Yaz mevsimi çoğumuz için ruhsal anlamda daha canlı ve fiziksel açıdan da daha hareketli olduğumuz bir tabloyu ifade etse de son dönem çalışmalar bir şeyleri gözden kaçırdığımızı gösterdi. Bazıları için biyolojik belirteçler, bazıları için ise yaz döneminde yaşanılan özel yaşam olayları sebebiyle yaz aylarında depresif semptomlar görülebiliyor. Yaz depresyonu kavramı, tam da bu noktada dikkat çekiyor. Evet, depresyon sadece gri kış günlerine ait değil.
Edebiyatın da zaman zaman sessizce işlediği bir duygu olan yaz depresyonu, Albert Camus’nün Yabancı adlı romanında, sıcak bir yaz gününün bunaltıcı havası, karakterin duygusal donukluğu ve yönsüzlüğüyle iç içe geçer; ruhsal sıkışmışlık, fiziksel ısıyla iç içe sunulur.
Psikolojide Yaz Depresyonu
Psikolojide ise yaz depresyonu, mevsimsel duygudurum bozuklukları çerçevesinde ele alınır. Mevsimsel özellikli depresyon (Seasonal Affective Disorder – SAD), sonbahar ve kış aylarında ortaya çıkan, uykularda artış, karbonhidrat ağırlıklı beslenmeyi içeren iştah artışı ve kilo alımı ile seyreden, ilkbahar ve yaz aylarında iyileşme gösteren depresif dönemler şeklinde tanımlanmaktadır. Ancak mevsimsel özellikli depresyon yaşayanların %10’u yaz döneminde bu belirtileri yaşar.
Yaz depresyonunun tipik belirtileri:
-
Üzgün ve kaygılı hissetme
-
Düşük enerji
-
İştah azalması
-
Kilo kaybı
-
Uyuma zorluğu ve uykusuzluk
-
Tahammülsüzlük
Psikoterapilerde bireyin yaz mevsimine dair beklentileri, sosyal baskılar, beden algısı kaygıları ve kontrol kaybı hissi detaylı şekilde incelenir. Terapi sürecinde, kişinin kendi yaz tanımını yeniden yapılandırması, gerçekçi hedefler koyması ve sosyal karşılaştırmaları bırakması desteklenir.
Yaz Depresyonunun Nedenleri Nelerdir?
Yaz depresyonunun nedenleri üzerine çalışmalar devam etmekle beraber en önemli nedenlerinden biri yaşanan iklim değişikliği krizidir. Hepimizin bedeninde dış dünyanın koşullarına göre kendini düzenleyen homeostatik bir denge mekanizması vardır. Bu mekanizma sıcak ve soğuk havalarda bedenimizin kendi iç ısısını dengelemesine yardımcı olur. Yaz depresyonu yaşayan kişilerin bu mekanizmalarında güçlük olduğu ya da yaşanan radikal iklim olaylarının bu mekanizmayı bozduğu söylenebilir. Özellikle ekvator bölgesine yakın, sıcak ülkelerde yaz depresyon oranlarının daha yüksek olduğu görülmektedir.
Özellikle ısının 35 derecenin üzerine çıktığı sıcak günlerde kişilerin tahammül seviyeleri düşer, daha agresif belirtiler sergileyebilirler, zihinsel işlevlerden bellek, dikkat problemleri ortaya çıkabilir. Artan nem ile uyku düzeni ve kalitesi bozulur. Uyku hormonu melatonin ve duygu durumumuzla ilgili serotonin dengesinin bozulması depresyonu tetikleyebilir.
Doğal Etkenler ve Sosyal Baskılar
Polenlerin fazlalaşması, gün süresinin uzaması, fazla gün ışığına maruz kalmak doğaya ait sebepler arasındadır. Çalışmalar, özellikle alerjik bünyeye sahip insanların polen miktarının artması ile yaz döneminde depresif ruh haline daha yatkın olabileceğini söylemektedir.
Yaz ayında günlük rutinlerimizin değişmesi ruh sağlığımızı bozabiliyor. Örneğin öğretmenler gibi mevsimlere göre değişen meslekleri olan kişiler için program değişiklikleri, ofis çalışanları için yazın alınan izinler sebebiyle iş akışı değişiklikleri, izinde olan iş arkadaşının görevini de üstlenmek gibi zorlayıcı değişimler; yaz tatili masraflarının giderleri artırması ancak özellikle yaz dönemi için ekonomik destek sağlamayan Türkiye gibi ülkelerde yaşanan gelir kaybı ile başa çıkmak da duygusal açıdan strese neden olabilmektedir.
Ek olarak sosyal medyanın da etkisi ile insanların sık sık tatil anılarına maruz kalmak, “herkes eğleniyor” algısı ile kişinin kendini yalnız hissetmesine ve depresif belirtileri yaşamasına neden olmaktadır. Yine sosyal medyanın beden imajına dair etkisi ön plana çıkmakta, yaz döneminde giysi katmanlarının azalması, kişilerin kendi bedenlerine dair sorgulamaya girmesi ve sosyal içe çekilmeye neden olması ihtimalleri de yaz dönemi depresyonunun sebepleri arasındadır.
Yaz Depresyonu ile Başa Çıkmak İçin Neler Yapılabilir?
Yaz depresyonu ile başa çıkmak için, öncelikli olarak yaz dönemimizi planlamak işe yarayan bir yöntemdir. Tatil planlarımızı ekonomik bir şekilde yapmak, tarihleri belirlemek kontrol hissini verecektir. Kısalan geceleri ve akşam planlarını göz önünde bulundurduğumuzda haftalık olarak uykumuzu dengelemek için bazı günler dinlenmeye izin vermemiz ve erken uyumamız yardımcı olacaktır.
Rutinlerimizi koruyarak artan sıcaklıklar ile başa çıkmak için mümkün olduğunca kendimizi günün sıcak saatlerinde kapalı ortamda tutmak, mevsime uygun giyinmek ve bol sıvı alımı ile bedenimize sıcakla başa çıkmasında yardımcı olmak önemlidir. Günün erken saatlerinde ya da geç saatlerinde spor yapmak hem sıcaktan korunmamızı hem de fiziksel sağlığımız için önemlidir.
Sosyal destek her aşamada anahtar yöntemdir denebilir. Sosyal medyadaki fotoğraflara aldırmadan kendi hayatınızı planlamak, tercih edilen yalnızlığın dışında kendinizi ait hissettiğiniz bir arkadaşınızla planlar yapmak faydalı olacaktır.
Son olarak kendini korumak, tüm sorumluluğu üstlenmemek, kendini ekonomik açıdan ağır yükler altına sokmamak, tatil anlayışımızı sorgulamak, toplumun dayatmalarına teslim olmamak da yaz depresyonuna girmemek için alınacak önlemlerden olabilir.
En son çare, tüm bunlar işe yaramadığında durumunuzu ayrıntılı değerlendirmek ve psikoterapi desteği ve ilaç tedavileri için gerekli ruh sağlığı uzmanlarına başvuruda bulunulabilir.