Ruh sağlığının korunması, iyilik halinin devamı için bireyler kimi zaman psikolojik danışmanlık hizmeti almaktadırlar. Hayatlarında çözemedikleri sorunlar, içinden çıkamadıkları durumlar olduğunda kendi içlerinde bir çatışma durumu yaşarlar. Ve yaşanan bu durumlar bireylerin ruh sağlığını olumsuz etkileyebilmektedir. Yaşanan çatışma halleri, bireylerin düşüncelerine, sonrasında duygularına ve davranışlarına etki etmektedir. Bu gibi durumlarda kendinin farkına varan bireyler psikolojik danışmanlık hizmeti almaya geldiklerinde bireyin çözemediği probleme ve bireye uygun olarak bir ekol belirlenmektedir. Bu ekollerden bazıları Bilişsel Davranışçı Terapi, Çözüm Odaklı Terapi, Gerçeklik Terapisi gibi bilimselliği kanıtlanmış terapi ekolleri olabilmektedir. Fakat bazen bazı durumlarda bireylerin kişilik özelliklerine ve yine problemlerine uygun olarak farklı terapiler de benimsenebilmektedir. Bu terapiler ise sanat terapi, dans ve hareket terapisi, film terapisi, bibliyografi, resim terapisi, tiyatro ve drama terapisi ve müzik terapisi olabilmektedir. Bu terapilerin içerisinde yer alan müzik terapisi ise son yıllarda ülkemizde de gelişme gösteren ve bireyin ruh sağlığına önemli etkileri olan bir yöntem olarak öne çıkmaktadır.
Müzik terapisi; ses, ritim, melodi ve doğaçlama gibi müzikal öğeleri kullanarak bireyin duygularını ifade etmesini, zihinsel süreçlerini düzenlemesi ve psikolojik rahatlama sağlamasını hedefleyen bir terapi yöntemidir. Bu yöntem bireylerde anksiyete düzeyini düşürmekte, stresle başa çıkma becerilerini arttırmakta ve olumlu duyguları güçlendirmektedir. Özellikle depresyon, travma sonrası stres bozukluğu ve otizm spektrum bozukluğu gibi alanlarda müzik terapisinin etkili sonuçlar verdiği bilinmektedir. Aynı zamanda bireyin olumsuz düşüncelerini fark etmesini sağlayarak bu düşüncelerin olumluya dönüştürülmesine yardımcı olmaktadır. Böylece duygular dengelenmekte ve sağlıklı davranış biçimleri geliştirilmektedir. Bireye birçok olumlu özelliği bulunan müzik terapisi: dinleme, enstrüman çalma, şarkı söyleme, beste yapma ve hareket gibi çeşitli müzikal etkinlikleri içermektedir. Üstelik bu terapinin bireylere uygulanabilmesi için bireylerden özel bir yetenek beklenmemektedir. Çünkü bu yöntemde de asıl amaç bireyin çatışma yaşadığı duruma çözümler üretebilmesine yardımcı olmak ve psikolojik iyi oluş halinin korunmasıdır. Bireye uygun bir müzik seçilmesi ve bunun bireye dinletilmesi bile bireyde olumlu düşünceler ve duygular oluşturmaya başlamaktadır. Bunun yanında bireye şarkı söyletmek de sesli ifade gücünü arttırmakta ve motivasyonu yükseltmektedir. Bireyin kendi şarkısını yazmasını sağlamak ise yaratıcılık, özgüven ve duygusal farkındalık geliştirmektedir. Veya müzik eşliğinde yapılan hareketler de denge, esneklik ve koordinasyon geliştirirken aynı zamanda mutluluk hormonu da sağlamaktadır. Müziğin kimi zaman ifade gücünden imgeleme yoluyla yararlanmak istenildiğinde ise birey müzik eşliğinde zihinsel bir yolculuğa çıkarılır ve bu teknikle de bastırılmış duygular açığa çıkarılabilmekte, kişisel iç görü kazandırılabilmektedir. Bu yöntemlerin hepsi ise bireyin yaşına, problemine, kişilik özelliklerine ve terapi hedeflerine göre şekillendirilmektedir. Bu gibi müzik terapi yöntemleri sadece bireyle değil grupla psikolojik danışmalarda da uygulanmakta ve bu sayede tek bir uygulama alanına bağlı olmadan birden fazla bireye de olumlu katkı sağlamaktadır. Bu yöntemler ile bireyin iyi bir vakit geçirmesi de sağlanır ve bazen bir şarkıyla ağlamak ya da gülmek, bazen birlikte bir ezgi tutturmak, melodinin ritmine uyum sağlamaya çalışmak geçirilen bu vaktin bireye olumlu etkilerini güçlendirmektedir.
Müzik terapisi güncel olarak ülkemizde ve farklı ülkelerde halen daha uygulanmaktadır. Sadece bir sanat etkinliği değil aynı zamanda bilimsel temellere dayanan bireyin duygusal, zihinsel, sosyal ve fiziksel iyilik halini destekleyen güçlü bir terapi yöntemidir. Sadece hastalıkların tedavisinde değil bireyin iç dünyasının keşfinde, içinden çıkamadığı durumlara çözümler üretebilmesinde, kendini dinleyebilmesinde yardımcı olmaktadır. Danışmanlık süreçlerinde kullanılan her bir nota bireyin iç dünyasına yapılan iyileştirici yolculuğun bir parçasıdır. Bu yolculukta müzik, bazen bir dost, bazen bir ayna, bazen de umut ışığı olmaktadır. Dost olduğunda sizin duygularınızı paylaşır. Size ayna olduğunda size, sizi gösterir. Kendinize olan farkındalığınızı arttırır. Umut ışığı olduğunda ise çözülemeyen sorunların çözülebileceğini, aydınlığa çıkmayabilecek gibi görünen yolların aydınlığa çıkabileceğini, en karanlık gecelerin bile bir sabah güneşiyle aydınlanacağını ya da karanlık gecelerin bile yıldızlarla aydınlanabileceğini göstermektedir. Bundandır ki boşuna dememişlerdir ‘Müzik ruhun gıdasıdır.’ diye. Ruhunuzu besleyecek, ona en iyi gelecek notaları bulmanız, kendi müziğinizi yaratmanız ve bulmanız her zaman mümkündür. Bu bazen bir terapi ile bazen ise kendinizle baş başa kaldığınızda olabilmektedir. Bu durumun danışmanlık boyutu için bir müzik terapist eşliğinde ilerlemek en sağlıklı çözüm yolu iken terapilerden arta kalan süreçlerde, kendinizle baş başa kaldığınız anlarda da kendinize iyi gelebilecek müziği bulabilirsiniz. Buna başlayabilmek için küçük bir fırsat ise önce kendinizi dinlemeniz ve kendi içinizde çalan o notalara kulak verebilmenizdir. Notaları takip ettiğinizde kendi müziğinize ulaşacaksınız. Öyleyse şimdi kendinizi dinlemenizin tam zamanı.


