Pazartesi, Ağustos 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Beden Diliyle Anlamak: Duygularını Söyleyemeyen Çocukların Dünyası

Çocukların duygularını özgürce ifade edebilmesi, sağlıklı bir psikososyal gelişimin temel taşlarından biridir. Ancak çeşitli nedenlerle duygularını bastıran ve kendini ifade etmekte zorlanan çocuklar vardır. Bu çocuklar, iç dünyalarında yaşadıkları karmaşayı çoğu zaman sözlü değil, beden dilleriyle dışa vururlar. Beden dili onların sessiz dilidir; duygusal sıkıntılarını, korkularını, kaygılarını ve ihtiyaçlarını yansıtan görünmez bir mesajdır.

Duygusal bastırma, çocukların duygularını gizleme veya yok sayma eğilimidir. Bu durum; aile içi iletişim sorunları, aşırı eleştirel ortamlar, travmatik yaşantılar ya da duygusal güven eksikliği gibi faktörlerden kaynaklanabilir (Akgün ve Öztürk, 2017). Örneğin, aşırı disiplinli bir ailede büyüyen çocuk, duygularını açmanın “yanlış” veya “tehlikeli” olduğu mesajını alabilir. Bu da onun öfkesini, üzüntüsünü ya da korkusunu içine atmasına neden olur. Böyle çocuklar, kelimelerle ifade etmek yerine beden dili aracılığıyla tepki verirler.

Beden dilinde ortaya çıkan belirtiler ise oldukça farklıdır. Kendini ifade etmekte zorlanan çocuklar, sık sık göz temasından kaçınabilir, omuzlarını düşürür, kollarını veya bacaklarını kavuşturur ya da vücutlarını küçültür. Örneğin, okulda sık sık başını öne eğen ve sessiz kalan bir çocuk, belki de kendini değersiz hissediyor olabilir. Aynı şekilde, ellerini ovuşturmak veya parmaklarını sıkmak gibi tekrarlayan hareketler, içsel kaygının göstergelerindendir (Öztürk ve Gençdoğan, 2020).

Örnek vermek gerekirse, daha çok öğretmenlerin gözlemlediği bir durumdur: Duygusal bastırma yaşayan çocuklar, grup içinde kendi köşelerine çekilir, etkinliklere katılmaktan çekinirler. Bu çocukların beden dilleri, içine kapanıklıklarını ve iletişim kurmaktan kaçınmalarını ele verir. Ayrıca bazı çocuklar, ani öfke patlamalarıyla duygularını dışa vurabilir; ancak bu öfke, çoğunlukla bastırılmış duyguların bir dışavurumudur (Yıldırım, 2015).

Ebeveynlerin ve eğitimcilerin çocukların beden dilini doğru okuyabilmesi, onların duygusal dünyalarına ulaşmasının anahtarıdır. Çocukların yüz ifadeleri, jestleri ve duruşları, onların ne hissettiklerini anlamaya yarayan önemli ipuçlarıdır. Empati kurarak ve aktif dinleme becerileri kullanılarak çocuklar desteklenmelidir. Örneğin, çocuğun göz teması kurmaması ya da kaçınması fark edildiğinde, onu zorlamadan, sakin bir şekilde “Seninle konuşmak isterim, ne hissettiğini bilmek isterim” gibi ifadelerle yaklaşmak, güvenli bir ortam yaratır (Kara, 2019). Ayrıca, oyun terapisi ve sanat terapisi gibi yöntemler de duygusal bastırmayı aşmak için etkili araçlardır. Çocuklar, kelimelerle ifade etmekte zorlandıkları duygularını resim yaparak, oyun oynayarak ya da drama aktiviteleriyle dışa vurabilirler. Bu yaratıcı süreç, onların iç dünyalarını keşfetmelerine ve rahatlamalarına yardımcı olur (Güneş, 2018).

Beden diline dikkat ederek erken müdahale etmek, çocukların ileride psikolojik sorunlarla karşılaşmasını engelleyebilir. Uzun süreli duygusal bastırma, çocuklarda sosyal çekilme, kaygı bozuklukları ve depresyon gibi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, hem ailelerin hem de eğitimcilerin çocukların davranışlarındaki değişikliklere duyarlı olması gerekmektedir. Örneğin, daha önce dışa dönük olan bir çocuğun aniden içine kapanması, duygusal sıkıntı işareti olabilir ve profesyonel destek gerektirebilir (Özdemir, 2021).

Sonuç olarak, çocukların beden dili, onların duygusal dünyalarına açılan önemli bir pencere gibidir. Duygusal olarak bastırılmış çocukların kendilerini ifade etme güçlüğü, genellikle sözlü iletişimde değil; mimik, duruş ve hareketlerde gizlidir. Bu sessiz dili okumak, kritik öneme sahiptir. Sağlıklı bir gelişim için çocukların duygularını özgürce ifade edebilecekleri güvenli ortamların yaratılması şarttır.

Kaynakça

Akgün, S. ve Öztürk, M. (2017). Çocuklarda duygusal bastırma ve iletişim problemleri. Türk Psikoloji Dergisi, 32(2), 45-58.
Güneş, F. (2018). Oyun terapisi ve çocuk gelişimi. Çocuk ve Ergen Psikolojisi Dergisi, 10(1), 25-40.
Kara, H. (2019). Çocuklarda etkili iletişim yöntemleri. Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi, 7(3), 112-130.
Özdemir, A. (2021). Erken müdahalenin önemi: Çocuklarda davranış değişikliğinin analizi. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Dergisi, 15(4), 210-225.
Öztürk, S. ve Gençdoğan, B. (2020). Beden dili ve çocuk iletişimi. İletişim Araştırmaları Dergisi, 22(4), 99-115.
Yıldırım, T. (2015). Duygusal bastırmanın çocuklar üzerindeki etkileri. Gelişim Psikolojisi Dergisi, 18(2), 73-88.

Makbule Bayraktar
Makbule Bayraktar
Makbule BAYRAKTAR, şu anda bir kamu kuruluşunda görev almaktadır. Psikoloji lisans eğitimini yeni tamamladığından iş deneyimlerini henüz kazanmaya devam etmektedir. Öğrenci olduğu yıllarda psikoloji üzerine yazılar yayınlayan sitede yazar olarak yazıları yayınlanmıştır. Uzmanlığını iletişim problemlerinde, özellikle çocuk ve aile üzerine çalışarak yapmak istemekte ve okumalarını bu yönde ilerletmektedir. Psikoloji bilimi hakkında bilgiler edinirken kendini geliştirmeyi, kendini geliştirirken öğrendiklerini insanlara aktarmayı kendine misyon edinmiştir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar