Cumartesi, Ekim 11, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Ağlamaya İhtiyacım Var

Birçoğumuz bebeklik döneminden başlayarak yıllar içerisinde duygularımızı bastırmayı o kadar iyi bir şekilde öğrendik ki, artık duygularımızı dışa vurabilme ihtiyacımızın farkında olsak bile hangi duyguyu hissettiğimize dair bedenimizle bağlantı kurabilmek için ekstra çaba sarf etmemiz gerekebiliyor.

Aslında doğuştan var olan beden ile ilişkide olma halimiz, sonradan tekrar sahip olmaya çalışacağımızdan habersiz şekilde ebeveynler tarafından törpüleniyor.
Örneğin; bebeklik döneminde düşüyorsun, canın acıyor, ağlıyorsun; hemen dikkatin başka yöne çevriliyor ya da eline bir yiyecek tutuşturuluyor. Neden?

Burası da ebeveynlerinin kendi duygularına alan açabilme kapasitesi olmakla beraber, senin sinir sistemine acı duyma halini yaşamaman gerektiği gibi bir bilgi girilmesine, dolayısıyla da bu hissi bastırmana sebep olabiliyor.
Ebeveynin de benzer bir bebeklik dönemi geçirdiyse ve bu konuda farkındalık sahibi olup kendisiyle çalışmadıysa bu durum tam bir kısır döngü içine girebiliyor.

Duygularına Yeterli Alan Açabiliyor Musun?

Duygusal farkındalık, duygularına alan açabilmekle yakından ilişkilidir.
Duygularına alan açabilmek, farkında olabilmekle çok ilişkili olan somatik bozukluklar; yani bedensel belirtilerin öne çıktığı, kronik ağrılar gibi kendini gösteren ruhsal bozukluklardır.

Biz duygularımızı bastırdıkça, söyleyemediklerimizi, öfkemizi içimizde biriktirdikçe, ağlamayı zayıflık ve güçsüzlükle ilişkilendirdikçe duygularımız kendine çıkış yolu bulur ve bu bedenimizde kendini gösterir.

Bu fizyolojik sebepler dışında kalan bir kronik boyun ağrısı da olabilir, göğüs ağrısı, sıkışması da olabilir ya da benzer birçok şey.
Öfken kabul görmemişse bu bastırılmış bir duygu olur ve yaşamda üzüntü olarak ortaya çıkabilir; savunma mekanizması olarak da ağlama halini ön plana çıkarabilirsin.

Fakat bu noktadaki duygunun aslı, üzgün olmak değil, yoğun bir öfkedir.
Dışarı akıtamadığın — çünkü kabul görmeyen — öfken, kendini üzgün ve mutsuz olmaya, yoğun bir duygusallığa devretmiş olabilir.

Duygu olarak öfke örneği üzerinden devam ettiğimizde; öfke duyduğunu fark etmen, bunu kabul edebilmen, sırf dinamikleri bozmamak adına karşı tarafı haklı çıkarma çabasına girmeden, ilk etapta sadece kendini anlıyor olman, kendine şefkat gösterebilmen büyük bir adımdır.

Öfkeni boşaltman, yüzleşmen her zaman şart değildir; bir uzman desteğiyle kendi içinde de bu ruh halini çözümleyebilirsin.

Duygusal İhtiyaçlarımı Nasıl Karşılayabilirim?

Hissettiğimiz duyguların farkında olduğumuz noktada, yakın ilişkide olduğumuz bir kişi veya sosyal çevremizden bu ihtiyacın karşılanmasını bekleyebiliyoruz.
Fakat karşımızdaki kişinin de kendi şartlarını ve ihtiyaçlarını ne kadar giderebildiği muamma oluyor.

Bazı sebeplerden dolayı bu ihtiyaçlarımız, yakın ilişkide olduğumuz kişiler tarafından karşılanması mümkün olamayabiliyor.
İhtiyacının giderilmesini talep eden taraf da karşısındakini suçlayıp uzaklık tercih edebiliyor.
Dolayısıyla yalnızlık ve değersizlik duygusu daha ön plana çıkabiliyor.

Bu noktada da verimli bir psikoterapi süreciyle beraber yine kendi ihtiyaçlarını fark etmen çok kıymetli olabilir.
Olduğunuz gibi kabul gördüğünüz bir ortamda, kendi seçimlerinizi, duygularınızı özgürce ifade edebildiğiniz bir terapötik süreç içerisinde daha özgür hissedecek ve seçimlerinizin sorumluluğunu almanın sizi ne kadar olumlu bir noktaya götürdüğünü göreceksiniz.

Olduğunuz gibi kabul görmek illa ki klasik bildiğimiz bir şekilde de gerçekleşmiyor olabilir.
Işığınızdan rahatsız olunması, başarılarınızın görülmemesi ya da sizin sadece onlar daha iyi hissetsin diye potansiyelinizin altında kalmaya ihtiyaç duyma haliniz…
Bunların çoğu başkalarıyla ilgili gibi görünen ama gerçekte yine kendi içinizde duygularınızla yüzleşmeniz ve onlara alan açmanızla ilgili olan durumlardır.

En basit haliyle kabul görme çabası, mutlu hissetmek zorunda olduğumuz düşüncesi hepimize işlemiş bir algıdır;
fakat gerçeklik noktasında mutluluk ve mutsuzluk ikisi de duygudur ve bizim insan olarak iki duygu halinde de bulunmamız o kadar doğaldır ki.

Gerçek Duygulara Alan Açmak ve Bedenle Yeniden Bağ Kurmak

İçimize işlemiş olan toplum sesi “mutlu olman lazım, o kadar şeye sahipsin, nasıl mutsuz olabilirsin?, çok güldük çok ağlayacağız” gibi inançlardan sıyrılmak ve gerçek duygularını keşfedip onlara kucak açabilmek, hissettiğin duyguları yaşayabilmek, içinden geçmek; sonunda o mutsuzluğun da biteceğini ve mutluluğun geleceğini bilmek çok kıymetlidir.

Hayatın tam da ikisini hatta daha birçok duyguyu barındırdığını bilmek, hepsini yaşamak için kendinize izin vermek ve bunun sorumluluğunu almak özgürleştirici bir hâl.

Kendi duygularınızın farkında olmak, buradaki ihtiyaçları kendiniz giderebiliyor olmak dolayısıyla kendinize gerçek anlamda yetebiliyor olmak en başta size iyi gelecek; böyle hissettiğiniz bir noktada başka bir kişinin ihtiyacına bile karşılık verebileceksiniz.

Beden farkındalığı, öğrenmeye çok açık ve zaten bebeklik döneminden tanıdık bir şeydir; fakat zihin bu ilişki kurma halini tekrar en baştan öğreneceği için emek ister.
Bu noktada somatik deneyimleme uygulayıcı bir terapistle yola çıkmak, duygularınıza alan açabilmek için fayda sağlayabilir.

Dolayısıyla da duygusal farkındalık ve beden farkındalığı ile kendi ruh halinizi ve ilişkilerinizi düzenlemede daha sağlıklı ve emniyetli bir yol alabilirsiniz.

Yeşim Canver Arıman
Yeşim Canver Arıman
Yeşim Canver Arıman, Maltepe Üniversitesi Psikoloji Lisans eğitimini Yüksek Onur derecesi ile tamamlamıştır. Bu süreçte İstanbul Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde staj yapmıştır. Ardından Üsküdar Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji Yüksek Lisansını tamamlamıştır. Bitirme projesini “Bebeklik Dönemi Bağlanma Stillerinin Ergenlik ve Yetişkinlik Dönemi İlişkilerine Yansıması” konusunda yürütmüştür. Terapi seanslarında Bilişsel Davranışçı Terapi Ekolü ile ilerlemektedir. Türk Psikologlar Derneği üyesidir. Yetişkin odaklı; Boşanma, Öfke Problemleri, Romantik İlişkiler, Bağlanma Stilleri, Duygusal mesafe konuları üzerine yazılar yazmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar