Salı, Ağustos 5, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

EMDR Terapisi: Travmanın İzlerini Silmek Mümkün Mü?

Travma bazen hayatı alt üst edebilen ve sadece zihinsel değil, bedensel etkileri bile olabilen deneyimlerdir. Bazı anılar, kaldıramayacağımız kadar ağır; beynin ‘işleyip’ sindiremeyeceği kadar komplike olabilirler. Ve bu anılar, bizi yıllar sonra bile tetikleyebilecek konuma gelebilir; bıraktığı izler sayesinde inanç sistemimizin oluşmasını sağlayabilirler. Mesela küçükken yaşadığımız bir utandırılma travması, inanç sistemimizde “Ben utanç verici bir insanım.” inancına sebebiyet verebilir ve bunu destekleyen anılarla birlikte daha da güçlenebilir.

İşte EMDR terapisi (Eye Movement Desensitization and Reprocessing) bu noktada bir çözüm olarak devreye girebilmektedir.

EMDR Terapisi Nedir?

1978 yılında Amerikalı psikolog Dr. Francine Shapiro tarafından tesadüf eseri bir şekilde göz hareketlerinin, hissettikleri olumsuz duyguları azalttığını keşfetmesiyle ortaya çıkmıştır. Dr. Shapiro, daha sonrasında bu tesadüfen fark ettiği göz hareketlerinin duygu ve düşüncelere olan etkisini, travmatik olaylar yaşayan insanlar üzerinde denemeye başlamış ve etkileyici sonuçlarla düşüncesini kanıtlamayı başarmıştır.

Adaptif bilgi işleme modeline göre, yaşanılan olaylardaki bilgi işleme süreçleri doğru çalışamamaktadır ve travmatik olaya karşı duyulan duygular ve düşünceler olması gerektiği gibi işlenemediği için anı ağlarına işlenmiş olarak değil, işlenmemiş olarak kodlanır. Yani, travma bir ip üzerinde çözülememiş bir düğüm gibidir. İp, düğümden sonra düz de olsa, düğüm oradadır ve çözülmüş değildir. EMDR terapisi, beyinde işlenmemiş bu bilgiler yüzünden gerçekleşemeyen öğrenme olayı dolayısıyla her seferinde ilk yaşandığı günkü gibi tetiklenen bu düğümleri çözmeye yardımcı olur.

EMDR Terapisi Nasıl Çalışır?

Oldukça yapılandırılmış bir terapi sistemi olan EMDR, birkaç aşamadan oluşur.

Terapist, sürecin başından itibaren danışanı bilgilendirir ve güvenli alan açar. Her terapide olduğu gibi, burada da terapistle danışan arasında kurulan ilişki de iyileştirici güçte olmalı ve terapi odası güvenilir bir alan haline gelmelidir. Böylece, bilgilendirmelerle birlikte danışanın stresle başa çıkma yöntemleri de zamanla gelişmiş olacaktır.

Öncelikle, terapist danışandan onun değiştirmek istediği inanç kalıbını destekleyen anıları getirmesini ve bunların ondaki etkilerini puanlandırmasını ister. Puanlandırma tamamen danışanın öznel kararına kalmıştır ve doğru ya da yanlış diye bir şey yoktur.

Anılar getirildikten sonra hedef bir anı belirlenir. Terapist çalışılacak anıyı seçerken en yüksek puanlı olanla başlamamaya dikkat eder ve danışanla birlikte de karar alarak ortalama bir anı seçilir. Böylece danışan da en başından EMDR’a alışırken aynı zamanda yaşadığı olayın bıraktığı izleri de yeniden kodlamaya başlar. Daha sonrasında da daha yüksek anılara geçilebilir; danışanın da kaldırabilme kapasitesine, alışıp alışamamasına bağlı olarak süreç aynı anıya odaklı uzayabilir veya aynı düzeyde anılarda bir süre daha çalışılabilir.

Burada EMDR’la birlikte anıya olan duyarsızlaştırma hedeflenir. Danışandan genelde gözü açık bir şekilde, bazen göz hizasında bulunan ve sağ sola giden bir ışığın, bazen de terapistin sağ sola hareket eden parmağının takip edilmesi istenir. Bu yapılırken bir yandan kulaklık takılabilir, kulağına sağ sol ışığın zıttı şekilde ‘bip’ sesi ve buna ek olarak ellerine sağ ve sola sıra sıra titreşim veren bir alet verilebilir.

EMDR terapisi ile birlikte duyarsızlaşma artar ve bedensel ve duygusal yükler azaltılmaya çalışılır. Adaptif bilgi işleme modelinde bahsedildiği gibi, depolanan olumsuz duygu ve düşünceler yeniden işlenir ve öğrenme olayı olumlu yönde gerçekleştirilmeye çalışılır. Bu süreçte bedensel farkındalık da işin içindedir ve yardımcı olarak görev alır.

Böylece olumlu inanç güçlendirilir ve o boşluğa yeni ve olumlu bir öğrenilmiş sistem oturtulur. Bu süreç tek seansta bitebilecek bir durum değildir. Bir anı birkaç seans boyunca çalışılır. Anıdan anıya ve kişiden kişiye seans sayıları değişiklik gösterebilir. Böyle ilerlenerek en yüksek puanlı anıya kadar gidilir.

Fakat her terapide olduğu gibi — ve hatta belki biraz daha ağır bir süreç olabilmektedir — vücut farklı tepki verebilir. Bazı anılar çocukluktan kalmaysa, çalışılırken çocukluğa ait tepkiler verilebilir; hem beden hem de düşünce olarak. Seanslarda düzenli olarak travmatik anılara tekrar tekrar dönüldüğü ve tekrar o anının yaşanması istendiği için zorlu geçebilir ve seans sırasında ağlama, öfke, korku veya bedensel hisler gibi tepkilere de yol açabilir. Bunun normal olduğunu başından danışana anlatmak ve yaşanması durumunda anormal bir durumun içindeymiş gibi hissettirmemek tedavi edici bir yaklaşım olacaktır.

Seans sonrasında da bir süre düşünceler akmaya devam edebilir, ‘flashback’ler gelebilir, çalışılan anıyla alakalı rüyalar görülebilir. Bu durum, beynin bilgiyi yeniden işleme sürecidir ve doğal olarak gerçekleşmektedir.

Travmanın İzleri Kalsa Bile İyileşme Mümkün

Travma, hayatın bir parçasıdır. Oradadır ve var olmaya devam edecektir. Onu hatırlamak, onun varlığını bilmek veya onu düşündüğünde üzülebilmek normaldir. Fakat işlenemeyen bu travmalar nedeniyle verilen tepkileri iyileştirmek mümkündür. EMDR terapisi, en çok araştırılan psikoterapi yaklaşımlarından biridir ve araştırmalar, EMDR’ın TSSB semptomlarını azaltmada son derece etkili olduğunu kanıtlamıştır.

Bahar Altaş
Bahar Altaş
Bahar Altaş, Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nün üçüncü sınıf öğrencisidir ve spor psikolojisi ile klinik psikoloji alanlarında staj yaparak önemli deneyimler edinmiştir. Bu süreç, Bahar'ın gelecek planlarını şekillendirerek klinik yüksek lisans yapmayı ve spor psikolojisi alanında eğitimler almayı hedeflemesine yol açmıştır. Çocuk psikolojisine olan ilgisiyle, çocuk gelişimi üzerine çeşitli çalışmalarda yer alarak bu alanda kendini geliştirmeye devam etmektedir. Psikoloji ve yazarlığa olan tutkusu, Bahar'ı her iki mesleği bir arada yapma fırsatını bulmaya yönlendirmiştir. Ayrıca, psikolojiyle ilgili yazılarını çeşitli platformlarda yayımlayarak insanları bilinçlendirmeyi ve bu konuları anlaşılır bir dilde aktararak geniş bir kitleye ulaştırmayı hedeflemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar