Perşembe, Ekim 23, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

İlişkilerde Maskelenmiş Psikopatolojiler: Görünmeyen Çatlaklar

İlişkinizde her şey yolunda gibi görünüyor. İletişim var, kavgalar yok, hatta belki birlikte vakit geçirme çabası da sürüyor. Ama bir şeyler eksik. Sanki görünmeyen bir duvar örülmüş gibi…

Partnerinizin davranışlarını son zamanlarda nasıl yorumluyorsunuz?
Kendinizde ya da partnerinizde ortaya çıkan değişiklikler size ne anlatıyor olabilir?

İlişkiler, doğası gereği karmaşık, çok boyutlu ve dinamik yapılardır. İki ayrı bireyin duygu, düşünce ve geçmiş yükleriyle şekillenen bu yapılar, yalnızca yüzeyde görülen davranışlarla değil, çoğu zaman görünmeyen psikolojik süreçlerle de derinden etkilenir.

Bazen her şey yolundaymış gibi görünürken, ilişki içerisinde açıklanamayan bir uzaklık, ilgisizlik ya da iletişimsizlik yaşanabilir.

“Daha soğuk, daha içine kapanık, daha tepkisiz” hale gelen bir partner, çoğu zaman ilgisizlikle, sevgisizlikle ya da tükenmişlikle açıklanabilir. Ancak bu değişimlerin arkasında, partnerin kendisinin bile tam olarak farkında olmadığı maskelenmiş depresyon ya da maskelenmiş kaygı bozukluğu olabilir.

Bu yazıda, ilişkilerde sıklıkla göz ardı edilen bu iki psikolojik durumun nasıl maskelendiği, birey ve ilişkiler üzerindeki etkileri ve çözüm yolları ele alınacaktır.

Maskelenmiş Depresyon: Görünmeyen Çöküş

Psikolojik sıkıntılar her zaman açıkça kendini belli etmez. Bazı insanlar depresyon yaşadıklarında klasik belirtiler — örneğin sürekli üzüntü, hayattan zevk alamama ya da kendini değersiz hissetme — yerine daha dolaylı belirtiler gösterebilir.

Bu duruma yaygın olarak “maskelenmiş depresyon” adı verilir.

Maskelenmiş depresyon yaşayan kişiler duygularını açıkça ifade etmekte zorlanabilir; bunun yerine bedensel şikayetler (baş ağrısı, mide ağrısı gibi), yoğun meşguliyet (aşırı çalışma, sürekli ekran başında olma) ya da ilişkisel uzaklaşma gibi yollarla yaşadıkları duygusal yükü dışavururlar.

Bu durum, kişinin kendisi tarafından bile fark edilmediği için çevresindekiler tarafından “soğukluk”, “duyarsızlık” ya da “ilgisizlik” şeklinde yanlış yorumlanabilir. Oysa bu davranışların altında, görünmeyen bir duygusal tükenmişlik yatıyor olabilir.

Klinik gözlemler, bazı bireylerin duygusal belirtilerden çok şu tür dışavurumlarla depresyon yaşadığını göstermektedir:

  • İlişkisel mesafe koyma, duygusal donukluk, içe kapanma,

  • Aşırı meşguliyet: işkoliklik, sürekli sosyal medya kullanımı, oyunlara yönelme,

  • Tanımlanamayan fiziksel şikâyetler: kronik baş ağrısı, mide ağrısı, kas ağrıları (Simon et al., 1999),

  • İrritabilite: sinirlilik, tahammülsüzlük, ani öfke patlamaları.

Bu tür bireyler çoğu zaman kendilerini depresyonda olarak tanımlamazlar; çünkü klasik anlamda “üzgün” ya da “çökkün” hissettiklerini düşünmezler. Partnerleri tarafından ise bu davranışlar sıklıkla “ilgisizlik”, “bıkkınlık” hatta “duygusuzluk” olarak yorumlanabilir.

Oysa bu görünüşün altında, bireyin kendisinin bile farkında olmadığı duygusal tükenmişlik yatıyor olabilir.

Maskelenmiş Kaygı Bozukluğu: Kontrolün Ardındaki Korku

Maskelenmiş kaygı bozukluğu, bireyin yoğun kaygı yaşamasına rağmen bunu açıkça ifade edememesi ve bunun yerine ilişkide çeşitli davranışlarla dışavurmasıdır (Borkovec et al., 2004).

Bu durum genellikle şu biçimlerde ortaya çıkar:

  • Aşırı kontrol etme ihtiyacı (partnerin mesajlarını kontrol etme, sürekli ulaşma çabası),

  • Takıntılı düşünceler: “Acaba beni artık sevmiyor mu?”, “Bir şey mi saklıyor?”,

  • Sabotaj davranışları: ilişkiyi bozacak tartışmalar yaratma,

  • Sosyal kaçınma, izolasyon, partnerle temastan kaçma.

Bireyin bağlanma stili, maskelenmiş kaygının ilişkide nasıl ortaya çıktığını etkileyebilir:

  • Kaygılı bağlanan bireyler aşırı yapışkan, kontrolcü ve reaktif olabilirken,

  • Kaçıngan bağlananlar daha çok duygusal geri çekilme, soğukluk ve ilişki içinde yalnızlaşma eğilimindedir (Mikulincer & Shaver, 2007).

Son yıllarda sıkça duyulan “yüksek işlevli anksiyete” kavramı da bu çerçevede değerlendirilebilir. Bu kişiler dışarıdan güçlü, üretken görünürken iç dünyalarında yoğun bir huzursuzluk taşırlar. Her ne kadar tanı kategorisi olarak yer almasa da, kaygı bozukluklarının hem akademik hem sosyal işlevsellik üzerinde ciddi etkileri olduğu bilinmektedir.

İlişkilere Etkisi: Psikolojik Rahatsızlıkların Sessiz Yansımaları

Bir partnerin maskelenmiş depresyon ya da maskelenmiş kaygı yaşaması, zamanla şu etkileri yaratabilir:

  • İletişim bozulur: duygular açıkça ifade edilemez.

  • Yanlış atıflar yapılır: birey “bencil” ya da “duyarsız” olarak etiketlenir.

  • Duygusal uzaklaşma artar: “Artık benimle ilgilenmiyor.” düşüncesi yerleşir.

  • Kısır döngü oluşur: geri çekilen partnerin davranışı, diğerinde öfke ve kontrol ihtiyacını tetikler.

Örneğin, içe kapanan bir eşin bu davranışı “artık beni sevmiyor” şeklinde yorumlanabilir. Bu yorum, baskıcı tepkileri beraberinde getirir ve böylece iki taraf da kendi duygusal alanına hapsolur.

Maskeleri Fark Etmek

Bu görünmeyen psikolojik süreçlerle başa çıkmak için:

  • Öz farkındalık geliştirmek: “Gerçekte ne hissediyorum?” sorusunu sormak,

  • Yargılamadan dinlemek: Partnerin davranışını suçlamadan anlamaya çalışmak,

  • Profesyonel destek almak: Bireysel ya da çift terapisiyle içsel süreçleri keşfetmek.

Sonuç

Bazı ilişkilerde, dışarıdan bakıldığında her şey yolunda gibi görünür. Ancak içsel olarak biri sessiz bir depresyon, diğeri ise görünmeyen bir kaygı ile mücadele ediyor olabilir.

Bu durum fark edilmediğinde, ilişki sorunları yanlış yorumlanır; “soğukluk”, “ilgisizlik” ya da “duygusuzluk” gibi etiketlerle bireyler birbirinden uzaklaşır.

Oysa bu davranışların altında bastırılmış psikolojik bir süreç olabilir.

Bu nedenle hem bireyin hem de partnerin kendi içsel dünyasına dönmesi, ilişki içindeki duygusal değişimleri gözlemlemesi ve gerekiyorsa profesyonel destek almaktan çekinmemesi; ilişkilerde görünmeyen ama derin etkileri olan bu maskeleri kaldırmak adına çok kıymetlidir.

Her duygunun açıkça ifade edilmediği zamanlar vardır. Sevgi bazen sözlerle değil, suskunlukla taşır kendini.

“Bazen birinin sizi sevmesi; her zaman gülümsemesi değil, bazen sessiz kalmasıyla da mümkündür. O sessizliğin altında ne yattığını görebilmek ise gerçek bağlılığın ta kendisidir.”

Kaynakça

  • Borkovec, T. D., Alcaine, O., & Behar, E. (2004). Avoidance theory of worry and generalized anxiety disorder. In Generalized anxiety disorder: Advances in research and practice (pp. 77–108). Guilford Press.

  • Mikulincer, M., & Shaver, P. R. (2007). Attachment in adulthood: Structure, dynamics, and change. Guilford Press.

  • Simon, G. E., VonKorff, M., Piccinelli, M., Fullerton, C., & Ormel, J. (1999). An international study of the relation between somatic symptoms and depression. New England Journal of Medicine, 341(18), 1329–1335. https://doi.org/10.1056/NEJM199910283411801

Sinem Gül
Sinem Gül
Sinem Gül, 2011 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun olduktan sonra, 2015 yılında Ege Üniversitesi’nde Aile Danışmanlığı Yüksek Lisans programını tamamlamıştır. Eğitim sürecinde birey ve aile terapisi alanlarında teorik ve uygulamalı bilgiler edinmiş, psikolog, aile danışmanı ve çift terapisti olarak çeşitli alanlarda görev almıştır. Özellikle ilişki sorunları, evlilik çatışmaları, aile içi iletişim ve bireysel danışmanlık konularında yoğun deneyim kazanmış, danışanlarına bilimsel ve etik ilkeler doğrultusunda hizmet sunmaya özen göstermiştir. Mesleki gelişimini sürdürmek amacıyla birçok eğitim ve sertifikaya sahip olan Gül, Yaşar Üniversitesi ve Hiebert Enstitüsü iş birliğiyle gerçekleştirilen süpervizör destekli Evlilik ve Aile Terapisi eğitimini de başarıyla tamamlamıştır. Psikoterapi teknikleri, travma terapisi, stres yönetimi gibi konularda yetkinliğini artırmış; aynı zamanda çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde aktif görev almıştır. 2017 yılından bu yana Adalet Bakanlığı’na bağlı olarak cezaevinde psikolog olarak çalışmakta, mahkumların psikolojik destek ve rehabilitasyon süreçlerine katkıda bulunmaktadır. İngilizceye ileri, İspanyolcaya ise temel düzeyde hakim olan Gül, mesleki bilgisini güncel tutarak danışanlarına en iyi hizmeti sunmayı amaçlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar