Pazar, Ekim 19, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Dostluk ve Anlam Arayışı

İnsan, sosyal bir varlıktır. Toplum içinde yaşar, iletişim kurar, karmaşık ilişkileri anlar, empati kurar ve bağ kurar. Konuştukça, anlattıkça ve anlaşıldıkça kendimizi tanımak yalnızca insana özgü bir deneyimdir. Hatta bazen anlaşılmadığımızı hissettiğimiz anlarda bile, kendi iç dünyamızda yaşamımız için gerekli nedenleri keşfeder, hayata dair küçük anlamlar ekleriz. Bazen konuşmak, sadece anlaşılmak için değil, kendimizi duymak içindir. Bir insandan yansıyan kendi sözlerimizi duymak bile bizi hayata bağlayan bir iletişim biçimidir.

Eğlenmediğimiz, saçmaladığımızı düşündüğümüz tüm konuşmalar, dinlerken sıkıldığımız insanlar… Bunların hepsi aslında bizi hayatın içinde tutar. Asansörde, alışverişte ya da günlük yaşamın akışı içinde tanımadığımız insanlarla yaptığımız küçük sohbetlerde bile farkında olmadan varlığımızı doğrulama çabasının izleri vardır. Bu etkileşimler yalnızca bizi topluma bağlamakla kalmaz; aynı zamanda kendi iç dünyamızın sınırlarını da keşfetmemizi sağlar.

Dostluk: Seçtiğimiz Aile

Bu noktada aklımız aile, arkadaşlar ve partnerler üzerinde yoğunlaşır; yolun sonunda ise dostluğa varırız. Dostluk, seçtiğimiz aile gibidir. Sırlarımızı, dertlerimizi, kahkahalarımızı paylaştığımız; en utandığımız anıları bile anlatabildiğimiz, bizi yargılamadan dinleyen kişilerdir dostlarımız. Utandığımız, gece yastığa başımızı koyduğumuzda aklımıza gelen o anılar, dostlarla paylaşıldığında yıllarca sürecek bir espriye dönüşür.

Kim bizimle en sessiz anların tadını çıkarır, sıkılmadan yanımızda kalır? Kim tüm garip yönlerimizi kabul eder, marjinal yanlarımızı benimser? Kim kendimizi bıraktığımızda bizi tutar? Ve en önemlisi, kimin yardımını tereddütsüz kabul ederiz? Elbette bir dostun. Gerçek dost, ailemizden ya da rastlantı sonucu hayatımıza giren biri olabilir; ama en temelde bizi olduğumuz gibi kabul eden kişidir.

Viktor Frankl ve Dostluğun Anlamsal Derinliği

Viktor Frankl’a göre insanın en temel motivasyonu, anlam arayışıdır. Logoterapi’nin merkezinde, bireyin yaşamına anlam katabilme gücü yatar. İnsan, ne yaşarsa yaşasın, o yaşantıya bir anlam verebildiği sürece dayanabilir. Dostluk, bu anlamın sessiz ama güçlü bir biçimi olarak ortaya çıkar. Gerçek dostlar bize “neden yaşadığımızı” hatırlatır. Onlarla birlikte olduğumuzda, kendi varoluşumuzun yankısını duyarız.

Frankl, sevgiyi “bir insanın ruhsal özünü görmek” olarak tanımlar. Dostluk da buna benzer bir derinlik taşır; sevgiden farklıdır, ama onun kadar anlam yüklüdür. Dostlarımızın bize sunduğu anlayış, destek ve samimiyet, yaşamımıza yön veren güçlü anlam kaynaklarıdır. Onlarla paylaşılan küçük anlar, sıradan görünen konuşmalar, kahkahalar ve hatta sessizlikler, yaşamın kendisini anlamlı kılar.

Dostluk ve Yaşamın Anlamı

Dostluk, karşılıklı sorumluluk, güven ve aidiyet hislerinin birleştiği bir bağdır. Hayatın karmaşası içinde hepimiz anlam arayışı içindeyiz. Çoğu zaman bu arayış büyük ideallerde, başarıda ya da maddi kazanımlarda aranır. Ancak dostluk bize hatırlatır ki anlam, bazen en sıradan, en günlük ilişkilerde gizlidir.

Gerçek dostluk, insana yaşamın yükünü taşıyabilecek gücü verir. Çünkü bir dost, yalnızca yanımızda olduğu için değil, varlığımızı onayladığı ve yaşamımıza anlam kattığı için değerlidir. Dostluk, bireyin kendini ve dünyayı anlama kapasitesini artırır. Bir dostun bakışı, kendi düşüncelerimizi, korkularımızı ve arzularımızı daha net fark etmemizi sağlar.

Frankl’ın Logoterapisi ve Dostluğun Gücü

Frankl’ın logoterapi yaklaşımına göre anlam, yalnızca büyük hedeflerde değil, küçük ama derin deneyimlerde de ortaya çıkar. Dostluk, bu mikro deneyimlerin en değerlisidir. Bir dostla yapılan sohbet, paylaşılan sessizlik ya da gülüş, insanın hem trajik hem de komik yönleriyle başa çıkma gücünü artırır. Bu yönüyle dostluk, hem içsel dayanıklılığımızı hem de yaşam farkındalığımızı güçlendirir.

Sonuç: Dostluk Yaşamın Anlamını Taşır

Sonuç olarak dostluk, hayatın anlamlı olabilmesi için gerekli bir deneyimdir. Bize yalnızca eşlik eden bir varlık sunmakla kalmaz, aynı zamanda varoluşumuzu, değerlerimizi ve seçimlerimizi fark etmemize yardımcı olur. Kendi seçtiğimiz, bizi anlayan ve bize yansıyan bir dost, yaşamın karmaşasında yolumuzu aydınlatan bir ışıktır.

Gerçek dostluk, hem içsel dünyamızın derinliklerine inmeyi sağlar hem de yaşam yolculuğunda bize rehberlik eder. Dostluk, yaşamın sıradan anlarını bile anlamlı kılar; kahkahaları, sessizlikleri, paylaşılan sırları ve birlikte geçirilen huzurlu anlarıyla bizi hayata bağlar. Ve belki de en önemlisi, bir dostla var olmak, yaşamın anlamını kendi içimizde bulmamıza yardım eder. Çünkü dostun varlığı, hem bizi destekler hem de kendimizi daha bütün hissetmemizi sağlar.

Dostluk yalnızca varlığımızı paylaşmak değil, aynı zamanda anlam yaratmak için birlikte hareket ettiğimiz, güven ve empati üzerine kurulmuş bir yaşam pratiğidir. Her paylaşılan an, hem bireysel hem de karşılıklı olarak yaşamın derinliğini ve değerini deneyimlememizi sağlar.

Şevval Elçi Omanovic
Şevval Elçi Omanovic
Şevval Elçi Omanovic, psikolog ve yazar olarak psikoloji alanında çeşitli konular üzerine çalışmalar yapmaktadır. Lisans eğitimini psikoloji üzerine tamamlamış olup, insan zihni, duygular ve davranışlar üzerine araştırmalarını sürdürmektedir. Eğitimi süresince çeşitli kurumlarda staj yaparak psikolojik değerlendirme, bireysel danışmanlık süreçleri ve saha çalışmalarında deneyim kazanmıştır. Özellikle psikolojinin günlük yaşamdaki etkileri, ruh sağlığı ve bireysel gelişim konularına odaklanmaktadır. Psychology Times’ta, psikolojiyi herkes için anlaşılır hale getirmeyi amaçlayan yazılar kaleme almaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar