Cuma, Ekim 17, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Çocukluk Döneminde Ebeveynden Sağlıklı Ayrışma

Çocukluk dönemi, bireyin kimlik gelişiminin temellerinin atıldığı, güven duygusunun şekillendiği ve benlik algısının oluştuğu bir süreçtir. Bu dönemde ebeveynlerle kurulan bağ, çocuğun hem duygusal hem de bilişsel gelişiminde belirleyici bir rol oynar. Ancak bu bağın sağlıklı bir şekilde sürmesi kadar, zamanla ebeveyn ayrışması (individuation) sürecinin gerçekleşmesi de psikolojik olgunluk açısından son derece önemlidir. Ayrışma, çocuğun kendi benliğini keşfetmesi, bağımsız kararlar verebilmesi ve duygusal özerklik kazanması anlamına gelir. Bu süreç sağlıklı biçimde ilerlemediğinde, birey yetişkinlikte kimlik karmaşası, bağımlı ilişkiler veya özgüven sorunları yaşayabilir.

Ayrışma Kavramı ve Önemi

Ebeveynden ayrışma, psikanalitik literatürde özellikle Margaret Mahler’in “Ayrılma-Bireyleşme Kuramı” ile tanımlanmıştır. Mahler’e göre çocuk, yaşamının ilk üç yılında anneyle simbiyotik bir birliktelik içindedir ve bu dönemin sonunda “ben” ve “diğer” ayrımı yapmaya başlar. Ayrışma süreci, çocuğun hem fiziksel hem de duygusal olarak bağımsızlaşmasını içerir (Mahler, Pine & Bergman, 1975). Sağlıklı bir ayrışma, ebeveynle bağın kopması anlamına gelmez; aksine, güvenli bağlanma temelinde gelişen bir özerklik kazanımıdır. Çocuk, ebeveynin sevgisini ve desteğini içselleştirirken, aynı zamanda kendi duygu ve düşüncelerinin farkına varır. Bu süreçte ebeveynin hem destekleyici hem de sınır koyucu bir tutum sergilemesi kritik önem taşır.

Bağlanma Stili ve Ayrışmanın Niteliği

John Bowlby’nin bağlanma kuramı, ayrışmanın kalitesinin erken dönemde kurulan bağlanma ilişkisiyle yakından ilişkili olduğunu vurgular. Güvenli bağlanan çocuklar, ebeveynlerinin duygusal olarak ulaşılabilir ve tutarlı olduğunu deneyimlediklerinden, çevreyi keşfetmeye ve bağımsız hareket etmeye daha açıktırlar (Bowlby, 1988). Buna karşın, kaygılı ya da kaçıngan bağlanma geliştiren çocuklar ayrışma sürecinde zorlanabilir. Kaygılı bağlanma, çocuğun ebeveynden uzaklaştığında yoğun endişe yaşamasına neden olurken; kaçıngan bağlanma, duygusal yakınlıktan kaçınma biçiminde kendini gösterir. Dolayısıyla, erken dönemde kurulan bağlanmanın niteliği, çocuğun ilerleyen yaşlarda özerk bir kimlik geliştirebilme kapasitesini doğrudan etkiler.

Ebeveyn Tutumlarının Rolü

Ebeveynlerin tutumları, çocuğun ayrışma sürecinde belirleyici bir faktördür. Aşırı koruyucu veya müdahaleci ebeveynlik, çocuğun bağımsız davranışlarını sınırlandırır ve “benlik” gelişimini engeller. Bu çocuklar genellikle “onay bağımlısı” bir kişilik geliştirebilirler. Öte yandan, ihmalkâr veya aşırı mesafeli ebeveynlik, çocuğun duygusal güvenlik ihtiyacını karşılamaz; bu da güvensiz bağlanma ve kimlik karmaşası riskini artırır. Sağlıklı ayrışma için en uygun yaklaşım, demokratik ebeveynliktir. Bu tutumda ebeveyn, çocuğa rehberlik eder ancak onun duygusal özerkliğine saygı duyar. Çocuk, hata yapma hakkına sahip olduğunu öğrenir ve kendi deneyimlerinden öğrenmeyi geliştirir.

Okul Dönemi ve Sosyal Ayrışma

Okul çağıyla birlikte çocuk, ailesi dışında öğretmenler ve akranlarla ilişkiler kurmaya başlar. Bu dönem, sosyal ayrışmanın ilk önemli adımıdır. Çocuğun kendi fikirlerini savunabilmesi, akran gruplarında yer alabilmesi ve başarısızlıklarla başa çıkabilmesi, sağlıklı bir ayrışmanın göstergelerindendir. Ebeveynin bu süreçte çocuğu sürekli korumak veya yönlendirmek yerine, onu cesaretlendirmesi gerekir. Aksi halde çocuk dış dünyaya uyum sağlamakta zorlanabilir ve aşırı bağımlı bir kişilik yapısı geliştirebilir.

Psikolojik Ayrışma ve Duygusal Özerklik

Ergenlik dönemiyle birlikte çocuk, ebeveynlerinden duygusal olarak daha net biçimde ayrışma eğilimine girer. Bu dönemde ebeveynle yaşanan çatışmalar çoğu zaman olumsuz olarak değerlendirilse de, aslında bireyleşme sürecinin doğal bir parçasıdır. Çocuk, ebeveynin değerlerinden farklı düşünebilmeyi ve kendi kararlarını savunabilmeyi öğrenir. Ancak ebeveynin bu dönemde kontrolü elden bırakmaması veya çocuğun özerklik girişimlerini tehdit olarak algılaması, ayrışma sürecini sekteye uğratabilir. Sağlıklı ayrışma için ebeveynin rehberlik eden, ancak yönlendirmeyen bir tutum benimsemesi gerekir. Çocuğun duygularını bastırmak yerine ifade edebilmesi, eleştirel düşünce geliştirebilmesi ve sınır koymayı öğrenmesi, duygusal özerklik gelişiminin temel taşlarıdır.

Sonuç

Çocukluk döneminde ebeveynden sağlıklı ayrışma, bireyin duygusal olgunluğa ulaşmasının en önemli aşamalarından biridir. Bu süreç, güvenli bağlanma, destekleyici ebeveynlik tutumu ve çocuğun kendi deneyimleriyle öğrenmesine izin verilmesiyle mümkündür. Ayrışma, ebeveynle bağın zayıflaması değil; aksine, güvenli bağ temelinde gelişen olgun bir bireyselliğin doğuşudur. Ebeveynlerin, çocuklarının bağımsızlık çabalarını tehdit olarak değil, gelişimsel bir gereklilik olarak görmeleri; çocukların da bu süreçte desteklendiğini hissetmeleri, gelecekte sağlıklı ilişkiler kurabilen, özgüvenli bireyler yetişmesini sağlar.

Kaynakça

Bowlby, J. (1988). A Secure Base: Parent-Child Attachment and Healthy Human Development. New York: Basic Books.
Mahler, M. S., Pine, F., & Bergman, A. (1975). The Psychological Birth of the Human Infant: Symbiosis and Individuation. New York: Basic Books.
Blos, P. (1967). The second individuation process of adolescence. Psychoanalytic Study of the Child, 22(1), 162–186.
Sroufe, L. A. (2005). Attachment and development: A prospective, longitudinal study from birth to adulthood. Attachment & Human Development, 7(4), 349–367.
Ainsworth, M. D. S., Blehar, M. C., Waters, E., & Wall, S. (1978). Patterns of Attachment: A Psychological Study of the Strange Situation. Hillsdale, NJ: Erlbaum.

Fidan Yılmaz
Fidan Yılmaz
Fidan Yılmaz, Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünden mezun olmuştur. Ardından Üsküdar Üniversitesinde Klinik Psikoloji yüksek lisansına başlamıştır ve proje dönemindedir. Bilişsel Davranışçı Terapi (1.Modül), Mindfulness Temelli Terapi Yaklaşımı, Temel Spor Psikolojisi, 450 saatlik Aile Danışmanlığı, Sanat Terapisi, Çocuk Merkezli Oyun Terapisi, Masal Terapisi, Montessori Eğitimi, İleri Düzey Aile Danışmanlığı eğitimlerini almış, Bilişsel Davranışçı Terapi (2.Modül) eğitimine devam etmektedir. Çocuk, birey ve ailelerle çalışmaktadır. Psikoloji alanında okumalar yapmakta ve gelişmeleri takip etmektedir. Yazar bireylerin yaşamlarına iyileştirici bir şekilde temas etmeyi amaçlamaktadır. Bu doğrultuda bilgi ve deneyimlerini paylaşmak için yazılar yazmakta ve içerik üretmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar