Pazar, Ekim 12, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Kış Depresyonu: Mevsimsel Duygu Durum Bozukluğunu Anlamak

Mevsimler Ruh Halimizi Nasıl Etkiler?

Zaman zaman hepimiz ruh halimizdeki değişiklikleri hava durumuna bağlarız. Hiçbir şey yapmak istemiyor oluşumuzu, yataktan çıkmak istemeyişimizi yağan yağmura, sıcaklığa veya kapalı havaya atfederiz. Genellikle haksız da sayılmayız, fakat bu yalnızca keyifsel bir değişim olmayabilir.
Özellikle yaşadığımız keyifsizlik, motivasyon düşüklüğü ve uyku bozukluğu gibi durumların sonbahar ve kış aylarında arttığını gözlemleriz. Sizce bu durum yalnızca tesadüf mü?
Çoğumuz ‘kış depresyonu’ olarak düşünebiliriz. Fakat psikoloji bunu mevsimsel duygu durum bozukluğu (Seasonal Affective Disorder – SAD) olarak adlandırıyor.
DSM-5’e göre bu durum, major depresyon bozukluğu veya bipolar bozukluğun bir alt tipi veya niteleyicisi olarak yer alıyor. Yılın belirli zamanlarında (özellikle sonbahar ve kış) başlayan duygu durum ataklarının zamansal yapısı nedeniyle, tam belirtilen mevsim sona erdiğinde belirtilerin azalması bekleniyor (American Psychiatric Association, 2013).

Mevsimsel Duygu Durum Bozukluğunun Belirtileri

Mevsimsel duygu durum bozukluğunun en yaygın olanı kış tipi depresyondur ve genellikle sonbahar sonu ya da kış başında başlar, bahar aylarında kendiliğinden iyileşir. Ancak bazı kişiler yaz mevsiminde depresif belirtiler gösterebilir ve bu yaz tipi mevsimsel duygu durum bozukluğu olarak adlandırılır.
Belirtiler kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte, bazı kişilerde belirtiler çok hafifken, bazılarında günlük hayatı ciddi şekilde etkileyebilir. Genel olarak belirtiler arasında:
• iştah değişiklikleri
• enerjisizlik
• uyku bozukluğu
• sosyal çekilme
• anksiyete
• konsantrasyon bozukluğu
• depresif ve umutsuz hisler yer alabilir.

Gün Işığının Rolü

Aslında her mevsim için yaşanabilir olan bu duygu durum bozukluğunun çoğunlukla sonbahar ve kış aylarının öne çıkmasının temelinde gün ışığının etkisi büyük. Gün ışığının azalması serotonin seviyelerinde düşüşe ve melatonin dengesinin bozulmasına sebep olur.
Gündüzlerin kısalmasıyla birlikte biyolojik saatin, yani sirkadiyen ritmin yavaşlamasına yol açar. Beynimizdeki serotonin ve melatonin hormonlarındaki değişiklikler ruh halimizi doğrudan etkiler. Bu hormonların dengesini bozmasıyla birlikte depresyon belirtilerinde artış olur. Bunların yanında genetik bir yatkınlık ve çevresel faktörler de etkili olabilir.

Günlük Hayatla Gözlem

Günlük yaşamımızda kışla birlikte gelişen rutin değişikliklere bakarak bunları daha açık şekilde gözlemleyebiliriz.
Mesela, gün doğmadan işe/okula hazırlanmak için henüz aydınlanmamış bir havaya uyanıyoruz. Bu, tekrar uyuma isteği uyandırıyor ve güne bu hisle uyanmamıza sebep olabiliyor.
Veya eve vardığımızda hava kararmış oluyor. Çoğu vaktimizin de kapalı alanda geçtiği günlerde yaşadığımız yorgunluk, depresif ruh hali ve sürekli uyuma isteğinin artması kaçınılmazdır.

Baş Etme Yolları

Fakat bunların ruh halimizi kötü etkilemesine izin vermemeliyiz. Mevsimlerin getirdiği havayı tamamen değiştiremeyiz, ama nasıl eşlik edeceğimizi kendimiz seçebiliriz.
Peki neler yapabiliriz?

  • Gün içerisinde açık alanda geçireceğimiz vakitleri çoğaltabilir, bu vakitlerde yürüyüş gibi bizi aktif ve dinç tutacak egzersizler yapabiliriz.

  • Düzenli uyumaya özen göstererek, beslenme rutinimize sağlıklı yiyecekler ekleyebiliriz.

  • Aile ve yakın arkadaşlarla zaman geçirebilir, geçirdiğimiz zamanları artırabiliriz.

  • Işık terapisi ve bilişsel davranışçı terapi (BDT) gibi ekollere başvurarak yardım alabiliriz.

İşlevsel olmayan başa çıkma yöntemleri (duyguları bastırmak gibi) yerine sosyal aktiviteleri çeşitlendirmek ve bedensel hareketlilik olumlu bir etki sağlayacaktır.

Mevsimsel duygu durum bozukluğu her insanın aynı belirtilerle yaşaması beklenemez bir gerçektir. Bazıları motivasyon düşüklüğü ve keyifsizlik ile atlatırken, bazılarında daha yoğun semptomlar yaşanabilir. Eğer günlük işlevsellikte belirgin bozulma, sürekli üzüntü gibi ciddi değişiklikler gözlemleniyorsa, bu durumu tek başına atlatmaya çalışmak yerine profesyonel bir destek almak önemlidir.

Sonuç

Her mevsimin kendine özgü bir döngüsü vardır; önemli olan, bu döngüdeki iyileştirici tarafın farkına varabilmek. Kış ile gelen sessizlik elbette doğa için yenilenmeye hazırlık dönemidir.
Tıpkı ağaçların dinlenip yeniden yeşermesi gibi bizler de kendimizi yenilenmeye ve gelecek bahara hazırlayabiliriz.

Kaynakça

Melrose, S. (2015). Seasonal Affective Disorder: An Overview of Assessment and Treatment Approaches. Depression Research and Treatment, 2015, Article ID 178564. https://doi.org/10.1155/2015/178564
Galima, S. V., Vogel, S. R., & Kowalski, A. W. (2020). Seasonal Affective Disorder: Common Questions and Answers. American Family Physician, 102(11), 668–674. https://www.aafp.org/pubs/afp/issues/2020/1201/p668.pdf

Melisa Erdoğan
Melisa Erdoğan
Melisa Erdoğan, İstanbul Nişantaşı Üniversitesi Psikoloji Bölümü 4. sınıf öğrencisidir. Öğrencilik hayatı boyunca yapmış olduğu staj deneyimleri sayesinde klinik alanda gözlem yapabilme fırsatı bulmuştur. Eğitim hayatının sonuna yaklaşan Melisa, yetişkinlerle çalışmayı deneyimlemek istemektedir. Özellikle çift terapisi alanına ilgisi oluşmuştur. İnsanların potansiyellerini keşfetmeleri, farkındalıklarını artırmaları ve yaşam becerilerini sağlıklı şekilde geliştirmeleri konularına ilgi duymaktadır. Toplumların gelişmesinde bireylerin farkındalığının artmasının önemine inanan Melisa, yazılarında anlaşılır bir dil kullanarak bireylere yol gösterirken aynı zamanda toplumun gelişimine katkı sunmayı amaçlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar