Pazartesi, Ağustos 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Sihirli Bir Kitabınız Olsa Ne Yazardınız?

Sihirli bir kitaba sahip olduğunuzu hayal ettiniz mi hiç? İçinde neler olmasını, size neler vadetmesini isterdiniz? Bu sihirli kitap size hayal ettiğiniz gerçeklikleri, yaşamak istediğiniz hayatı getirme gücüne sahip olsa, ondan kaçar mıydınız yoksa kullanmak için çaba mı sarf ederdiniz?

Aslında hepimizin bu güce sahip bir kitabı olduğunu söyleyebilirim. Kendi gerçekliğimizi yaratarak istediğimiz hayatı getirmek için bize farklı yollar sunuyor. Bazen bizi koruyor, bazen cesaretlendiriyor. Ancak tek bir kuralı var bu kitabın: Ne istediğimizden emin olmamız gerekiyor. Emin olmadığımız takdirde kitabın kuralları bozulur, isteklerimiz şaşar, ne yapacağımızı bilemeyebiliriz. Asıl önemli nokta kişinin ne istediğini bilmesinde yatıyor. En zorlandığımız konuda genelde bu oluyor.

Bu kitabın adı “düşünce”

Bu kitabın adına biz “düşünce” diyoruz. Düşüncelerimiz bizi yönetiyor, korkutuyor, şaşırtıyor, sevindiriyor hatta bazen havalara uçuruyor. Bize güven ve huzur veriyor. Aslında hayattan beklentimizi sağlayan yegâne şey bizim düşüncelerimiz. Peki neden yönetemiyoruz? Neden istediğimiz gibi kontrol edemiyoruz?

Bizim, isteklerimizi belirleyememizin sebebi duygularımız mı yoksa bizim isteğimiz dışında oluşan iç sesimiz mi? Doğduğumuz andan itibaren çevremizden duyduklarımız, gördüklerimiz bizim için birer iç ses oluşturur. Bu iç sese kulak verildiğinde bazen kendi esas isteklerimiz, sesi oluşturan insanların düşünceleri ile karışır. Hayattan bizim beklentilerimiz bazen bir filmin, bazen bir aile bireyinin yaşantısının zıttı olduğunda düşüncelerimiz bize karşı çıkarak kitaba bize uygun olmayan isteklerimizi yazmamıza sebep olur. Ne istediğimizi ve bize neyin iyi geleceğine karar vermek zor hale gelir.

Hayatta bizi neyin daha iyiye götüreceğine bakıp ilerlememiz ve kitap kurgumuzu ona göre oluşturmalıyız. Bazen isteklerimiz gerçekten bizim isteklerimiz mi yoksa öğrendiklerimiz ve bize uygun olmayan öğretiler mi, bunun ayrımını yapmalıyız.

İç sesimizin temeli: öğrenilmiş kalıplar

İç sesimizin temelinde örtük öğrenmelerimiz, yetiştirilme şeklimiz, önceki yaşantımız, beklentimiz gibi pek çok öğeyi barındırıyor. Örtük öğrenmelerimiz çevremizden duyduğumuz, mantığımıza yatmayan, belki de durup nefes alınca “Ben ne diyorum ya?” dediğimiz cümleleri içeriyor. Zamanında duyduğumuz ve o an önemsemediğimiz düşünceler, en ihtiyacımız olmadığı anda gün yüzüne çıkarak “Hayır olmaz bu, iyi düşünemezsin. Buna izin vermem.” diyen fısıltılardan ibaret oluyor.

Yetiştirilme şeklimiz, hayatımızın, kurallarımızın büyük çoğunluğunu yöneten ve oluşturan kalıpların temel taşıdır. Onların istediği yönde veya tam istemediği yönde gitmek gibi iki farklı yol seçeriz. Bir skala içerisinde nerede olacağımızı belirlediğimiz cambaz ipinde ileri geri hareket ederek kuralları oluştururuz.

Önceki deneyimler, şu an var olan koşullarımızda nasıl ilerleyeceğimiz konusunda bize destek olduğu gibi köstek de olabilir. Bir kere kalp kırıklığı yaşadığımızda tekrar yaşama korkusu bizi adım atmaktan geri tutar. Halbuki bize ne güzellikler getirecektir yaşayacağımız hayat. Ancak cesaret kırılması veya olumsuz duygular buna engel olmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Beklentiler ve sihirli kitabın yazarı olmak

Beklentilerimiz ise hepsinin bir kapsamasıdır. Bütün bahsettiğim deneyimler, öğrenmeler şu an içerisinde ne beklediğimizi bize gösterir. Ancak bunların bir kesinliği var mıdır? Sihirli kitabınıza bunları yazmak istiyorsunuz yoksa gerçekten size huzur getirecek, olumlu duygularınızı tekrar canlandıracak olaylar mı yazmak istiyorsunuz?

Cevabınız mutlu olaylar, hayatınızı olumlu yönde değiştireceğiniz olaylar olduğunu biliyorum. Çok az kişi kendi kontrolü olmayan düşüncelerin varlığını kendi benliği gibi kabul etmek ister. Genelimiz bu düşünceleri kendi filtresinden geçirip doğru olup olmadığının yanı sıra bunu isteyip istemediğine bakar. Olması gerektiği gibi.

Ne bekliyoruz hayattan?

Ne bekliyoruz peki biz hayattan? Ne yazacağız kitaba? Düşüncelerimizi nasıl fark edip istediğimiz olumlu düşüncelere yöneleceğiz?

Önce ne istediğimizi bilmek için kendimizi tanımamız gerekiyor. Ben neredeyim, ne istiyorum, ne isteyeceğim, nereye gidiyorum? Bu sorulara hemen cevap vermenizi beklemiyorum. İnsan yapısını oluşturan sorular bunlar. Kendimizi tanımamız için enine boyuna düşünmemiz gerekiyor. Belki bir fikir almamız…

Kendimizi tanıdıktan sonra diyemem çünkü bu uzun bir yolculuk. Kendimizi tanımaya başladıktan sonra kitabı karşımıza alıp daha önce olan isteklerimiz bugünü yansıtıyor mu yoksa sadece hayal mi etmişiz, bunun ayrımını yapmalıyız. Kendi hayal gücümüzü kullanmanın esiri de olabiliriz, gerçek dışı olumsuz düşünceler kadar gerçek dışı olumlu düşüncelerimiz de var hayatta. Bu düşüncelerle nasıl ilerleyebiliriz veya isteklerimizi gerçekliğimize nasıl dönüştürebileceğimizi sorgulamalıyız.

Duygular ve düşünceler kitabın rotasını belirler

Düşüncelerimiz, davranışlarımızı kontrol edebildiği gibi duygularımızı da kontrol eder. Duygu kontrolü ise yaşadığımız olaylar neticesinde anlık değişim göstererek kitaba yazma şeklimizi, yazacağımız düşünceleri, yazacağımız isteklerimizi bile etkileyebilir. Bu etkilenmeyi en sağlıklı şekilde yapmak adına kendimize olan duygular ile düşünceleri ayırt edip kendi isteğimize göre yönlendiriyor olmalıyız.

Kendi gerçekliğimize başkalarının duyguları, iç sesleri zarar verici olabilir. Kendi isteklerimizle onların isteklerini karıştırabiliriz. Bu sadece bizim kitabımız ve sadece biz oluşturabiliriz. Bunu oluşturmak için de düşüncelerimizi ve duygularımızı tanımamız gerekir.

Son Söz: Kalemin kuvvetli, düşüncen şeffaf olsun

Kitabınızı yazarken kaleminiz kuvvetli ve düşünceleriniz şeffaf olsun. Çünkü bu, sizin kitabınız, sizin gerçekliğiniz ve sizin gücünüz.

Sıla Satılmış
Sıla Satılmış
Sıla Satılmış, lisans eğitimini psikolojik danışman olarak tamamladı. Çalışma psikolojisi ve insan kaynakları üzerine yüksek lisans eğitimini devam ettirmektedir. Bireysel psikolojinin yanı sıra örgüt psikolojisinin etkili olduğunu düşünen Sıla, yazılarını geniş bir çerçeve içerisinde devam ettirmektedir. Yazdığı yazılar ile geniş bir kitleye hitap etmekte ve ilgi çeken konulara değinmenin öneminin farkındadır. Travma ve yas, güncel konular, özgül farklılıklar, kişisel gelişim gibi konularda yazılar üreterek okuyan herkesin hayatına dokunmayı amaçlamaktadır. İnsanların düşünce yapılarını incelemeyi ve hayal gücünü kullanarak yazılar yazmayı kendisine misyon edinmiştir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar