İnsanoğlu biyopsikososyal bir varlıktır; biyolojik, psikolojik ve sosyal süreçlerin çift yönlü etkileşimi ile içsel dünyası ve dışsal etkileşimleri ile varlığını sürdürür. Biyolojik süreçlerimizin yanında zihinsel ve sosyal süreçlerimiz de vardır. Bu süreçlerin her biri birbirini etkiler ve biri diğerinden bağımsız değerlendirilmemelidir. Duygularımız, düşüncelerimiz ve davranışlarımız arasında çift yönlü bir etkileşim vardır.
Günümüzün hızlı temposunda zihin aktif bir rol oynamakla birlikte bedenimizin yeryüzündeki varlığını hissetmekte zorlanabilmekteyiz. Tam da bu noktada beden ve zihin arasındaki yadsınamaz bağ zayıflamaya başlar ve bedenin varlığını hatırlayamamaya ve hatta bazen hissedememeye başlarız. Bir bakmışız ki, rutinlerimiz içerisinde bedeni en son sıraya almışız…
Beden arka planda kaldığı zaman ruhun bedene yansımalarını görebilmek ve hissedebilmek zorlaşır. Kendimizle bir bütün gibi hissedememeye başlarız ve kendi ihtiyaçlarımızı duymak zorlaşır. Zihin-beden bütünlüğümüzü korumak, kendimize dair ihtiyaçları daha kolay tanımlayabilmemizi destekler. Peki nedir bu zihin-beden bütünlüğü, gelin beraber literatüre biraz göz atalım.
Zihin-Beden Bütünlüğü
Medikal olarak bir bulguya sahip olmayan fiziksel şikayetler, geçmişten günümüze süregelen bir konudur ve bu konu üzerine pek çok tedavi modeli tasarlanmıştır. Fizyolojik ve zihinsel süreçlerimizin paralel bir şekilde değerlendirilmesi gerektiği görüşü yıllar içerisinde kabul görmüştür ve bütüncül yaklaşımın kıymeti vurgulanmıştır (Dernek ve ark, 2016 ,Nazlıkul, 2014; Tütüncü, 2011;). Geçmişten günümüze doğru geldiğimizde, sebebi psikolojik temelli olan ama fiziksel olarak kendisini gösteren rahatsızlıklar mevcuttur. Bulunduğumuz çağda, psikosomatik yaklaşıma daha da yakınlaşılmıştır. Bir kişinin bulguları incelenirken yalnızca fiziksel durumu değil, ruhsal durumu da gözetilmektedir. Psikosomatik yaklaşım, kişinin zihinsel süreçlerinin soma (beden) üzerinde yadsınamaz bir etkisi olduğunu ve etkilerinin fiziksel süreçlerine yansıdığını savunur. Zihin ile beden arasındaki etkileşim ve zihin-beden bütünlüğü yadsınamaz bir gerçek olarak pek çok ekole ve terapi sürecine yön vermiştir (Totton, 2008; Herman, 2007).
Kültürden kültüre değişmekle birlikte, duyguları pek çok zaman bedenselleştirerek ifade ederiz, yani aslında duyguyu bedene atfederek ifade ederiz. Örneğin içimizde bir sıkıntı varsa “göğsüme bir öküz oturdu” veya “yüreğim sızladı” gibi betimlemeleri daha çok olumsuz duygularda kullanmaktayız. Psikolojik sıkıntıların ifade edilişinin vücut organları üzerinden bedenselleştirilerek ifade edilmesi, bir yandan dile gelemeyen duygunun bedende kalabildiğini düşündürebilmektedir (Aydın, Selvi ve Güzel Özdemir, 2013). Anksiyete bozukluğu ve depresyonun, bedenselleştirme ile beraber görüldüğü gözlemlenmektedir (Ford, 1986). Depresyon ve anksiyete yaşayan biri, bedensel belirtilerini bilişsel olarak daha yoğun ve uyarıcı şekilde deneyimleyebilmekte ve değerlendirebilmektedir (Ford, 1986).
Duyguların Bedendeki Yeri
Duygular, zihin tarafından algılanır ve adlandırılır ve aynı anda da bedene deneyim olarak yansır (Van der Kolk, 2015). Her duygunun bedene yansıma şekli farklılık gösterebilir. Her duygu, vücuttaki ve yüzdeki ayrı iskelet kaslarının hareketine sebep olur. Duygular duyusal, somatik ve otonomik sinir sisteminin etkileşiminin bir sonucudur ve beyin korteksinde değerlendirilir. Tarihe bakıldığında, duygu ve beden arasındaki ilişkiyi destekleyen teoriler mevcuttur. Örneğin Rothschild (2017), duyguların doğum anından hemen sonra ifade edilmeye başlandığını, bununda bebeğin ilk nefesi ile gerçekleştiğini ifade eder. Damasio, beyninin belli bir bölgesi hasar almış bireyler ile duygular üzerine çalışmalar sürdürmüştür (Damasio ve ark., 1999). Gerçekleştirdiği çalışmalar sonucunda; bedensel hislerin, duyguların farkındalığına ışık tuttuğunu keşfetmiştir. Damasio’ya göre duygu, hislerin kümeleşmesi ile kişiden kişiye göre değişkenlik gösteren düzeylerde yaşanmaktadır. Damasio bunu ‘somatik işaretler’ olarak isimlendirmiş olup, bu işaretlerin herhangi bir karar anında rehberlik ettiğini belirtmiştir (Damasio ve ark., 1999).
Sonuç olarak, beden ve zihin bir bütündür ve biri olmadan diğeri düşünülemez. Bedenimiz duyguların ve deneyimlerin kaydını tutar ve bedensel duyumsamalar ile kendisini tekrar hatırlatabilir. Literatürdeki araştırmalarda da gördüğümüz gibi, her duygunun bedende bir yeri var ve duygularımızında bize zaman zaman hatırlattığı ihtiyaçlarımızda var. Beden hatırlar ve hatırlatır. Bu hatırlatmaları fark edebilmek kendimizin iyi oluş halini desteklememizi sağlar. Hepimizin bedensel deneyimleri biricik ve bedenimizde olup biten her bir duyumsama veya rahatsızlık bize değişimin gerekliliğini işaret eden bir alarm gibi. Zihin-beden bütünlüğümüzü sağlayabildiğimiz takdirde bu alarmları çok daha kolay duyabiliriz ve hangi ihtiyacımıza işaret ettiğini yorumlayabiliriz. Zihin-beden bütünlüğümüzü korumak için bedenimizin burada ve anda olduğu gibi zihnimizinde anda kalabildiğine emin olmalıyız. Zihin-beden bütünlüğümüzü koruduğumuz takdirde bedenimizin bize ne söylemeye çalıştığını çok daha rahat duyar hale geliriz. Zihin- beden bütünlüğümüzü destekleyebilmek için anda kalma pratiklerine başvurabiliriz. Unutmayın, bedenimiz pusulamızdır ve bize mutlaka yönümüzü gösterir.
KAYNAKLAR
Aydın, A., Selvi, Y., Özdemir, P., Depresyon Hastalarında Aleksitiminin Bedenselleştirme ve Uyku Kalitesi Üzerinde Etkisi. Nöropsikiyatri Arşivi, 50, 65-69
Damasio, A., Atlamaz, B., & Deniztekin, O. (1999). Descartes’in Yanılgısı: duygu, akıl ve insan beyni = Descartes’ error: emotion, reason, and the human brain. . Varlık Yayınları.
Dernek, B., Aydın, T., Kesiktaş, F., & Aksoy, C. (2016). Fibromiyalji Sendromunda Tanı, Tedavi ve Rehabiitasyon. 8, 6-10.
Nazlıkul, H. (2014). Fibromiyalji Sendromu (Fms). Bilimsel Tamamlayıcı Tıp, Regülasyon Ve Nöralterapi Dergisi, 8(2), 1-9.
Riva, G. (2018). The Neuroscience of Body Memory: From the Self Through the Space to the Others. Cortex, 104, 241-260.
Rothschild, B. (2017). The Body Remembers. New York: Norton.
Totton, N. (2008). Body Psychotherapy: an Introduction. Philadelphia, PA: Open University Press.
Van Der Kolk, B. (2015). The Body Keeps the Score: Brain, Mind nd Body in the Healing of Trauma . Penguin Books.