Pazartesi, Ağustos 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Ebeveynliğin Formülleri

Ebeveynlik, anne babalar tarafından en sık gündeme taşınan konulardan biri olan, çocukları uygunsuz davrandığında ya da hata yaptığında takındıkları tavır ve verdikleri tepkinin ebeveynliğin özü olduğunu düşünmeleriyle şekillenir. Oysa ki ebeveynlik, hayatın içinde, her an devam eden bir süreçtir ve bu işin kestirmesi yoktur. “Mükemmel anne baba olmak” gerçekdışı bir hedeftir çünkü hayatın her alanında olduğu gibi çocuk yetiştirme sürecinde de hatalar yapabilir ya da kafamızda kendimiz için yarattığımız anne ya da baba idealinden çok farklı davranışlar sergileyebiliriz. Yaptığımızı fark ettiğimiz her hata, beklenti ve hedeflerimizden uzak her tutum bizi bir kısır döngünün içine fırlatır: çocuğu için en iyisini yapamadığı düşüncesiyle gelen yetersizlik, vicdan azabı ve pişmanlık.

Çocuk Yetiştirme Teorileri ve Gerçeklik

Çocuk sahibi olmadan önce düşünülen, izlenen, konuşulan, okunan ve çocuk yetiştirme teorileri kapsamında kalan birçok şey, uygulama aşamasında anne babayı ebeveynlikte büyük bir yükün altında bırakabilir. “Olması gerekenler”le olanlar arasındaki fark, ebeveynleri çoğu zaman yersiz ama anlaşılır bir endişenin içine hapsedebilir. Çocuğunuz mağazanın ortasında çığlık çığlığa ağlamaya başladığında, etraftaki kınayıcı bakış ve sözlerin ortasında kendinizi çaresiz ve öfkeli hissetmeniz normaldir. İşte böyle zayıf hissettiğiniz bir anda kendinizi kırıcı sözler söylemekten alıkoyup kontrol etmeyi başarabiliyorsanız, ebeveynlikte yeterince iyisiniz demektir. Özellikle kriz anlarında verilen tepkiler, önceden düşündüğümüz ya da planladığımız gibi olmayabilir. Burada kilit nokta, kendi davranış kalıplarımızı anlayabilmek ve tetikleyicilerimizi tanımaktır. Kendini tanımadan girdiği yolculukta anne ve baba, hayal ettikleri gibi ebeveyn olmanın zorluğu ile yüzleşmek durumunda kalır.

Bilinçli Ebeveynlik: Sürekli Bir Yolculuk

Ebeveynlik, yalnızca kriz anlarında devreye giren bir problem çözme yetisi değildir; günün her saati süren, çok boyutlu bir yolculuktur. Bilinçli ebeveynlik, önce bireysel bir dönüşümden geçmeyi gerektirir. Her birimiz çocukluk döneminden bazı izlerle çıkarız. Bu döneme ait iyileşmemiş parçalar, biz onları bilinçli bir şekilde fark edip dönüştürmediğimiz sürece zihnimizde yer edinmeye devam eder. Sonuç olarak, çocuk yetiştirme sürecinde çoğu zaman farkında olmadan otomatik davranış kalıplarımıza geri döner, kendi geçmişimizden öğrendiğimiz sınırlar ve inançlarla hareket ederiz.

Çocukların Gelişimi ve Ebeveynlik

Küçük bir çocuğun davranışlarını tamamen kontrol altına almasını beklemek, gelişimsel olarak mümkün değildir. Çocuklar, olmayan şeylere değil, somut olarak var olanlara göre hareket eder. Onların dünyasında yetişkinlerin gündemindeki başarı, rekabet, statü gibi kavramlar yer almaz. Ebeveynlik, çocuklarımızı birer “küçük yetişkin” haline getirmeye çalışmak değil, onların kendi kimliğini oluşturmasına alan tanımaktır. Hata yapmalarına fırsat verilmeyen çocuklar, kendilerine ait olmayan bir yaşamı sürdürmek zorunda kalırlar. Ebeveynlik, sabit kurallarla değil, karşılaşılan her yeni durumun içinde şekillenen dinamik bir süreçtir. Çoğu zaman sevgiyle disiplin arasında seçim yapmamız gerektiğini düşünürüz. Oysa ki sağlıklı ebeveynlikte bu iki kavram birbirini destekler. Sınırlar, çocuklara hem güven verir hem de açık ve kesin tavır almanıza yardımcı olur. Kurallar net ve tutarlı olduğunda çocuk neyin kabul edilebilir olduğunu öğrenir. Sınırlar aşırı baskıcı ya da cezalandırıcı değil, işler kötü gittiğinde yeniden şekillendirilebilecek kadar esnek olmalıdır. Disiplin, ceza değil; rehberlik demektir.

Sakinlik ve Aile Dinamikleri

Çocukların en çok ihtiyaç duyduğu şey, gergin anlarda dahi sakinliğini koruyabilen ebeveynlerdir. Her konuda aynı düşüncede olmak zorunda değilsiniz; esas önemli olan, ebeveynlerin sevgi ve saygı çerçevesinde anlaşmazlıklarını yönetebilmesi, gerektiğinde özür dileyip telafiye açık olmasıdır. Aile içinde farklılıkların kabulü, sağlıklı ilişkilerin temelini oluşturur. Her birey aile sisteminin bir parçasıdır ve bu sistem, tıpkı diğer sistemler gibi denge arayışı içindedir. Yaşamın getirdiği çeşitli zorluklar zaman zaman bu dengeyi bozabilir. Ancak sağlıklı ailelerde bu denge esnek sınırlarla yeniden kurulabilir. Denge sağlanamadığında ise çeşitli problemler ortaya çıkar.

Bilinçli Ebeveynlik ve Dönüşüm

Çocuklarımız, kendi içsel yaralarımızı fark edebilmemiz ve bu sınırlamaların ötesine geçebilmemiz adına bize sunulmuş kıymetli bir fırsattır. Bilinçli ebeveynlik, hem anne-babayı hem de çocuğu dönüştüren güçlü bir süreçtir. Bu nedenle, önce kendi iç dünyamızı anlamalı, geçmişimize bugünün farkındalığıyla yaklaşmalı ve koşulsuz kabule önce kendimizden başlamalıyız.

Sonuç: Daha Dengeli Bir Ebeveynlik

Sonuç olarak, ideal bir ebeveyn olabilmek için önce kendi davranış biçimlerimizi anlamamız gerekir. Gerekirse bu süreçte uzman desteği almak, duygusal açıdan güçlü çocuklar yetiştirmede oldukça etkilidir. Kendi içsel düzenimizi gözden geçirip yeniden yapılandırmak, otomatik tepkilerden uzaklaşıp daha bilinçli ve bağlı bir yaşam sürmemizi kolaylaşır. Bu da hem ebeveynler hem de çocuklar için daha mutlu ve dengeli bir hayat anlamına gelir.

Ceylan Şekerci
Ceylan Şekerci
Ceylan Şekerci Özel İzmir Amerikan Lisesi’nden mezun olduktan sonra Ege Üniversitesi Psikoloji lisans programında eğitim görmeye hak kazanmıştır. Lisans eğitiminin ardından Ege Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık alanında yüksek lisansını tamamlamıştır. Özgüven, beden imajı, yeme psikolojisi, ebeveyn danışmanlığı konularında geniş donanıma sahiptir. Bugüne kadar farklı platformlarda yazıları yayınlanmıştır. “Hayır Diyebilmek ve Sınırlar” konusunda seminerler vermiştir. Birçok televizyon programına konuk olmuştur. Çalışmalarına online olarak devam etmektedir. Ceylan Şekerci, 1983 İzmir doğumlu olup evli ve bir kız çocuk annesidir. Türk Psikologlar Derneği üyesidir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar