Perşembe, Eylül 25, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Maskelerden Bir Müze

Sahne Arkası: Maske Takılmadan Önce

Birey maske takıp, duygularını saklamaya ve bastırmaya başlamadan önce aslında bilinçdışı bir hazırlık sürecine girer. Bireyin yaşam olaylarının akabinde günlük hayat işlevselliğini etkileyen durumlardan sonra veya geçmiş yaşantısındaki çözümlenmemiş durumlar artık bastırılamayan bir noktaya geldiğinde hazırlık süreci başlar.

Bilinçdışında takmak istediği maskeyi şekillendirmeye başlar. Hangi duygulardan kaçıyor, neyi görmek istemiyor, yargılanmaktan korktuğu şeyler neler, insanların görmesini istemediği neler var, hangi durumlarla yüzleşmekten kaçıyor gibi birçok sorunun cevabını bulduktan (bulduğunu düşündükten) sonra göstermemek için, kaçmak için maskenin tasarımını oluşturur ve sahne arkasındaki tüm bilinçdışı çatışmaların başlangıç temeli atılır, sahne arkası bir süreliğine paydos eder ve sahne hazırlıklarına başlanılır.

Sahne Hazırlığı: Uyumlanma Zamanı

Birey tasarlamış olduğu maskenin sonucunda hangi maskeyi hangi çevrede takacağını düşünürken eksik kalan parçalar için uyumlanabilmesini sağlayacak birden fazla maske tasarlamıştır.

Düşünmekten kaçtığı için işe yoğunlaşmasını sağlayacak; “işimi çok seviyorum” maskesi. Sosyal çevresinden kabul görmek istediği için etrafındaki bireylerin aynısı olabilmesini sağlayacak uyumlanan ve şekil değiştirebilen maske. Utangaçlığını saklamak için iç dünyasından bağımsız anormal davranışları gösterebilecek zıtlık maskesi.

Kendisinin güçsüz olduğunu düşünen birinin, başkaları bunu görmesin diye kendisine davranılmasını istemeyeceği şekilde etrafındakilerle güç oyunları içerisinde bulunan, “güçsüzsen güçlü görünmelisin” maskesi. İçinde bulunduğu romantik ilişkide mutsuz olmasına rağmen ayrılık kavramıyla tanışamadığı için “ilişkimde çok mutluyum” maskesi. İşleri yolunda ve gerçekten huzurlu hissediyorsa nazar değmesin diye “mutsuzluk ve çok şanssızım” maskesi.

Kıskançlık duygusu hakim olduğunda karşı taraf bunu anlamasın diye çok övmek, kendi içinde de övdüğü söylemlerin tam tersini düşünmek yani “düşündüğüm başka, söylediğim başka” maskesi… Gibi birçok maske hayatın her noktasında birçok alanda kişiler için kurtarıcı olmaya başlar. Ama görülmeyen, duyulmayan bir gerçek vardır: O da maskenin sonradan eklendiği, asıl duygu ve düşünce olmadığı.

Sahne Vakti: Bir Varmış Bir Yokmuş

Maske zaman geçtikçe kişilikle bütünleşmeye başlar. Duygular saklanır ve hissedilmiyormuş gibi gelmeye başlar. Yani bu demek oluyor ki rol kişinin gerçeği haline gelmeye başlamıştır. Maske şeffaflaşıp görünmez olmaya başladığı için ayırt edilmesi zor bir hale gelmeye başlar.

İşte tam bu noktada, maske günlük hayat işlevselliğini kurtarmak için takıldığı düşünülmüşken kimliğin bir parçası olma yolunda ilerler ve gerçeklik kavramından uzaklaşılmaya başlanır. Bir bakmışsın duygum var, bir bakmışsın duygum yok.

Çocuklukta başlayan ve yaşam boyu süregelen maskeler de vardır. “Ağlama, güçlü olmak zorundasın”, “Kız çocukları erkeklerin oyuncaklarıyla oynamaz”, “Erkekler ağlamaz, duygularını belli edemezler” gibi örnek cümlelerle çocukluk çağından gelen birçok maske mevcuttur.

Zamanla örneklerdeki gibi söylemler ve çok daha fazlası birey tarafından içselleştirilir, kişi kendi duygularına ve hissiyatına yabancılaşır. İsteklerini, ihtiyaçlarını, arzularını bastırmaya başlar. Bastırdığının bile farkında olmadan. Bastırılan her husus, maskeye de bir baskı oluşturmaya başlar. Sevinç gibi görünen bir boşluk, öfke gibi görünen bir korku.

Birçok yer değiştirme yaşanır ve asıl duygular yaşanmayı beklerken bir taraftan da tetiklenebileceği anı yakalamaya çalışır. Ve gün gelir kişi kendi iç sesinden uzaklaşmaya başlayıp duyamaz olur. Hangisi gerçek olandı, hangisi göstermem gereken davranıştı? Hangisi benim düşüncem, hangisi başkalarının düşüncesi?

Kendi yapmak istediğimi mi yapıyorum? Toplumun benden yapmamı beklediklerini mi sergiliyorum? Sahne devam ederken, perde bazen açılır, bazen kapanır, kapandığında maske biçim değiştirir, tekrar sahneye hazırlanır… Ama kişi bir var olup, bir yok olduğunun farkında değildir.

Son Perde: Var Olmak İstiyorum Tüm Benliğimle

Bireyler bazen bu maskenin ayırdına çok uzun süre varamaz ve devamında ruh sağlığına önemli darbeler vermeye başlar. Bazen de bir şeylerin yolunda gitmediğinin farkına varmaya başlar. Tetikleyici bir durum yaşamış olabilir. Psikosomatik bir hastalıkla karşılaşmış olabilir. Uyku düzensizlikleri başlamış olabilir; çok sık uyuma, çok az uyumak gibi.

Beden mesaj vermeye başlayabilir. Bu ve bunlar gibi birçok durumdan sonra birey terapi desteği almaya karar verebilir. Bu bağlamda bilinçdışı çatışmalar derinleştirilir ve uzun soluklu, istikrarlı bir terapi süreci birçok açıdan kıymetli olacaktır.

Kişi kendisi için bir şeyler yapmaya başlayıp benliğini tanımaya başlar. Maskenin şeffaflığı zaman geçtikçe bozulur ve gerçeklikle tanışılır.

Asmin Kuzucu
Asmin Kuzucu
Psikolog Asmin Kuzucu, psikoloji lisans eğitim sürecini Demiroğlu Bilim Üniversitesi’nde başarıyla tamamlamıştır. Öğrenim süreci boyunca akademik gelişiminin yanı sıra mesleki ve kişisel gelişimine de önem vermiştir. Bu kapsamda, Türk Psikologlar Derneği Öğrenci Birimi bünyesinde Üniversite Temsilciliği görevini üstlenmiş, aynı zamanda üniversite kulüplerinde aktif roller alarak çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde yer almıştır. Lisans eğitimi süresince çeşitli hastane ve kliniklerde gözlem ve uygulama stajlarını tamamlamıştır. Çok sayıda seminer, eğitim programına katılım sağlamıştır. Almış olduğu eğitimlerle birlikte dinamik ekolle çalışmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar