Beklenen gün geldi çattı. Üniversite sınav sonuçları açıklandı. Temmuz ayı, kimi için tatil zamanı demekken kimisi için hayatının en önemli kararını verme zamanıdır. Evet, bu karar önemli; belki de hayatınızın en önemli kararı…
Ama sizi tanımlayacak tek karar bu değil.
Üniversite tercihi sadece bir sıralama ya da puan meselesi değildir. Bu süreç, bir gencin hayatına yön verme çabasının, kendini tanıyıp belki de ilk kez kendisiyle yüzleşmesinin, hayalleriyle gerçekleri dengeleme çabasının bir yansımasıdır.
Üniversite tercih döneminde gençler, gerçek hayata bir adım daha yaklaşırlar.
“Şimdi ne yapacağım?”,
“Kim olmak istiyorum?”,
“Bu meslekle mezun olduktan sonra ne yapabilirim?”,
“Atanabilir miyim?”,
“Yurt dışına çıkabilir miyim?”,
“Okurken nasıl gezerim?” gibi yüzlerce sorunun cevabını arayarak, hem okuyacakları bölümü hem de belki de hayatlarını geçirecekleri şehri seçme telaşına düşerler.
Bu süreçte öğrencilerde gözlemlediğim bazı önemli tutumlar var. Gençler genelde dört gruba ayrılıyor:
-
Mezun olduktan sonra hemen atanmak isteyenler,
-
Bir an önce yurt dışına çıkmak isteyenler,
-
Kendi işini kurabileceği bölümleri tercih etmek isteyenler
ve -
Bulunduğu şehirden kaçmak için herhangi bir bölüm ya da üniversite yazmak isteyenler.
Bu dört grup da bizim için çok kıymetli ama yazıya dördüncü gruptan başlamak istiyorum:
4. Grup: Şehirden Kaçmak İsteyenler
Bu grup genelde aile baskısından bunalmış, yaşadığı şehirde sıkışmış hisseden gençlerden oluşuyor. Elbette günümüzde bir şeyden bunalmak ya da sıkılmak çok kolay. Ama bu gençlere sadece tercih yapıp göndermek yetmez. Onların duyulmaya, anlaşılmaya ve belki de “Ben ne istiyorum?” sorusunu kendilerine dürüstçe sorabilmeye ihtiyaçları var. Bu noktada biz rehber öğretmenlere büyük görev düşüyor. Onları sadece bir bölüme değil, doğru meslek seçimine, uygun bir şehre ya da belki de mezuna kalmaya dair motivasyonla yönlendirmek gerekir.
Çünkü biliyoruz ki, çoğu genç yalnız hissediyor. Bizler bu süreçte rehberlik görevimizi onlardan esirgememeliyiz.
3. Grup: Kendi İşini Kurmak İsteyenler
Bu grup azimli, hırslı, hayalci ve yaratıcı. Genelde düzenli maaştansa daha özgür çalışmayı, kendi işinin patronu olmayı ve büyük gelirler elde etmeyi hayal ediyorlar.
Gözlerindeki ışıktan, bu hayalleri gerçekleştirebilecek potansiyele sahip olduklarını görmek mümkün.
2. Grup: Yurt Dışında Hayal Kurmak İsteyenler
Genelde mühendislik, yazılım gibi bölümlere yönelseler de aslında her mesleğin yurt dışı fırsatı var.
Bu grubun ortak noktası: dil öğrenmeye olan istek.
Yabancı dil tüm alanlarda önemli olsa da bu grup için olmazsa olmaz. Hayallerini gerçekleştirmek için şimdiden plan yapıyorlar ve bizler de onları bu konuda desteklemeliyiz.
1. Grup: Atanmak İsteyenler
Daha üniversiteye başlamadan KPSS’ye hazırlanan bu grup inanılmaz azimli.
Kimi öğrenciler KPSS’ye çalışmayı çok zor bulurken, bu grup kararlılıkla çalışıyor. Onlar için istikrar, garanti bir gelecek ve memuriyet ön planda. Ve bu da çok değerli.
Peki Toplumun Rolü Ne?
Hangi grupta olursanız olun, çevrenizdeki “alalem” dediğimiz kişilerin mutlaka bir fikri olacaktır.
Her kafadan bir ses çıkar:
“Şurayı yaz.”
“Benim oğlum şöyle yaptı.”
“Kızım şurayı kazandı.”
Ve sonra gelir şehir dayatmaları, bölüm baskıları, kıyaslamalar…
Tüm bunlar bir anda stres, kaygı ve nefes alamama hali yaratabilir.
Şimdi Kendine Sor:
✅ Sıralamana baktığında içinden “evet” diyebiliyor musun?
✅ Umduğun gibi değilse, bir yıl daha çalışmayı göze alabilir misin?
Eğer cevabın evetse, güzel bir nefes al ve bu kararını ailene, çevrene ve o çok konuşan alaleme açıkça ifade et.
✅ İstediğin sıralama geldiyse ama hangi bölümü seçeceğini bilmiyorsan kendine şu soruyu sor:
“Hangi mesleği yaparsam mutlu olurum?”
Meslek seçimi yaparken, önerilen meslekleri araştır, rehber öğretmeninden meslek tanıma envanteri iste.
Sonuçları birlikte değerlendirin ama unutma: karar senin.
Kendi Hikâyemden Bir Parça…
Bu sürecin ne kadar stresli olduğunu çok iyi biliyorum.
Kendi üniversite sınav sonucum açıklandığında ne yapacağımı hiç bilmiyordum.
Mezuna kalmak beni çok korkutuyordu. Ama sonra fark ettim ki, sevdiğin bir bölümü mutlu olarak okumak için mezuna kalmak hiç de korkutucu değilmiş.
Hedeflerimiz için bazen fedakârlık yapmamız ve risk almamız gerekiyor.
Şimdi biri bana sorsa, “Pişman mısın PDR okuduğun için?”
Cevabım büyük harflerle olurdu:
“ASLA! İYİ Kİ PSİKOLOJİK DANIŞMAN VE REHBER ÖĞRETMENİM.”
Son Söz:
Gençler, bir mesleği severek okuyup severek icra ederseniz, mutlu olma olasılığınız da artar.
Bu, hayatınız boyunca yapacağınız bir iş.
O yüzden sakin, mantıklı ve kendinize yakışır kararlar verin.
Bu süreçte desteğe ihtiyacınız olursa, ben buradayım.
Dilediğiniz zaman sosyal mecralardan benimle iletişime geçebilirsiniz.
Sizin yolculuğunuzda yanınızda olmak büyük bir mutluluk 💫
Keyifli okumalar.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere…