Anoreksiya nervoza, yeme davranışlarını ve beden algısını derinden etkileyen, karmaşık ve ciddi bir psikiyatrik bozukluktur. Dünya genelinde özellikle ergenlik ve genç yetişkinlik dönemlerinde ortaya çıkan bu hastalık, kişinin kendi vücudunu algılayış biçimini ve beslenme alışkanlıklarını bozarak, fiziksel ve psikolojik sağlık üzerinde yıkıcı etkiler yaratır.
Anoreksiya, yalnızca kilo verme arzusu olarak algılanmamalı; altında çok daha derin psikososyal sorunlar ve biyolojik değişiklikler yatar.
Anoreksiyanın Tanımı ve Klinik Özellikleri
Anoreksiya nervoza, yeme davranışının bozulduğu psikiyatrik bir rahatsızlıktır.
Fiziksel belirtiler: aşırı kilo kaybı, yorgunluk, kas güçsüzlüğü, hipotermi (vücut ısısının düşmesi) ve kalp ritm bozuklukları şeklinde ortaya çıkar.
Psikolojik belirtiler: anksiyete, depresyon, sosyal çekilme, takıntılı düşünceler ve zorlayıcı davranışlar gözlemlenir.
Anoreksiyanın Nedenleri: Biyopsikososyal Bir Perspektif
-
Kişilik Özellikleri ve Psikolojik Faktörler: Mükemmeliyetçilik, aşırı kontrol ihtiyacı, düşük özgüven, kaygı ve depresyon anoreksiyanın yaygın psikolojik zemini olarak görülür. Kişi, kendisini çevresel baskılardan korumak için yemek yeme davranışını kontrol altına alır. Bu durum hastalığın kronikleşmesine neden olabilir.
-
Sosyal ve Kültürel Etmenler: Günümüzde sosyal medya etkisi ile “ince beden” hayali bireyler üzerinde ciddi bir baskı oluşturmaktadır. Reklamlar, televizyon, moda endüstrisi zayıflığı güzellik ve başarı ile ilişkilendirirken, bu algı gençlerin beden memnuniyetini azaltır ve yeme bozukluklarını tetikler. Aile yapısı, arkadaş çevresi ve okul ortamı da anoreksiya gelişimini etkileyen önemli faktörlerdendir.
Anoreksiyanın Belirtileri: Fiziksel, Davranışsal ve Psikolojik
Anoreksiya belirtileri erken dönemde gizli ilerleyebilir, ancak zamanla belirgin hale gelir.
Fiziksel Belirtiler:
-
Dramatik kilo kaybı (genellikle vücut ağırlığının %15–25’i veya daha fazlası)
-
Sürekli üşüme, el ve ayaklarda soğukluk
-
Ciltte kuruluk ve solgunluk
-
Saç dökülmesi ve ince tüylenme (lanugo)
-
Kas erimesi ve güçsüzlük
-
Düzensiz menstruasyon (regl)
-
Düşük tansiyon, yavaş kalp atışı (bradikardi)
-
Kabızlık ve mide problemleri
Davranışsal Belirtiler:
-
Yemek yemekten kaçınma veya aşırı kısıtlama
-
Kalori sayma, yemekleri saklama veya atma
-
Aşırı egzersiz yapma
-
Yeme sonrası kusma veya laksatif kullanımı
Psikolojik Belirtiler:
-
Kilo alma endişesi
-
Depresyon ve anksiyete
-
Takıntılı düşünceler ve davranışlar
-
Kendine zarar verme eğilimleri
-
Mükemmeliyetçilik ve aşırı kontrol ihtiyacı
Anoreksiya Tedavisi: Çok Yönlü Yaklaşım Gerektirir
Tedavi süreci zordur ve sabır gerektirir, çünkü hasta kilo almaya ve yeme alışkanlıklarını değiştirmeye direnç gösterebilir.
-
Tıbbi Müdahale: Hastanın kilo durumu ve genel sağlık durumu değerlendirilir. Kalp ritmi, böbrek fonksiyonları gibi hayati parametreler yakından izlenir.
-
Psikoterapi:
-
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), hastanın beden algısını değiştirmeye ve beslenme davranışını yeniden oluşturmayı destekler.
-
Aile içi iletişim ve destekleyici bir ortam yaratılması süreci destekler.
-
Motivasyonel görüşme, grup terapisi gibi diğer yaklaşımlar da tedaviye eklenebilir.
-
-
İlaç Tedavisi: Anksiyete, depresyon veya obsesif-kompulsif belirtiler varsa uygun ilaçlar kullanılabilir; ancak ilaç tedavisi anoreksiyanın temel çözümü değildir.
Anoreksiyanın Komplikasyonları ve Uzun Dönem Etkileri
Tedavi edilmediğinde anoreksiya, yaşamı tehdit eden komplikasyonlara yol açabilir.
-
Kalp yetmezliği
-
Böbrek hasarı
-
Osteoporoz (kemik erimesi)
-
Hormon bozuklukları
-
Ciddi beslenme eksiklikleri
Psikolojik etkiler de kronikleşerek intihar riskini artırabilir. İyileşme süreci uzun sürebilir ve bazı hastalarda kalıcı izler bırakabilir.
Toplum ve Anoreksiya: Farkındalık ve Önleme
Anoreksiya nervozanın önlenmesi için toplumda farkındalık oluşturmak hayati önem taşır.
-
Medya ve moda endüstrisinin beden çeşitliliğine daha fazla yer vermesi,
-
Gençlerin bedenini olduğu gibi kabul etmesinin teşvik edilmesi gerekir.
Sonuç
Anoreksiya nervoza, yüzeyde basit bir kilo kaybı gibi görünse de aslında karmaşık bir yeme bozukluğudur.
Beden ve ruh sağlığını derinden etkileyen bu bozukluğun tedavisi, erken tanı, profesyonel destek ve aile-sosyal çevrenin iş birliği ile mümkündür.
Her bireyin bedenine saygı göstermesi ve sağlıklı bir yaşam sürmesi için toplum olarak anoreksiya gibi yeme bozukluklarına karşı bilinçlenmek ve destek olmak büyük önem taşır.
Kaynakça
American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.). Washington, DC: Author.
Attia, E., & Walsh, B. T. (2007). Anorexia nervosa. The American Journal of Psychiatry, 164(12), 1805–1810. https://doi.org/10.1176/appi.ajp.2007.07040682
Fairburn, C. G., & Harrison, P. J. (2003). Eating disorders. The Lancet, 361(9355), 407–416. https://doi.org/10.1016/S0140-6736(03)12378-1
National Eating Disorders Association (NEDA). (2023). Anorexia Nervosa. https://www.nationaleatingdisorders.org/learn/by-eating-disorder/anorexia
Treasure, J., Claudino, A. M., & Zucker, N. (2010). Eating disorders. The Lancet, 375(9714), 583–593. https://doi.org/10.1016/S0140-6736(09)61748-7
World Health Organization (WHO). (2019). International classification of diseases for mortality and morbidity statistics (11th Revision). https://icd.who.int/