Oyun, insanlık tarihi kadar eski bir kavramdır ve genellikle hareket ederek, taklit yoluyla öğrenme ve eğlenme amaçlarına hizmet etmiştir. İnsanlar oyun sayesinde hem zamanlarını değerlendirmiş hem de çeşitli beceriler kazanmıştır. Özellikle erken çocukluk döneminde oyun şüphesiz ki çok önemli bir yere sahiptir. Çocuklar oyun esnasında eğlenerek öğrenmekte, kendisini ifade etmek için birçok yol bulmakta ve gelişimsel olarak yeni deneyimler elde etmektedir (Kangal ve Özkızıklı, 2015). Bu yüzden oyun, çocukların sağlıklı büyümesi ve öğrenmesi için vazgeçilmezdir.
Bir çocuğun iç dünyasını anlamanın en etkili yollarından biri, oyunlarına dikkatle bakmaktır. Çünkü çocuklar oyun oynarken duygularını, düşüncelerini ve yaşam deneyimlerini en doğal hâliyle yansıtırlar. Oyuna değer vermek, çocuğun kendisine değer vermekle eşdeğerdir (Tuğrul, 2018).
Teknolojinin ilerlemesi ve dış mekânların aileler tarafından güvenli bulunmaması, çocukların dijital oyunlara erişimini giderek kolaylaştırması ile birlikte geleneksel oyunların yerini dijital oyunlar almaya başlamıştır. Özellikle savaş temalı ve rekabet içeren oyunlar — örneğin PUBG — artık sadece ergenlerin değil, ilkokul hatta okul öncesi yaş grubundaki çocukların da dikkatini çekmeye başlamıştır.
Küçük yaş grubundaki çocuklar neden özellikle şiddet ve rekabet temelli dijital oyunlara yöneliyor? Bu bağlanmanın arkasında hangi çocuk psikolojisi temelli ihtiyaçlar yatıyor ve uzun vadede nasıl sonuçlar doğurabilir?
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre dijital oyunlar, fiziksel aktivite eksikliği, sağlıksız beslenme, görme ve işitme ile ilgili hastalıklar ile iskelet sorunları, uyku bozuklukları ve depresyon gibi büyük sorunlara da neden olabilmektedir (Uzunoğlu, A., 2021).
Çocuklar çevrelerinden gözlemleyerek öğrenir; özellikle dijital içerikler bu süreçte oldukça etkilidir. Şiddet temalı dijital oyunlar, çocuklarda saldırgan davranışların sıradan ve kabul edilebilir olduğu algısını güçlendirerek, bu tutumların günlük yaşantıya yansımasına yol açabilmektedir. Ayrıca oyunlardaki kahramanları rol model alan çocuklar, gerçek ile kurgu arasındaki farkı ayırt edemeyebilirler. Bu durum, gerçek dışı beklentiler ve riskli davranışlar geliştirmelerine yol açabilmektedir.
PUBG ve Benzeri Oyunların Küçük Yaş Çocuklar Üzerindeki Psikolojik Etkileri
-
Saldırganlık ve Duyarsızlaşma: Sürekli şiddet içeren senaryolara maruz kalmak, çocuğun saldırgan davranışları içselleştirmesine neden olabilmektedir.
-
Dikkat Dağınıklığı ve Odaklanma Sorunları: Şiddet içeren dijital oyunlar, sürekli değişen görsel ve işitsel uyaranlarla çocukların dikkat sistemini olumsuz etkileyebilir. Bu durum da sınıf ortamında dikkatini toparlamakta zorlanan, sözel yönergelere yanıt vermeyen çocukların sayısında artışla kendini gösterebilmektedir.
-
Bağımlılık Belirtileri: Oyundan uzak kalınca huzursuzluk, oyun saati geldiğinde aşırı heyecan, ekran süresi kısıtlandığında öfke nöbetleri gibi belirtiler ortaya çıkabilmektedir.
-
Dürtüsellik ve Öfke Nöbetleri: Ekran süresi kısıtlandığında ya da oyun engellendiğinde çocuğun sinirlenmesi, eşyaya zarar vermesi (örneğin cam kırmak) gibi tepkiler gelişmektedir.
-
Küfür ve Saldırgan Dil Kullanımı: Oyun içindeki konuşmalar, çocuğun kelime dağarcığını etkiler. Küfürlü, aşağılayıcı veya saldırgan ifadeler kalıcı hale gelebilmektedir.
-
Gerçeklik Algısında Bozulma: Erken çocukluk döneminde gerçeklik kavramı tam olarak gelişmediğinden, çocuklar dijital oyun içeriklerini gerçek yaşam olaylarıyla karıştırabilmekte ve oyun içi deneyimleri gerçek olarak değerlendirebilmektedir. Bu da kaygı bozuklukları ya da travmatik rüyalar gibi sonuçlar doğurabilir. 5-6 yaş grubu çocuğu, oyundaki senaryoları gerçek gibi algılayarak rüyalarında oyunu görebilir ve oyundaki karakterle özdeşleşebilirler.
-
Sosyal Geri Çekilme: Dijital oyunlara bağımlılık geliştiren çocuklar, akranlarıyla yüz yüze etkileşim kurmaktan uzaklaşabilir; bu durum sosyal becerilerin gelişimini engelleyerek yalnızlaşmaya ve sosyal geri çekilmeye neden olabilmektedir.
Neden Bu Oyunlar Küçük Çocukları Cezbediyor?
-
Merak ve Gözlem: Çocuklar, bilişsel ve sosyal gelişimleri doğrultusunda çevrelerini gözlemleyerek ve model alarak öğrenirler. Özellikle akranlarının ya da büyüklerinin dijital oyunlar oynadığını gören bir çocuk, merak duygusuyla bu deneyimi keşfetmeye yönelir.
-
Başarı ve Kontrol Duygusu: Oyundaki skorlar, ödüller ve “kazandın” mesajları çocuğa başarı hissi verir. Gerçek yaşamda yeterlilik ya da kontrol duygusu geliştirmekte zorlanan çocuklar, dijital oyunlarda başarı ve hâkimiyet duygusunu daha kolay deneyimleyebilirler. Bu durum, oyunlara yönelimi artıran cazip bir unsur hâline gelir.
-
Duygusal Boşlukları Doldurma: Duygusal ihtiyaçları yeterince karşılanmayan ya da yalnız kalan çocuklar, dijital dünyada kendilerine ait bir alan bulur.
KAYNAKÇA:
Kangal, B. S., ve Özkızıklı, S. (2015). Teknoloji ve eğitimi. (Editör, Pınar Bayhan) Okul Öncesi Eğitiminde Teknolojinin Rolü. Hedef CS Basın Yayını.
Tuğrul, B. (2018). Oyunun gücü. (Editör, Ayşe Belgin Aksoy) Çocuk ve Oyun. Hedef CS Basın Yayın.
Uzunoğlu, A. (2021). Dijital oyun ve bağımlılık. Yeni Medya, 2021(11), 116-131.