Psikolojik dışlanma, en basit tanımıyla, bireyin bir grubun parçası olarak kabul edilmemesi veya kasıtlı olarak görmezden gelinmesi durumudur (Williams, 2007). Çocukluk dönemi, çocuğun sosyal becerilerinin, kimlik gelişiminin ve aidiyet duygusunun temellerinin atıldığı bir dönemdir. Bu süreçte çocuk, yalnızca aile içinde değil; akran grubunda da kendini ifade etme ve kabul görme fırsatı bulur.
Çocuk ve ergenler açısından ergenlik dönemi ise kimlik gelişiminin merkezde olduğu, duygusal dalgalanmaların yoğun yaşandığı bir dönemdir. Akran zorbalığının yanı sıra, gruplara dahil olamama, görmezden gelinme ve dışlanma gibi durumlar; çocukların ve ergenlerin psikolojik gelişiminde olumsuz izler bırakabilir. Çocukluk ve ergenlik döneminde yaşanan bu dışlanma, kısa vadede iyilik hâlini etkilediği gibi; uzun vadede kişilik gelişimini ve topluma uyumunu da olumsuz yönde etkileyebilir.
Psikolojik Dışlanmanın Özellikleri
Psikolojik dışlanma (ostracism), Williams ve arkadaşları (2000) tarafından geliştirilen bir kavramdır. Bu kavram, temelde bireyin görmezden gelinme durumunu açıklar. Kişi vardır; fakat bulunduğu grupta fikri sorulmaz, olumlu ya da olumsuz olaylarda kendisine tepki verilmez, yok sayılır. Bir nevi, kişinin sosyal ölümü gerçekleşmiş olur.
Watzlawick ve arkadaşları, “Bir insana dünyanın en dayanılmaz işkencesini yapmak isterseniz, onu ‘umursamamanın’ baskın olduğu sosyal bir ortama koyun.” önermesinde bulunur (Cüceloğlu, 2002, s. 22). Çünkü fiziksel işkence uygulandığında, kişinin varlığı kabul edilmiş olur. Oysa psikolojik dışlanmada bireyin varlığı reddedilir.
Psikolojik dışlanma yaşayan kişilerin dört temel ihtiyacı tehdit altına girer. Bunlar: ait olma, benlik değeri, kontrol ve anlamlı varoluştur. Ait olma ihtiyacı, Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi’nde (1943) yer alan bir kavramdır. Kişinin kendini gerçekleştirmesi için öncelikle bazı temel ihtiyaçlarını karşılaması gerekir. Hiyerarşinin üçüncü basamağında “ait olma” ihtiyacı yer alır. Sosyal bir varlık olan insan, diğer insanlarla etkileşime ihtiyaç duyar. Psikolojik dışlanma yaşayan bir kişi, kendini bir yere ait hissedemez ve kendini gerçekleştirme potansiyeli azalır. Kişinin kendine olan değeri düşer, duygularını düzenlemede sorun yaşar ve varlığını anlamlı bulamaz.
Çocuk ve Ergenlerde Psikolojik Dışlanmanın Etkileri
Çocuk ve ergenler için çocukluk ve ergenlik dönemleri, sosyal kabulün en yoğun şekilde arandığı gelişim evreleridir. Erikson’un psikososyal gelişim kuramına göre; çocuklukta “çalışkanlığa karşı aşağılık duygusu”, ergenlikte ise “kimliğe karşı rol karmaşası” dönemleri yaşanır. Bu süreçlerde yaşanan dışlanma, bireyin hem özgüvenini hem de kimlik gelişimini olumsuz etkileyebilir.
Dört temel ihtiyacın tehdit edilmesi (ait olma, benlik değeri, kontrol, anlamlı varoluş), çocuklarda kaygı ve yalnızlık duygularını beraberinde getirir. Araştırmalar, ilkokul çağında dışlanan çocukların akademik başarılarının düştüğünü, özgüven sorunları yaşadıklarını ve öğretmen-öğrenci ilişkilerinde zorluklarla karşılaştıklarını göstermektedir (Bush & Ladd, 2001).
Ergenlik döneminde grup içinde kabul görmek, bireyin kimlik gelişimini destekler. Dışlanma ise aidiyet duygusunu zedeler. Bu nedenle; depresyon, kimlik karmaşası, öfke patlamaları ve intihar gibi ciddi sonuçlar doğurabilir.
Sonuç ve Öneriler
Çocukluk ve ergenlik döneminde yaşanan psikolojik dışlanma, bireyin sosyal ve duygusal gelişimi üzerinde kalıcı etkiler bırakabilmektedir. Aidiyet duygusunun zedelenmesi, özsaygı kaybı ve sosyal uyum sorunları ortaya çıkabilmektedir. Çocuklarda genellikle oyun gruplarında, ergenlerde ise akran ilişkilerinde kendini gösteren dışlanma; bireyin hem akademik hem de psikolojik işlevselliğini olumsuz etkiler.
Bu nedenle, ailelerin, öğretmenlerin ve okul psikolojik danışmanlarının; çocuk ve ergenlerin sosyal ilişkilerine duyarlı olması, dışlanmayı fark etmesi ve önleyici yaklaşımlar geliştirmesi büyük önem taşımaktadır.
Kaynakça
Coşkun, P. D. H., Abayhan, D. Ö. Ü. Y., Yavuz Güzel, D. Ö. Ü. H., Tuna, A. G. A. ve Sevinçli, U. P. M. C. (2020). Gerçek bir yaşam olayına dayalı yeni psikolojik dışlanma paradigmasının etkililiği. Kesit Akademi Dergisi.
Kömürcü, B. ve Pekak, G. S. (2017). Erken dönem uyumsuz şemalar, ebeveynlik biçimleri ve psikolojik belirtiler ile psikolojik dışlanmanın tehdit ettiği ihtiyaçlar arasındaki ilişkiler. Klinik Psikiyatri Dergisi.
Yıldız, A. ve Acar, M. (2021). Mutlu fail olgusu ve çocukların toplumsal cinsiyet ve etnisiteye dayalı akran dışlanmasına yönelik yargıları. Gelişim ve Psikoloji Dergisi.