Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Çocuğum Çok mu Hassas? Duyu Bütünleme Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Bazı çocuklar günlük yaşamda çevresel uyaranlara karşı çok daha duyarlı olabilir. Yüksek seslerden kaçınmaları, kıyafet etiketlerinden rahatsız olmaları veya kalabalık ortamlarda huzursuzluk yaşamaları, ailelerini kaygılandırabilir. Bu noktada sıkça sorulan soru “Acaba çocuğum çok mu hassas?” olur. Çocukların duyusal hassasiyetini anlamak için öncelikle duyu bütünleme kavramını açıklamak gerekir. Duyu bütünleme, sinir sisteminin farklı kaynaklardan gelen bilgileri organize ederek anlamlı davranışlara dönüştürmesi sürecidir (Bundy & Lane, 2020).

Bir klinik psikolog olarak ailelerle yaptığım görüşmelerde, çocukların davranışlarının ardında yalnızca bir inatçılık ya da uyumsuzluk değil, çoğu zaman duyusal hassasiyetin olduğunu fark etmek kritik bir dönüm noktası oluyor.

Duyu Bütünleme Nedir?

Ayres (2005), duyu bütünlemeyi beynin duyusal bilgileri işleyerek çevreye uygun yanıt üretmesi olarak tanımlar. Görsel, işitsel, dokunsal, vestibüler (motor koordinasyon ve denge duyusuna liderlik eden duyu sistemi), proprioseptif (kişinin vücudunun konumunu ve hareketlerini algılamasını sağlayan duyusal sistem) ve interoseptif (vücudumuzdan veya çevreden gelen bilgilerin beyin tarafından yorumlanması için beyne gönderilen uyarılar) sistemler bu sürece dahildir (Schaaf & Davies, 2010).

Duyu bütünleme sürecinde yaşanan zorluklar, çocuğun günlük yaşamını beklenmedik şekilde etkileyebilir. Örneğin, saç tarama ya da diş fırçalama, bazı çocuklar için yoğun stres kaynağı olabilir.

Çocukların dünyayı bizden farklı bir yoğunlukla hissettiklerini görmek çoğu ebeveyn için şaşırtıcı oluyor. Bazen bir kıyafet etiketinin deriye değmesi, onların sinir sistemi için bizim kulaklarımıza gelen yüksek bir inşaat sesi kadar rahatsız edici olabiliyor.

Belirtiler: “Benim Çocuğum Çok mu Hassas?”

Duyusal hassasiyetin belirtileri üç ana grupta toplanır:

  1. Aşırı tepki (Over-responsivity): Gürültü, parlak ışık veya dokunsal uyaranlara aşırı tepki verme. Çocuk, bu uyaranlara karşı ağlama, kaçınma veya agresif davranışlar gösterebilir (Miller et al., 2007).

  2. Az tepki (Under-responsivity): Çevresel uyaranlara kayıtsız kalma, adı söylendiğinde tepki vermeme gibi belirtilerle kendini gösterebilir (Schaaf & Mailloux, 2015).

  3. Duyusal arayış (Sensory seeking): Çocuğun sürekli hareket etmesi, zıplaması, çarpması veya yüksek ses çıkarması gibi davranışlarla duyusal uyarımı artırmaya çalışması sık rastlanır (Tomchek & Koenig, 2016).

Bir ebeveynin “Oğlum sürekli hareket ediyor, hiç durmuyor” sözleri bana çoğu zaman dikkat eksikliğinden önce duyusal arayış ihtimalini düşündürür. Çünkü bazı çocuklar bedenlerini düzenlemek için yoğun hareket etmeye gereksinim duyar.

Duyusal Hassasiyetin Nedenleri

Duyu bütünleme güçlükleri DSM-5’te bağımsız bir tanı olarak yer almasa da, otizm spektrum bozukluğu (ASD) ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ile yüksek oranda birlikte görülmektedir (American Psychiatric Association, 2013). Çalışmalar, otizmli çocukların %90’ından fazlasında duyusal hassasiyet görüldüğünü göstermektedir (Ben-Sasson et al., 2009).

Bununla birlikte, duyusal hassasiyet her zaman bozukluk anlamına gelmez. Aron ve Aron’un (1997) geliştirdiği “Sensory Processing Sensitivity” kavramı, yüksek duyarlılığın yaratıcılık, empati ve derin düşünme gibi güçlü yönlerle de bağlantılı olabileceğini vurgular.

Klinik deneyimlerimde de bazı çocukların bu yoğun duyarlılıklarını sanatsal üretkenlik veya akademik dikkat gibi güçlü yanlara dönüştürebildiklerini gözlemliyorum.

Müdahale Yöntemleri

En bilinen yaklaşımlardan biri Ayres Duyu Bütünleme (ASI) terapisidir. ASI, yapılandırılmış oyunlar yoluyla çocuklara uygun duyusal deneyimler sağlamayı ve sinir sisteminin uyaranlara daha dengeli bir şekilde yanıt vermesini amaçlar (Parham et al., 2011).

Randomize kontrollü çalışmalar, ASI’nin otizmli ve gelişimsel koordinasyon bozukluğu olan çocuklarda motor beceriler ve günlük yaşam performanslarını geliştirdiğini göstermiştir (Pfeiffer et al., 2011; Yamanishi et al., 2024).

Yine de literatür, bu yöntemin her çocukta aynı derecede etkili olmadığını ve bireysel farklılıkların dikkate alınması gerektiğini belirtir (Barton et al., 2014).

Terapi sürecinde en sık gözlemlediğim şey, çocuğun keyif aldığı oyunların müdahalenin merkezine yerleştirilmesinin süreci kolaylaştırdığıdır. Çünkü zevk aldığı etkinliklerde çocuk duyusal düzenlemeyi daha kolay gerçekleştirir.

Evde ve Okulda Destekleyici Yöntemler

Çocukların duyusal hassasiyetle başa çıkması, hem evde hem de okulda uygulanabilecek basit ama etkili düzenlemeler sayesinde kolaylaştırılabilir. Çocukların konforu, ışık düzenlemeleri, gürültü azaltıcı kulaklıklar veya daha rahat kıyafetlerle artırılabilir (Schaaf & Mailloux, 2015).

Ebeveynlere önerim, çocuğunuzun hassasiyetini değiştirmeye çalışmak yerine onun için güvenli alanlar yaratmanızdır. Çocuk kendini güvende hissettiğinde duyusal zorluklarla baş etme kapasitesi de artar.

Sonuç

Duyusal hassasiyet, bazı çocukların günlük yaşamda ciddi zorluk yaşamasına yol açabilirken, bazı çocukların güçlü yanlarını da besleyebilir. Önemli olan, çocuğun ihtiyaçlarını doğru anlamak, uygun destek ve müdahale yöntemleriyle çocuk gelişimini desteklemektir.

Kaynakça

American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.). APA Publishing.

Aron, E. N., & Aron, A. (1997). Sensory-processing sensitivity and its relation to introversion and emotionality. Journal of Personality and Social Psychology, 73(2), 345–368.

Ayres, A. J. (2005). Sensory integration and the child (25th anniversary ed.). Western Psychological Services.

Barton, E. E., Reichow, B., Schnitz, A., Smith, I. C., & Sherlock, D. (2014). The use of visual supports with young children with autism spectrum disorder. Journal of Early Intervention, 36(3), 171–189.

Ben-Sasson, A., Cermak, S. A., Orsmond, G. I., Tager-Flusberg, H., Kadlec, M. B., & Carter, A. S. (2009). Sensory clusters of preschool children with autism spectrum disorders: Differences in affective symptoms. Journal of Child Psychology and Psychiatry, 50(8), 965–975.

Bundy, A. C., & Lane, S. J. (2020). Sensory integration: Theory and practice (3rd ed.). F. A. Davis.

Miller, L. J., Anzalone, M. E., Lane, S. J., Cermak, S. A., & Osten, E. T. (2007). Concept evolution in sensory integration: A proposed nosology for diagnosis. American Journal of Occupational Therapy, 61(2), 135–140.

Parham, L. D., Cohn, E. S., Spitzer, S., Koomar, J. A., Miller, L. J., Burke, J. P., … & Summers, C. A. (2011). Fidelity in sensory integration intervention research. American Journal of Occupational Therapy, 65(2), 133–142.

Pfeiffer, B., Koenig, K., Kinnealey, M., Sheppard, M., & Henderson, L. (2011). Effectiveness of sensory integration interventions in children with autism spectrum disorders: A pilot study. American Journal of Occupational Therapy, 65(1), 76–85.

Schaaf, R. C., & Davies, P. L. (2010). Evolution of the sensory integration frame of reference. American Journal of Occupational Therapy, 64(4), 363–367.

Schaaf, R. C., & Mailloux, Z. (2015). Clinician’s guide for implementing Ayres Sensory Integration®: Promoting participation for children with autism. AOTA Press.

Tomchek, S. D., & Koenig, K. P. (2016). Occupational therapy practice guidelines for individuals with autism spectrum disorder. American Journal of Occupational Therapy, 70(5), 7005397010p1–7005397010p48.

Yamanishi, Y., et al. (2024). Examining the effectiveness of Ayres Sensory Integration® intervention for children with developmental coordination disorder: A randomized controlled trial. Children, 11(10), 1222.

Asude Özer
Asude Özer
Klinik Psikolog Asude Özer, psikoterapi alanında uluslararası deneyime sahip bir uzmandır. FMV Işık Üniversitesi'nde psikoloji lisans eğitimini tamamladıktan sonra, Polonya’daki SWPS University of Social Sciences and Humanities’de Klinik Psikoloji yüksek lisansını ”Ebeveynlik Stillerinin Genç Yetişkinlerin Cinsel Gelişimleri Üzerindeki Etkileri” üzerine yazdığı tezi ile tamamlamıştır. Eğitim ve kariyeri boyunca farklı yaş gruplarından bireylerle çalışarak bağımlılıklar, çocuk ve ergen psikolojisi, ebeveyn danışmanlığı, boşanma danışmanlığı ve dikkat eksikliği gibi konular üzerine uzmanlaşmıştır. Polonya’da bağımlılık terapisi alanında çalıştığı Zeus Detox Rehab & Spa ve otizmli çocuklarla uygulamalı davranış terapileri yürüttüğü Fundacja Krok Po Krok gibi merkezlerde önemli deneyimler kazanmıştır. Psikolojik değerlendirme süreçlerinde bilimsel temelli testlerin önemini benimseyerek WISC-IV, MMPI-3 ve Moxo Dikkat Testi gibi ölçüm araçlarının uygulayıcısı olmuştur. Ayrıca birey merkezli terapi, boşanma danışmanlığı, ebeveyn danışmanlığı ve çocuk merkezli oyun terapisi gibi çeşitli terapi yöntemleri üzerine eğitimler almıştır. Kongrelerde konuşmacı olarak yer almış, TV programlarında çocuk gelişimi ve psikoloji konularında bilgi vermiştir. Alanındaki gelişmeleri yakından takip eden ve psikolojiyi herkes için anlaşılır kılmayı amaçlayan Özer, bireylere destek olmayı ve psikolojik iyi oluşu artırmaya yönelik çalışmalar yapmayı sürdürmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar