İnsan, evrim süreci boyunca sosyal ve etkileşim içinde bir varlık olarak gelişmiştir. Bu etkileşimlerin sonucunda müzik gibi birçok sanat dalı ortaya çıkmıştır. Yapılan arkeolojik kazılar ve çalışmalar da bu düşünceyi destekler niteliktedir. Bu noktadan hareketle şu kanıya varılabilir: İnsan bazen huzur bulmak, bazen de gerçeklerden uzaklaşmak için müziği bir sığınak olarak görmüştür. Hatta bazen müzik ve sanatın duygularımızı ve psikolojimizi derinden etkilediği görülmektedir.
Teknolojik buluşlar ve ilerlemelerle birlikte, insanlar günümüzde özellikle sosyal medyada sıkça şu tür ifadeleri kullanmaktadır:
“Bu şarkıların gözü kör olsun.”, “Bu şarkı beni çok kötü hissettiriyor.”, “Bu şarkı anılarımı hatırlatıyor.”, “Bu şarkı beni çok güzel hissettiriyor.”
Peki, gerçekten müzik psikolojik olarak bizleri nasıl etkilemektedir?
Müzik ve Psikolojik Etkileri
Yapılan araştırmalar, sanatın bireylerin psikolojik süreçlerinde önemli bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. Boydaş ve Balcı’ya (1997) göre:
“Sanat robotlaşmanın önüne geçer. Robotlaşma insan psikolojisini etkiler. Günümüz teknolojisi ve bu teknolojiye bağlı olarak insanın yaşam biçimi, insan psikolojisinde sürekli değişimlere yol açabilir. Günlük hayatında robota benzer bir hayat yaşayan insanoğlu, bu yaşam biçiminin yansımalarını psikolojisinde hissedecektir. Robotlaşma ile birlikte insan, insani özelliklerini de belirli bir dereceye kadar kaybedebilir.” (s. 172)
Bu bakış açısıyla düşünüldüğünde, küreselleşen dünyada sosyal medya ve dijital platformlarda çok fazla vakit geçiren bireylerin, robotik bir düzen içinde “ruhsuzlaşma” tehlikesiyle karşı karşıya oldukları söylenebilir. İşte bu noktada müzik, insanlara duygusal canlılık kazandıran ve insani özellikleri hatırlatan bir araç olarak işlev görmektedir. Bu yüzdendir ki insanlar sürekli şarkıların onları hüzünlü, mutlu veya mutsuz hissettirdiğini belirtmektedir.
Aynı makalede şu ifade de yer almaktadır:
“Sanatın kimi çevrelerde realiteden kaçış, yani bir denge kurma olarak tanımlanması bu nedenledir denebilir. Çünkü sanat ile zihnini meşgul eden birey, olumsuz düşüncelerinden ve takıntılarından farkında olmadan uzaklaşır.” (Boydaş & Balcı, 1997, s. 172)
Bu görüşten hareketle, müziğin bireyin zihnini olumsuz düşüncelerden uzaklaştırarak yeni bir denge noktası sağladığı ileri sürülebilir. Aynı zamanda müzik, bireyin ufkunu açmakta ve yeni duygusal deneyimler yaşamasına aracılık etmektedir. Yeni keşfedilen bir şarkının, bireyin zihninde ve ruhunda farklı alanları harekete geçirdiği söylenebilir.
Bundan yola çıkarak şunu da ifade edebiliriz: Durağan ve hareketsiz bir yaşamın insanı gerçekten robotlaştırdığı gerçeği ortaya çıkar ve daha önceden de belirtildiği gibi müzik ve sanat bunun önüne geçmekte kritik bir rol oynar.
Müzik ve Duygular
Boydaş ve Balcı’ya (1997) göre:
“Duygusal ortamlar, duygusal resimler veya duygusal müzikler insan psikolojisini etkiler. Belki de psikoloji ile en çok ilgili kavramlardan biri duygudur denebilir. Psikoloji duyguyu etkilediği gibi, duygu da psikolojiyi etkileyebilir.” (s. 173)
Sanatın etkileyiciliği, bireylerin hem kendileriyle hem de başkalarıyla duygusal bağ kurmalarını kolaylaştırır. Bu bağlamda müzik, yalnızca bir sanat dalı değil; aynı zamanda duyguların aktarımında ve bireysel iyileşmede bir araçtır. Bundandır ki üzüldüğümüzde ya da mutlu olduğumuzda, ruh halimize ve duygularımıza göre şarkılar dinler ve paylaşırız.
Sonuç
En başta da bahsedildiği gibi, insan sosyal ve etkileşim halinde bir canlıdır. Müzik ve sanat da bu etkileşim halinden ortaya çıkmıştır. Her ne kadar zamanla insanlar farklılaşıp farklı kültürler altında değişmiş olsalar da, müzik ve sanat aracılığıyla aynı duygular ve hisler altında buluşmuşlardır. Bu durum, sanat ve müziğin evrenselliğini ve evrimsel olarak özünü koruduğunu göstermektedir.
Müzik, insanın duygusal hafızasını canlandırarak geçmişle bugün arasında bir köprü kurar. Bu yönüyle hem bireysel hem de toplumsal iyileşmede önemli bir yere sahiptir. Tüm bu değerlendirmeler ışığında, müziğin insan yaşamındaki yeri yalnızca bir eğlence aracı değil, aynı zamanda bir “denge unsuru” ve psikolojik bir ihtiyaçtır.
Müzik; duygularımızı, hislerimizi ve hatta davranışlarımızı etkileyebilecek büyük bir güçtür. Kısacası, halk arasında sıkça dile getirilen sözde olduğu gibi:
“Müzik ruhun gıdasıdır.”
Kaynakça
Boydaş, N., & Balcı, F. (1997). Sanatın psikolojik işlevleri üzerine bir değerlendirme. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 9(1), 167–176.
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/847626


