Karizma kavramı, kökeni Eski Yunanca’ya dayanmakta olup, “ilahi ilham yeteneği” ya da “ilahi hediye” gibi anlamlar taşımaktadır. Bu kavramın tarihsel olarak Plato gibi antik dönem filozofları tarafından kullanıldığı ve kutsal metinlerde de yer aldığı ifade edilmektedir (Gül, 2003). “Karizmatik” sıfatı ise bu kavramla ilişkili olarak, “kitleler karşısında olağanüstü saygınlığı ve etkileme gücü bulunan bir yönetici” şeklinde tanımlanmıştır (Yakut, 2006).
Bu tanımlar, karizmanın doğuştan gelen ve bireye özel bir yetenek olarak algılandığını ve kitleleri etkileme gücüyle doğrudan ilişkili olduğunu göstermektedir. Bildiğimiz tarikat liderlerinin neredeyse hepsi müritlerini karizmalarıyla etkilemiş ve yoldaşlarının gözünde ilahi bir lider olmuştur.
Karizmatik Liderliğin Ortaya Çıkış Koşulları
Araştırmalar, karizmatik liderlik özelliğine sahip kişilerin rastgele zamanlarda değil, belirli koşullar altında ortaya çıkma olasılığının daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bu koşulların başında, örgütün veya toplumun bir kriz, kaos ya da belirsizlik dönemi yaşaması gelmektedir.
Mevcut düzenin yetersiz kaldığı, geleneksel yöntemlerin önemini yitirdiği ve üyeler arasında yaygın bir tatminsizliğin hâkim olduğu bu tür çalkantılı zamanlar, karizmatik bir liderin doğuşu için uygun bir zemin hazırlar.
Örneğin Charles Manson’un müritleri, ailelerinden kaçan ve kendini bir yere ait hissetmeyen genç insanlardan oluşmaktaydı. Manson karizmasıyla ve empatik yaklaşımıyla yoldaşlarının güvenini kazandı ve tarikatına dâhil etti. Manson ilerleyen süreçte bir dini lider gibi davrandı; müritlerine uyuşturucu verdi ve halüsinasyon gördürerek çeşitli güçleri olduğuna müritlerini inandırdı. Müritlerinin sadakatlerini tescillemek için onları yağmalara, mala zarar vermeye ve hatta cinayete kadar dayanan suçlarla görevlendirdi ve onların yapmadığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz — işlerini seve seve yaptılar.
İzleyicilerin Psikolojik Durumu ve Bağlılık Dinamikleri
Bu liderlerin ortaya çıkışını kolaylaştıran bir diğer önemli faktör ise izleyicilerin psikolojik durumudur. Örgüt içinde yetersizlik, korku, suçluluk ve pişmanlık gibi olumsuz duyguların yaygınlaşması, insanları bir kurtarıcı veya yol gösterici figüre daha açık hale getirir.
Karizmatik lider, bu bastırılmış duyguları harekete geçirecek bir dava veya misyon sunarak kitleleri peşinden sürükler. Liderin başarısı, sunduğu vizyonun, izleyicilerin kendi kimlikleri, hedefleri ve değerleriyle uyumlu olmasına bağlıdır. Bu uyum sağlandığında ve lider, en basit görevleri bile büyük bir ideolojiyle ilişkilendirmeyi başardığında, örgüte olan bağlılık artar ve liderin karizması pekişir (Gül, 2003).
Karizmanın Manipülasyona Dönüşmesi: Gerçek Örnekler
Jim Jones din ile meşgul bir liderdi; insanlara hastalıkları iyileştirebildiğine inandırmıştı. Çaresiz insanları topluluğuna çekerek tarikatını büyüttü. Jim çok karizmatik bir liderdi; aynı anda çok sayıda dinleyiciyle bağ kurabiliyor, onları değerli hissettirebiliyordu.
Bu noktada Jim, dil değiştirme tekniği kullanarak müritleriyle yakınlık kurdu. Önce Indianapolis’teki yaşlı siyahi kadınlara pentikostal vaiz gibi maneviyat dolu bir konuşma yaptı; ardından Redwood Valley’de muhafazakâr beyazların olduğu kilisede çoğunlukla aile değerlerinden bahsetti. Bölgedeki üniversite öğrencilerine gelince Nietzsche ve Mao’dan alıntılar yaptı; o dönemde moda olan doğu felsefesi ve karmadan bahsetti. Jones, karizmasını dil değiştirme yöntemiyle güçlendirerek müritlerinin nabzını tuttu.
Karizma ve ikna gücü, liderlerin takipçilerini sorgulamadan itaat etmeye yönlendirebilir. Karizmatik liderler yönettikleri gruptaki insanları suça ya da farklı sakıncalı davranışlara zorlanmadan yönlendirebilmektedirler.
Örneğin iyi bir eğitimin değerini bilen Jaime Gomez, Buddhafield’ın lideriydi — seksenlerin en “seksi tarikatı” olarak bilinen bu grup, oyuncular, mankenler ve dansçılarla doluydu. Estetiğe büyük önem verilirdi. Jaime yaklaşık yirmi yıl boyunca müritlerinin akıllarını ve zihinlerini kontrol etti.
Jaime, zihinsel kontrolde çok başarılı bir liderdi: müzik, ışık, iç ses ve kutsal kelimeler kullanıyordu. Müritlerinden soyunmalarını istedi, onları taciz etti ve takipçileri bu duruma sessiz kaldılar. Daha da ilginci, ruhani liderleri onlarla beraber olduğu için mutlulardı.
Başka bir örnek Marshall Applewhite’tır. Müritlerine UFO’ya binerek başka bir boyutta tekrar dirileceklerini söyledi ve kendisi dâhil 39 kişi aynı gün içerisinde intihar etti.
Karizma Bir Silah mı?
Bu tarikatların ortak noktaları, karizmatik bir lidere sahip olmalarıdır. Karizma, insanların davranışlarını yönlendirmekte ilk adımı atmaya yardımcı olabilir ama unutulmamalıdır ki karizma dışında birçok faktör yönetimi etkileyebilir.
Örneğin, tarikattaki insanların yaptıklarını sorgulayabilecek bir zihne sahip olmaması gereklidir. İnsanlığın geçmiş yaşamına göz attığımızda, karizma insanı öldürebilir mi sorusuna evet diyebiliriz. Çünkü karizma, büyüleyici olduğu kadar tehlikeli bir güçtür — özellikle düşünsel sorgulamanın zayıf olduğu topluluklarda, ölümcül sonuçlar doğurabilir.
Kaynakça
Gül, H. (2003). Karizmatik liderlik ve örgütsel bağlılık ilişkisi üzerine bir araştırma. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü/Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli.
Yakut, Ö. (2006). Eğitim yöneticilerinin liderlik davranışları ve kişilik özellikleri arasındaki ilişkilerin incelenmesi. Yeditepe Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.