Pazartesi, Kasım 17, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Herkesi Memnun Etmenin Sessiz Yarası

Herkesi memnun etmeye çalışmak dışarıdan ‘uyumluluk’ veya ‘kibarlık’ olarak görünse de bireyin içinde bir yerde reddedilme korkusu, sevginin azalacağı kaygısı ve düşük öz değer olarak barınabilir. Bu bireyler genelde ‘yeterince iyi değilim’ düşüncesine sahiptir ve bu düşüncenin altını doldurmak için başkalarının onayına ihtiyaç duyar. Herkesi memnun etme davranışının özünde onay arayışı değil de varoluşu kabul etme ihtiyacı yatar. Aslında bu bir savunma mekanizmasıdır. İç dünyada hissedilen bu eksiklik, kaygı ve değersizlikle baş edilemediği zaman bireyler dış dünyada beğenilen ve uyumlu biri olma çabasıyla bu boşluğu doldurmaya çalışırlar.

Burada memnun etme davranışı benlik koruma mekanizmasıdır aslında. Ama kişi kendini korurken özünde benliği bastırır. Zamanla kendi isteklerinden kopar, sınırları kaybolur. Kendi hayatında kendi ihtiyaçlarını fark edemeyecek duruma gelebilir.

Koşullu Sevgi ve Çocuklukta Öğrenilen Mesajlar

Bireylerde bu durumun gelişmesinin farklı etkenleri vardır. Çocuklukta koşullu sevgiye maruz kalmış bireyler buna bir örnek olabilir. Rogers’a göre sağlıklı benlik gelişimi için bir çocuğun koşulsuz kabul görmesi gerekir. Sevginin koşula bağlı olmadan verilen bir şey olduğunu öğrenen çocuklarda benlik gelişimi daha olumlu olur. Bu çocuk öz değerinin farkına varır ve ihtiyaçlarını başkalarının onayına göre şekillendirmez. Yani çocuk sevgiyi sadece var olmasıyla almalıdır.

Gerçekliğe baktığımızda birçok çocuk büyürken koşullu sevginin farklı versiyonlarına maruz kalmıştır.

• ‘Uslu olmazsan ben üzülürüm.’
• ‘Ağlama, güçlü ol.’
• ‘Sınavdan düşük aldın ve beni utandırdın.’

gibi farklı ama aynı hissettiren cümleler… Bu cümleler doğrudan olmasa da sevgiyi yeni öğrenen bir çocuk için “Eğer bir şekilde davranırsam sevilirim, tersi olursa bu sevgiyi hak edemem.” mesajını verir. Böyle durumda çocuk öz değer algısını dış ölçütlere bağlar. Kendilik değerinin ne olduğunu bilmez ve koşullu değer tek bildiği histir.

Yetişkinlikte Onay Arayışı ve Bastırılmış Benlik

Bu çocuklar yetişkin olduğunda kişi sevgiyi ve kabulü sadece diğerlerinin beklentilerini karşılarsa alır düşüncesine inanır. Bu başkalarının duygusal alanında yaşamak demektir. Kendi duygularını bastırır hatta bastırılan bu duygulara öfke de dahil olur. Bu bastırma id’in dürtülerini denetleyen aşırı yargılayıcı bir süperego’ya dönüşür. Süperego’nun aşırı vicdan, suçluluk ve yeterince iyi olamama dürtüsü sürekli aktiftir.

Bağlanma Stilleri ve Memnun Etme İhtiyacı

Bowlby’e göre herkesi memnun etme hali bağlanma kuramına bağlıdır. Kaygılı bağlanma ve kaçıngan bağlanmayla büyümüş bireyler ebeveynle arasındaki bağı yine koşula bağlar.

Örneğin kaygılı bağlanılan ilişkide ebeveynin bazen sıcak bazen soğuk olması çocuğu sürekli tetikte olmaya zorlar. ”Beni seviyor ama her an benden gidebilir” düşüncesi bu kaygıyı ateşler. Çocuk ebeveyninden gelen sevgi kaynağını kaybetmemek için ona uyumlu davranmaya başlar. Bir süre sonra sanki duygusal bir radar geliştiriyor gibi duyguyu önceden sezer ve memnun etmeyi amaçlar.

Kaçıngan bağlanan ebeveynlerde ise durum daha farklıdır. Burada ilgisiz, duygusal olarak uzak ebeveynlerle büyüyen çocuklar yakınlığı tehlikeli ve ihtiyaç göstermeyi zayıflık düşüncesine inanmaya başlar. Bu inanışta memnun etme çabası uyumdan çok kendi ihtiyacını gizlemek olarak dışarıya çıkar. Bu kişiler sorunsuz, uyumlu görünür ancak altta derin bir görülme ihtiyacı vardır.

Bağlanma kuramına göre memnun etme ihtiyacı, görünmeyen bağların kopmaması demektir.

Narsistik Ebeveynlik, Sahte Benlik ve İçsel Boşluk

Narsistik veya duygusal olarak yeterli olmayan ebeveynlerle büyüyen çocuklarda değerlilik hissi gelişmez. Neden gelişmez şöyle açıklayalım: Bebeklik döneminde çocuklar benlik gelişimi için empatik aynalamaya ihtiyaç duyar. Çocuk duygusunu yansıtır, ebeveyn “Seni görüyorum” mesajını verir. Böylelikle çocuk görülecek kadar değerli olduğuna inanır. Ancak tam tersi ebeveynler kendi ihtiyaçlarını önceliklendirir. Burada çocuk duygusal ihtiyacını karşılayamaz ve kendilik onarımı gelişmez. İçsel boşluk ve değersizlik duygusu hâkim olur. Yetişkin olduğunda bu boşluğu doldurmak ve değersizlik duygusuyla baş etmek için herkesi memnun etmeye ve onaylanmaya yönelir.

Sahte benlik gelişimi de memnun etme davranışına dokunan bir koldur. Burada çocuk çevresine uyum sağlayamadığı zaman gerçek ihtiyacını bastırır ve dış dünyanın beklentisi ne ise onu gerçekleştirmeye başlar. Sahte benlik bu şekilde gelişir. Çevreye uyumlu ama kendinden kopuk bir benlik… İyi çocuk, fedakâr arkadaş, herkesi idare eden kişi etiketleri alır ama gerçek benlik, kendi ihtiyaçları bazı duygularla bastırılır. Öfke, kırılganlık, sıkışmışlık gibi duygular.

Yetişkinlikte Bedeli: Yorgunluk, Kimlik Bunalımı ve Görülme Arzusu

Yetişkinlik evresinde bu durum kronik yorgunluk, depresyon, kimlik bunalımı gibi sorunlarla karşımıza çıkar. Memnun etme davranışı bu kişiler için hayatta kalma dürtüsüyle eşdeğerdir. Asıl amaç sevgiyi almak değil de reddedilmemek ve dışlanmamaktır.

Sonuç: Gerçek İyileşme İçten Başlar

Sonuç olarak, herkesi memnun etme davranışı dışarıdan uyum ve incelik gibi görünse de, çoğu zaman derinlerde reddedilme korkusunun ve koşullu sevgi deneyimlerinin bir yansımasıdır. Gerçek iyileşme, kişinin kendi duygusal ihtiyaçlarını fark edip öz değerini başkalarının onayından bağımsız olarak inşa etmesiyle mümkündür.

Aleyna Kaya
Aleyna Kaya
Aleyna Kaya, lisans eğitimini Süleyman Demirel Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde tamamlamıştır. Eğitim süreci boyunca çeşitli psikolojik danışmanlık merkezlerinde gönüllü olarak görev almış ve deneyimini artırmıştır. Öğrencilik yıllarından itibaren ruh sağlığının her alanında kendini geliştirmeye önem veren Aleyna Kaya, farklı yaş gruplarına yönelik workshop ve atölye çalışmalarında aktif olarak yer almıştır. Ortaokul ve lise düzeyindeki bireylerle yürütülen bu çalışmalarda psikoeğitim ve grup etkileşimi üzerine deneyim kazanmıştır. Aynı zamanda Akdeniz Üniversitesi Pedagojik Formasyon eğitimi devam etmektedir. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) eğitim süreci devam ederken süpervizyon programını başarıyla tamamlayan Aleyna Kaya, bu kapsamda başladığı bireysel terapi hizmetlerini güven, gizlilik ve empati ilkeleri doğrultusunda bir yılı aşkın süredir sürdürmektedir. Aldığı eğitimlerle mesleki gelişimini sürekli olarak güncel tutmaya özen gösteren Aleyna Kaya, şu anda da farklı terapi yaklaşımlarına dair eğitim süreçlerine ve bu eğitimleri geliştirmek ile pekiştirmek adına süpervizyon programlarına devam etmektedir. Aldığı aile danışmanlığı eğitimi ile birlikte terapi süreçlerinin sadece bireysel alanlarında değil, çift danışmanlığı ve aile ortamındaki etkilerinde de destek olmaktadır. Etik ilkelere bağlı, danışanlarına anlayışlı ve onların içsel yolculuklarında eşlik eden bir psikolog olarak Aleyna Kaya, bireyleri yargılamadan dinlemeye ve bu dönüşüm yolculuğunda onlara eşlik etmeye hazırdır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar