Salı, Ağustos 5, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Kendini Bulamama Hali: Durgunluktan Akış’a Geçiş

Belki de son zamanlarda – özellikle pandemi sonrası birçoğunuzun yaşadığı ama adlandırmakta zorlandığı bir kavrama odaklanıyor bu yazı: Languishing. Türkçede ise “bocalama hali”, “sürüklenme” veya “durgunluk” gibi ifadelerle karşılık bulmaktadır.

Languishing, ne bir klinik depresyon kadar çaresizlik ve umutsuzluk içinde olma durumu içeriyor ne de tam anlamıyla bir iyilik halini tanımlıyor. Günlerin art arda geçtiği ama hiçbirinin anlamlı hissettirmediği, yaşamdan alınan doyumun azaldığı duygusal bir boşluk içinde olduğunuz hâl anlamına geliyor. Örgüt psikoloğu olan Adam Grant, 2021 yılında New York Times Dergisi’nde yayımladığı “There’s a Name for the Blah You’re Feeling: It’s Called Languishing” makalesinde bu kavramı dünya çapında tanıtarak adlandıramadığımız bu insani durumu açıklığa kavuşturmuş ve languishing’i pandemi sonrası kolektif ruh halimizi en iyi tanımlayan ifade olarak aktarmıştır.

Bir şeyin eksik ancak neyin eksik olduğunun tam bilinemediği hallere çoğu zaman dikkat edilmez. Tam da bu yüzden bu durgunluk halini fark etmek oldukça güçleşir ve görünür bir kriz içermediği ve kişinin iç kaynaklarını yavaşça aşındırdığı için zevk duygusunun ve enerjisinin giderek azaldığını fark etmeyip kendi hissizliğine istemeden de olsa kayıtsız kalabilir ve bu noktada kendine yardım etme ihtimali de oldukça azalır. Anlam arayışı bulanıklaşabilir, sosyal olarak geri çekilebilir, odak ve üretkenlikte düşüş meydana gelebilir. Bu durum, uzun vadede tükenmişliğe daha açık hale gelmeye de neden olabilir. “Yeterince kötü hissetmediği için” yardım istemediği ama aynı anda “yeterince iyi hissetmediği için” hayatın anlamını kaybettiği bir gri alan yaratır.

Bir diğer taraftan, bu durum bir boşluk olarak tanımlansa da kişinin kendi yaşamını sorgulamasına da vesile olabilir. Yani kişi kendini “sadece hayatta kalmak” ile “yaşamak” arasındaki farkı düşünürken bulabilir. Bu farkı sorgulamak, kişinin içsel doyumunu sağlaması için nelere ihtiyacı olduğu konusunda arayışa çıkmasına fırsat yaratır. Durgunluk halinde olan biri için en küçük eylemler dahi iyileştirici olabilir: derinlik içeren bir sohbet, spora başlamak ya da yalnızca bir yürüyüş. Bu haliyle bakıldığında, languishing bir “durum” olmaktan ziyade dinamik bir ruh halidir. Languishing aslında “flow” yani akış halinin tam zıttıdır. Mihaly Csikszentmihalyi’nin tanımladığı bu kavram, kişinin bir işe kendini tamamen vererek, zamanın nasıl geçtiğini anlayamadığı ve benlik algısını yitirerek yaptığı işe tam odaklanmış halini temsil eder. Yani akış hali, kişiyi yaşama bağlarken, languishing kişiden koparır. Yani bazen kısa bir yürüyüş, anlamlı bir sohbet, birkaç dakikalık sessiz oturuş bile bu durumun üzerinizdeki etkisini kırmaya başlayabilir.

Bu “Durgunluk” Durumunu Kırmak Mümkün Mü?

Elbette. İlk adım, dikkatinizin farkına varmaktan geçmektedir. Günümüzde dikkatimizi çeken şeyler listesi oldukça fazladır ve çoğu zaman bize ait değildir – sosyal medya bildirimleri, haberler, gidilecek veya yapılacaklar listeleri… Bu sürüklenme halinden çıkmanın belki de en güçlü yollarından biri yukarıda bahsedilen flow yani akış halini tekrar inşa etmektir. Bu hâl ise içsel olarak “ben bunu yapmak istiyorum” dediğimiz şeylerle ilişkilidir. Bu doğrultuda, kişinin kendini hatırlayabilmesi için onu içine çekebilecek uğraşlar belirlemesi, ilgi alanlarını keşfetmesi önemlidir. Bu bir çiçek sulamak, güneşlenmek, hatta bir sudoku çözmek olabilir. Yeter ki zamanla yarışmak zorunda kalınmadığı, yalnızca o eylemle meşgul olunan bir alan yaratabilmek.

İkinci olarak, akış deneyimi bir denge gerektirir: zorlayıcılık ve yeterlilik arasında bir denge. Yapılan iş kişinin gerçeğinden uzak olmayan, ne çok kolay ne de imkânsız olmalıdır. Örneğin, “bir kitap bitireceğim” demek yerine “her gün 15 sayfa okuyacağım” demek daha sürdürülebilir bir başlangıç sağlar. Başarı hissi kişinin içsel motivasyonunu artıracağı için akışı da doğal bir şekilde besler.

Üçüncü olarak ise dikkat dağınıklığına sebep olabilecek unsurları fark ettikten sonra bilinçli olarak sınırlamak gerekir. Ekran süresini azaltmak, bildirimleri kapatmak, sadece bir işe odaklanarak vakit geçirmek bile fark yaratabilir. Tüm bunları “yapmak zorundayım” düşüncesiyle birlikte askeri bir disiplin gibi yapmak yerine içsel bir bakım pratiği gibi görmek gerekir. Çünkü dikkat, en değerli zihinsel kaynaklardan biridir.

Son olarak, akış hali sadece bireysel üretim anlarında değil; toplulukla ya da ilişkisel yapılan paylaşımlarla da ortaya çıkabilir. Bir grup buluşmasında ya da birlikte oyun oynarken de bu hissi yaşamak mümkündür. Bu bağlamda akışı yalnızca “üretkenlik” olarak değil, “var olmanın doğal bir hâli” olarak görmeyi deneyebilirsiniz.

SONUÇ

Belki de kendimize hatırlatmamız gereken şey duygularımızın her zaman mutlak siyah ya da beyaz olmadığını, bazen gri ve tonlarını da yaşayabileceğimizi ve bunun yanlış ya da eksik olduğumuz anlamına gelmediğidir. Languishing kavramı, adını koyamadığımız ama birçoğumuzun zaman zaman içinden geçtiği bir ruh hâli olabilir. Bu hâli fark etmek, yargılamadan tanımaya ve tanıdıktan sonra nazikçe dönüştürmeye çalışmak, psikolojik sağlamlığın en etkili adımlarından biridir. Çünkü bazen iyileşme; büyük kararlarla ve adımlarla değil, daha küçük adımlarla, içten gelen merakla ve en çok da kendimizle yeniden tanışma cesaretiyle başlar.

Senay Can
Senay Can
Senay CAN, TED Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünden mezun bir psikolojik danışmandır. Ergen ve yetişkinlerle çalışarak bireylerin psikolojik iyi oluşlarını desteklemeye odaklanmaktadır. Psikolojik danışmanlıkta bütüncül ve bireye özgü yaklaşımlar benimseyen Senay, At Destekli Terapi, Aile Danışmanlığı ve Spor Psikolojisi alanlarında eğitimler alarak uzmanlığını genişletmektedir. Psychology Times’ta, psikolojik sağlamlık, kişisel gelişim ve terapi süreçlerine dair yazılar kaleme alarak, psikoloji biliminin herkes için anlaşılır ve uygulanabilir olmasını amaçlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar