı görünür kılmak ve bireyin kendi hayatına yönelmesini desteklemek için güçlü bir alandır.
Kaynaklar
-
Mahler, M. S., Pine, F., & Bergman, A. (1975). The Psychological Birth of the Human Infant.
-
Winnicott, D. W. (1965). The Maturational Processes and the Facilitating Environment.
-
Bowlby, J. (1988). A Secure Base: Parent-Child Attachment and Healthy Human Development.
-
Fonagy, P. et al. (2002). Affect Regulation, Mentalization and the Development of the Self.
-
Schore, A. N. (2003). Affect Dysregulation and Disorders of the Self.
-
Wallin, D. J. (2007). Attachment in Psychotherapy.