Salı, Eylül 23, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

İnsanın Kadim İkilemi: Mantık ve Duygu

Hayatın birçok anında, içimizde birbirine zıt iki eğilimin çekişmesini hissederiz. Önemli bir sınav sabahına uyandığınızda, bir iş teklifini değerlendirirken ya da bir ilişkiyi bitirmeyi düşünürken içinizde iki ses duyarsınız. Biri planlı, sakin ve hesaplıdır; diğeri coşkulu, endişeli ya da umutludur. Örneğin sınav sabahı bir yanınız “çalıştın, bilgilerin var, dikkatini toplarsan yapabilirsin” derken (mantık), diğer yanınız “ya unutursam ya başarısız olursam” diye fısıldar (duygu). Çoğu zaman bu iki ses arasında gidip geliriz. Bu, insanın kadim ikilemi olan “mantık ve duygunun sahnedeki halidir.”

Mantık Okulu

Mantık bize güvenli, planlı ve hesaplı yollar önerir; burada hesap yapmayı, riskleri değerlendirmeyi ve uzun vadeli düşünmeyi öğreniriz. Üniversite seçerken, para biriktirirken veya uzun vadeli bir hedef belirlerken “ileride ne olur” sorusunu sorarız. Mantık, tıpkı güneş gibi yolumuzu aydınlatır ve önümüzü görmemizi sağlar. Plan yapmayı, zamanı yönetmeyi ve geleceğe yatırım yapmayı öğretir. Bize görünmez bir harita sunar; riskleri ve fırsatları gösterir.

Duygu Okulu

Duygu ise bize anı yaşamak, tutkuyla bir şeye yönelmek ve risk almak konusunda dersler verir. Bir iş teklifini kabul ederken ya da bir ilişkide adım atarken bu okulun fısıldadıkları içimizden yükselir. Duygular, ay gibi gecenin içinde ışığını yumuşakça yansıtır, bizi iç dünyamızla buluşturur. Sevinç, korku, merak ya da tutku, hepsi aslında ihtiyaçlarımız ve değerlerimiz hakkında bize bilgi veren işaretlerdir. Duygularımızı tanımak ve düzenlemek, onları bastırmaktan çok daha sağlıklıdır. Psikolojide buna “duygu düzenleme” denir ve kişinin kendini daha iyi anlamasına yardımcı olur.

Psikolojide İki Ses

Aslında bu iki okulun çatışması psikolojide uzun zamandır inceleniyor. Daniel Kahneman’ın “Sistem 1” ve “Sistem 2” modeli, “duygusal-hızlı düşünme” ile “mantıksal-yavaş düşünmeyi” tanımlar. Günlük kararlarımızda çoğu zaman bu iki sistem birlikte çalışır ve bizi dengede tutar. Psikolojide “bilişsel çelişki” kavramı ise iki zıt inanç veya duygu bir arada olduğunda yaşadığımız iç gerginliği açıklar. Bu yüzden bazen karar anlarında huzursuzluk hissederiz. Oysa bu huzursuzluk, aslında içimizdeki iki sistemin bize farklı perspektifler sunmasından da kaynaklanır.

Mantığın ve Duygunun Psikolojik Dansı

Mantık ve duygunun birbirini tamamlayan iki yan olduğunu düşündüğümüzde tablo daha da netleşir. Bir geceyi gündüze bağlayan aydınlık ve karanlık gibi, güneş ve ay da birbirini tamamlar. Mantık güneş gibi yolumuzu aydınlatırken, duygular ay gibi gecenin içinde yolumuzu bulmamıza yardım eder. Bu iki güç birbiriyle uyum içinde olduğunda bizi hayatta ilerletir. Karar anlarında bir tarafı tamamen susturmak yerine her iki sesi de dinlemek, sonra da koşullara uygun olanı seçmek çoğu zaman daha sağlıklı sonuç verir. Örneğin, bir işe girmeden önce mantığın risk hesabını yapıp duygunun “bu iş beni heyecanlandırıyor mu?” sorusunu sormak gibi.

Daha ciddi konularda da aynı yaklaşım geçerlidir. İçsel hesaplaşmalarımıza, bizi ikilemde bırakan iç sesimize ve gündelik hayatta almayı bekleyen kararlarımıza bu açıdan bakmak; kaygı yaratan kararsızlıklarımızı ve diğer derin mevzularımızı daha iyi fark etmemizi sağlar. Bu farkındalık, hayat yolculuğumuzda daha olumlu bir yol izlememize ve sağlam adımlarla ilerlememize yardımcı olur.

Bununla birlikte, kendimizle dürüstçe konuşmak ve içimizden gelen mantık ile duygu seslerini görmezden gelmemek; bu iki sesi duymaya ve onlarla sağlıklı bir diyalog kurmaya izin vermek de, daha sağlıklı ve dengeli sonuçlara ulaşmamızı destekler.

Sonuç: İki Ses, Tek İnsan

Psikoloji bize, insan davranışlarını anlamanın tek bir cevabı olmadığını, çoğu şeyin hem biyolojik hem bilişsel hem de duygusal yönü olduğunu öğretir. Bu yüzden “mantık mı, duygular mı?” sorusu tek başına yetersizdir. Esas mesele, bu iki yönün dengesi ve uyumudur. Kendimizi tanıdıkça, hangi durumlarda mantığın, hangi durumlarda duygunun bize daha çok rehberlik ettiğini fark ederiz. Böylece kararlarımızın sorumluluğunu da daha bilinçli alırız.

Belki de insanın kadim mirası budur: İçimizde iki sesin varlığı. Biri bizi korur, diğeri bizi hayata bağlar. Biri hesap yapar, diğeri anlam arar. Bu ikisini birlikte dinlemeyi öğrenmek hem bireysel gelişimimizin hem de psikolojik sağlığımızın önemli bir parçasıdır. Ve unutmamalıyız ki her kararımız bizi biz yapan mozaikteki birer renk parçasıdır. Sonuçta doğru ya da yanlış yok, sadece kendi yolumuzu çizmek var…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar