Beynimiz, mutlu oluş halimizi oldukça sistematik bir şekilde yönetir. Fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçlarımıza göre belirli nörokimyasal maddeler salgılanır ve böylelikle ruh halimiz şekillenir.
Vücudumuzun ihtiyaçlarına göre belli bir düzen dahilinde salgılanan bu beyin kimyasalları sonucu, mutluluk duygu durumu ortaya çıkar ve olumlu hisler deneyimlemeye başlarız.
Bu bağlamda, dopamin, endorfin, serotonin ve oksitosin; beynimizin haz süreçlerinde bir anahtar görevi görerek mutluluğumuzun yapı taşlarını oluştururlar. Bu makalede, bu dört nörokimyasalın beyindeki rolleri ve insan davranışı üzerindeki etkileri detaylı bir biçimde ele alınacaktır.
Dopamin: Ödül ve Motivasyonun Nörotransmitteri
Dopamin, temel olarak beynimizin ödül mekanizmasında rol alan önemli bir nörotransmitterdir. Beyinde, keyif verici durumlara ulaşmadan hemen önce mezolimbik yolda salgılanarak kişide belirli şeylere karşı “yoğun istek ve arzu durumu” oluşturur.
Sevilen bir yemek yenmeden hemen önce, uzun zamandır beklenilen bir işe kabul alma isteği ile gün sayarken, dört gözle beklenen bir tatil planı yapılırken hissedilen heyecanla beraber dopamin salgılanır ve kişide yoğun bir memnuniyet duygusu ortaya çıkarır.
Bu keyifli hisler ortaya çıktıkça, kişi ödül mekanizmasını tetikleyecek yeni arayışlara girer. Bunun sebebi ise dopamin salınımının ortaya çıkardığı hislerin kişide bu hisleri tekrar yaşama isteğini yoğun bir şekilde tetiklemesidir (Dfarhud, Malmir, & Khanahmadi, 2014).
Serotonin: Mutluluk Hormonu ve Sosyal Bağlılık
Serotonin, başlıca mutluluk hormonu olarak bilinmesinin yanı sıra, sosyal statü, saygı görme ve onaylanma gibi alanlarla da yakından ilişkilidir.
Her birey saygı ve sevgi görmek ister. Bu bir temel ihtiyaçtır. Kişi çevresinden saygı gördüğünde, önemli ve değerli olduğunu hisseder. Serotonin, tam olarak bu noktada salgılanır.
Bu yüzden, insan doğasının bir gereği olarak saygı görme beklentisine girip bu hissi sürekli olarak tetiklemeyi ve deneyimlemeyi isteriz. Yüksek serotonin seviyeleri kendine güven, sosyal uyum ve kabul görmeyle ilişkilidir.
Birey, çevresinden takdir ve saygı gördüğü orantıda serotonin seviyesi artar. Bu doğrultuda, hayvan çalışmalarında da üst seviyede yer alan hayvanların serotonin seviyelerinin daha yüksek olduğu sonucuna varılmıştır.
İnsanlar, sosyal saygı ve kabul gördüğünde, takdir edildiğinde serotonin seviyelerinde artış olabilmektedir. Böylelikle birey daha huzurlu ve değerli hissetmeye başlamaktadır.
Aksine, saygı görmeyen ve sosyal açıdan kabul görmeyen bireylerde serotonin dengesi bozularak depresif duygulara ve kaygıya yol açabilmektedir.
Serotonin, yalnızca biyolojik bir kimyasal olmakla kalmayıp, aynı zamanda “sosyal bağlılık ve değer görme” duygularının da taşıyıcısıdır (Baixauli, 2017).
Oksitosin: Bağlanma ve Güven Hormonu
Oksitosin, genel olarak “bağlanma hormonu” olarak bilinir. Oksitosin, bireyler arası bağları güçlendirerek bağlılık oluşturur.
Sarılma, dokunma, göz teması kurma gibi davranışlar sonucu oksitosin salgılanır ve kişi kendini daha mutlu ve keyifli hissetmeye başlar.
Oksitosin, diğer mutluluk kimyasallarıyla birlikte çalışarak mutluluk döngüsüne katkıda bulunur. Güven, huzur, mutluluk gibi pozitif duygu durumları yaşandıkça oksitosin salınımı artar ve kişi bu duyguları tekrar yaşamak ister.
Oksitosin salınımı arttıkça da bu duygular daha çok yaşanır. Böylece çift taraflı bir döngü oluşarak mutluluk hali ortaya çıkar (Dfarhud, Malmir, & Khanahmadi, 2014).
Endorfin: Doğal Ağrı Kesici ve Haz Kaynağı
Endorfin, vücutta kısa süreli ağrı giderici olarak bilinir. Temel işlevi, vücutta herhangi bir durumdan kaynaklı olarak ortaya çıkan acı durumlarında bu acıyı kısa süreli olarak hissetmememizi sağlamasıdır.
Endorfin, özellikle “runner’s high” örneğiyle bilinmektedir. Sporcuların yoğun egzersiz sonrasında mutlu ve huzurlu hissetmelerinin sebebi endorfindir.
Vücut, spor sonrası kısa süreli olarak ağrıyı hafifleterek haz duygusunu güçlendirir. Bu nedenle sporcular en yoğun spor sonrasında dahi mutlu ve huzurludur.
Düzenli fiziksel aktivite, endorfin salınımını destekleyerek hem bedensel hem de ruhsal iyi oluşu destekler (Siebers et al., 2022).
Mutluluk Hormonu Dengesi: Beyin Kimyasallarının İşbirliği
Mutluluk, tek bir biyolojik mekanizmanın sonucu değil, tüm sistemin ve kimyasalların birlikte sistematik bir biçimde çalışması ile ortaya çıkan çok boyutlu bir duygu durumudur.
İnsan davranışını şekillendiren bu süreçler, farklı nörotransmitter ve hormonların beraber çalışması ile ortaya çıkar. Bu dört kimyasal birlikte çalıştığında, kişi yalnızca anlık keyif değil, sürekliliği olan bir mutluluk haline ulaşır.
Günlük hayatta içsel denge sağlanır, motivasyon artar, sosyal bağlar güçlenir, iyi oluş hali sürekli ve tutarlı hale gelerek kişinin yaşam kalitesini arttırır. Böylece pozitif bir döngü elde edilmiş olur.
Dolayısıyla, bu dört kimyasalı aktif edecek aktivitelere yönelmek, kişinin daha kaliteli ve sağlıklı bir hayat sürmesi açısından önemlidir.
Kaynakça
-
Ali, A.H., Ahmed, H.S., Jawad, A.S., Mustafa, M.A. (2021). Endorphin: function and mechanism of action. Science Archives, Vol. 2 (1), 9-13. http://dx.doi.org/10.47587/SA.2021.2102
-
Baixauli E (2017) Happiness: Role of Dopamine and Serotonin on Mood and Negative Emotions. Emerg Med (Los Angel) 7: 350. doi: 10.4172/2165-7548.1000350
-
Dfarhud D, Malmir M, Khanahmadi M. Happiness & Health: The Biological Factors-Systematic Review Article. Iran J Public Health. 2014 Nov;43(11):1468-77. PMID: 26060713; PMCID: PMC4449495.
-
Siebers, M., Biedermann, S. V., & Fuss, J. (2022). Do endocannabinoids cause the runner’s high? Evidence and open questions. The Neuroscientist, 29(3), 352–369. https://doi.org/10.1177/10738584211069981